Uyurum traduction Français
476 traduction parallèle
- Eldivenle uyurum.
Je dors avec des gants.
Güneşin doğmasına hala çok zaman var ve ben gündüzleri uyurum, sevgili dostum. Dünyanın etkilerine karşı tümüyle ölü gibiyimdir..!
L'aube est loin - et pendant la journée, mon cher ami, je dors profondément.
Istedigim kadar uyurum.
Je dors autant que je veux.
- Bilene kadar ne uyurum ne de çalışabilirim.
- Je n'y tiens plus, je dois savoir. - Laissez-moi.
Karın üstü uyurum.
Je dors sur le ventre.
Bu durumda, ortada uyurum bende.
Alors je dormirais au milieu.
Zaten bu ufacık yatakta nasıl uyurum ki?
Comment pourrais-je dans ce lit?
Ben şurada uyurum.
Je dormirai sur cette chose là.
Hiç horlamadığımı öğrenince sevinirsin. Sadece pijamalarımla uyurum, Rus stili.
Soyez rassurée, je ne ronfle jamais, sauf dans des pyjamas à la russe.
Johnny divanda yatar, ben de sandığın üstünde uyurum.
Jonathan sur le sofa... Moi, je coucherai sur le coffre.
Ben burada uyurum. İstersen şayet.
Je dormirai dans le lit de camp.
Umarım uyurum.
J'espère bien.
Holde, koltukta uyurum ben.
Je vais m'installer dans le fauteuil.
Geceleri orada uyurum.
Je dors là-haut, maintenant.
Geç saatlere kadar uyurum, genellikle 6'ya kadar.
J'aime faire la grasse matinée, jusqu'à 6 heures!
Kocam öldüğünden beri hep burada uyurum.
Je dors toujours ici depuis la mort de mon mari.
Yani denersem uyurum.
Si j'essaie, j'y arriverai.
Sonra da eve gider huzur içinde uyurum.
Puis, je rentrerai chez moi et je dormirai bien.
Ben onlarla uyurum.
Je vais dormir avec.
Peki, dışarıda uyurum.
D'accord, je dormirai dehors.
Tamam. Burada uyurum.
Je dormirai ici.
Buz kesmiş Muroran'da yalnız nasıl uyurum?
Rien que de penser dormir tout seul dans le froid de Muroran!
Ben plajevinde uyurum.
- J'irai dormir au pavillon.
- Ben uyurum.
- J'y dormirai.
Hapishanede uyurum.
- Je vais coucher à la prison.
- Tozlukla uyurum.
- Je dors avec.
Az uyurum ama daha çok yaşarım.
Je dors moins mais je vis plus.
Kocam o yatakta ölü yatarken, nasıl yerim, nasıl uyurum?
Comment peut-on manger ou dormir quand mon mari est mort?
Param varsa, bir şişe satın alıp odama giderim. Öyle zamanlarda gayet iyi uyurum.
Quand je ne suis pas fauchée, j'ai une bouteille dans ma chambre, auquel cas je dors très bien.
Bebek gibi uyurum.
Sans aucun problème.
Yatağa bir yattım mı, hemen uyurum.
Pas de risque. Une fois couchée, je dors comme un bébé.
- Aramam. Bir yattım mı hemen uyurum.
- Une fois couchée, je dors.
Bense kocam yokken daha iyi uyurum.
Moi, je dors mieux quand mon mari n'est pas là.
Sokağın karşısında çatıyı onarıyorlar ve ben çıplak uyurum.
Ils réparent le toit d'en face, et je dors toute nue.
Gece uyurum.
Je dormirai cette nuit.
Dinlenirim ben. Uyurum.
Je repose... je dors...
- Ben bu tarafta uyurum, Ruth pencere tarafında.
- Je dors ici, Ruth du côté de la fenêtre.
Tehllike anlarında, eğer durumu kurtarmak için yapabileceğim bir şey yoksa hep uyurum.
Lorsque je ne peux rien pour atténuer le danger, je dors.
- Arabada uyurum ben. - Hayır, lütfen, hayır.
Je dormirai dans la voiture.
- Tamam işte... Ben orada uyurum!
- Je retourne là-bas et c'est réglé!
- Evet ben her yerde uyurum.
- Oui, j'ai le sommeil profond.
Bazen çok derin uyurum.
J'ai le sommeil lourd.
Daha sonra uyurum ama şimdi konuşmalıyız.
Je dormirai plus tard. Maintenant, nous devons parler.
Eğer sohbet konusunda iyi değilseniz, sıkılır ve uyurum.
Si vous êtes douée pour le papotage, ça finit toujours par m'endormir.
Bir hap alır, uyurum.
J'irai me coucher avec un somnifère.
Biraz sessiz olursan, belki uyurum.
Si tu te taisais, je pourrais peut-être.
- Burada uyurum.
- Je dormirai ici.
Yatağa uzanmış dinlenirken, radyo dinliyordum ve belki bir duş alırsam daha iyi uyurum diye düşündüm.
Je m'étais allongée, j'écoutais la radio.
Ben de biraz uyurum.
Je vais dormir un peu.
Aman ne güzel rahat rahat uyurum artık!
Belle consolation!
- Birazdan uyurum.
- Bientôt.