Uyusuyor traduction Français
747 traduction parallèle
Kelepçedeki parmak izleri Durfee'ninkiler ile uyuşuyor.
Mais Durfee a eu les menottes.
- Ama içimiz uyuşuyor. - Ne demek istiyorsun?
Mais on s'est toujours estimé... au point de vue moralité, hein!
Bayan Redi'nin anlattığı her şey gördüklerimle uyuşuyor.
Tout ce qu'elle a dit concorde avec ce que j'ai vu.
Hiç olmazsa yürürken ayaklarım uyuşuyor.
C'est maintenant que ça me cuit.
İçerisi soğuk. Parmağım uyuşuyor.
J'ai le doigt gelé là-dedans!
Bu benim söylemek istediğimle uyuşuyor. Yani gelmek istemediniz. Teşekkürler, Bayan Wallner.
Cela confirme l'information qui m'avait été donnée, selon laquelle vous refusiez de venir.
Öyleyse kafamız uyuşuyor.
Nous avons la męme opinion.
İzler stüdyo bahçesindekilerle uyuşuyor.
Les empreintes sont les mêmes qu'à la maison de couture.
Öyle korkuyorum ki, kemiklerim uyuşuyor. Ölümle zar atmak gibi.
J'ai une telle frousse, que mes os cliquètent comme des dés à jouer.
Mundt'un Nisan ayında Kopenhag'a yaptığı iki günlük ziyaretin tarihiyle de uyuşuyor.
La date du retrait coïncide avec une visite de deux jours effectuée par Mundt à Copenhague en avril.
Benim zevkimle uyuşuyor.
Il correspond au mien.
Feci sancı yapıyor, sonra uyuşuyor ve bu elimi kullanamıyorum.
La douleur est terrible puis mon bras s'engourdit.
Benim atmosfer analizimle uyuşuyor.
Ces données recoupent mes analyses atmosphériques.
Lakaplarınız çok uyuşuyor aslında
Ce que je veux dire, c'est que vos surnoms sont assortis.
Ses uyuşuyor ancak bu gezegene atanmış bir Gary Seven yok.
Voix identifiée, mais pas de Gary Seven affecté à cette planète.
Paralel rotada ışınaltı hızımızda bizimle uyuşuyor.
Il calque notre vitesse subliminique et notre trajectoire.
- Koordinatlar uyuşuyor, Kaptan.
- Les coordonnées correspondent.
Olabilir. Rusların bildirdiğiyle uyuşuyor. Genelde güvenilir ama gecikerek gelir.
Ça cadre avec les informations des Russes... qui sont généralement fiables et trop tardives —
Eldivendeki kan Monica Ranieri'ninki ile uyuşuyor.
Le sang est du même groupe que celui de Monica Ranieri.
Biliyor musunuz, ayaklarım uyuşuyor.
Ce maudit George Thomas.
Sizin tahmininizle uyuşuyor mu, efendim?
Ça colle avec ce que vous pensez?
Bendeki değerle uyuşuyor.
Ici aussi.
Yıldızlarınız uyuşuyor olmalı.
Vous portez tous les 2 du blanc.
Formül Angel'ın tıbbi kayıt numarasıyla uyuşuyor.
La formule... correspond au numéro du dossier médical d'Angel.
Kollarım uyuşuyor, Jimmy.
Mon bras est engourdi, Jimmy.
Kan kurbanınkiyle uyuşuyor, ama üzerindeki parmak iziyle uyuşmuyor.
Le sang correspond à celui de la victime, mais pas l'empreinte.
Kesik izleri tırtıklarla uyuşuyor.
Les déchirures correspondent à la marque des liens.
Örnekler bire bir uyuşuyor ama Walden otelde değil.
Ca, ça correspond pile à sa première arme. Mais ça ne vient pas de l'hôtel.
Yatak odasındaki her iz Melanie Silber'inki ile uyuşuyor.
Il n'y a que celles de Melanie Silber.
Nedimenin bir erkek olması, kur zamanlarımızla nasıl da uyuşuyor? Teşekkür ederim Lordum.
Il est approprié que ta demoiselle d'honneur soit un homme!
Harfleri bir gözlem keşif kolu adıyla uyuşuyor - SS Columbia.
Les lettres d'appel correspondent à l'expédition du SS Columbia.
Kaptan'ın beyin taramasında bulunan anomalilerle uyuşuyor.
D'accord. Il peut rester.
Düşüncelerimiz uyuşuyor, Neden birlikte çalışmayalım?
Je suppose qu'on pourrait s'entendre?
Atılgan'da yapılacak bir görevin benim için daha avantajlı olacağını düşündüm. Kaptan, okumalar sondanın bulduklarıyla uyuşuyor.
Les déflecteurs sont frappés par d'énormes salves de rayons X.
Mogh'un şahsi güvenlik koduyla uyuşuyor.
Elle correspond bien au code de sécurité de Mogh.
Numaralar elimizdekilerle uyuşuyor.
Les numéros correspondent.
Şayet Tetsutaro, Dozaburo | ve Jushiro isimlerini hatırlarıyorsa... büyük annenin hatırladıklarıyla uyuşuyor demektir.
"S'iI se rappelle Tetsutaro, Dozaburo et Jushiro, " ces noms concorderont avec Ies souvenirs de grand-mére.
Hepsi birbiriyle uyuşuyor.
Tout se tient. L'effet de serre.
ve kalibresi mermiyle uyuşuyor.
Mlle Dunbar? Le calibre correspondait à la balle.
Yani ateşleme kristali ve emisyonu... Romulan parçalayıcılarındakilerle uyuşuyor.
Le cristal de focalisation correspond à celui d'un disrupteur romulien.
Koordinatlar uyuşuyor.
Les coordonnées sont identiques.
Ayaklarım uyuşuyor.
J'ai des fourmis dans les pieds.
İki - sütyendeki kan eldeki kanla uyuşuyor.
Deux : il est compatible avec... celui de la main.
Vurulduğunu hissediyorsun, sonra da keskin bir acı başlıyor. Sonra da uyuşuyor, evet.
On sent le choc puis il y a cette sorte de douleur aiguë t puis ça s'engourdit.
Bizim okumalarımızla da uyuşuyor.
C'est ce que nos relevés indiquent.
Örnekler Yüzbaşı Kelly'nin vücudundakilerle... ve örnek kabındakiyle tam olarak uyuşuyor.
Leur forme est la même que celle des résidus trouvés sur le Lt Kelly et dans le conteneur.
Aslında, hepsini bir kerede yemek en iyisidir, çünkü 10 vuruştan sonra kıçın öyle uyuşuyor ki, hepsini aradan çıkarsan fark etmiyor.
Vaut mieux en avoir plein d'un coup, parce qu'après 10 raclées, ton cul est insensible, et t'es prêt pour en finir.
Yok bir şey, sadece kafalarımız uyuşuyor, hepsi bu...
Pour rien. T'es une nana comme moi, c'est tout.
Bulduğum tüm kan izleri, Üsteğmen Aquiel Uhnari'ninkilerle uyuşuyor.
Les relevés sanguins correspondent au Lt Aquiel Uhnari.
Enerji izleri önceden gözlemlediğimiz zaman parçalanmalarınınkilerle uyuşuyor.
Sa signature énergétique correspond aux fragments.
Bu da adamınızın bilinçsiz kalma süresiyle uyuşuyor.
C'est à peu près le temps... pendant lequel votre homme a été dans les vapes.