Uyuyorduk traduction Français
72 traduction parallèle
Yaptığımız anlaşmaya uyuyorduk.
Nous nous tenions à notre pacte.
Gece yarısı saldırdığında çoğumuz uyuyorduk.
Nous dormions lorsqu'il attaqua au milieu de la nuit.
İyi yiyor, iyi uyuyorduk. Har vurup harman savuruyorduk.
On mangeait bien, on faisait la grasse matinée, on pouvait flamber.
Dün gece geldiler. Hepimiz uyuyorduk. Hadi.
Quand ils sont arrivés, on était couchés.
- Uyuyorduk bu yüzden uyandık işte.
- Ça nous a réveillés. - Vers minuit?
- Kızın morali çok bozuktu, uyuyorduk.
- Elle n'allait pas bien. On dormait.
Biz uyuyorduk.
On dormait, vous savez.
Uzaya savrulmak yerine dünyanın yüzeyine, yerçekimiyle yapışmış bizler de Kepler'in ilk kez keşfettiği doğanın bu yasalarına uyuyorduk.
Ancrés à la Terre par la force de gravité... nous fonçons à vive allure... en phase avec les lois de la nature, découvertes en premier par Kepler.
Yukarıda uyuyorduk Bir ses duydum, bakındım Amaya'yı gördüm.
Quand je me suis endormi,... j'ai entendu crac et j'ai vu Amaya.
İkimiz de ne yiyor ne de uyuyorduk.
On ne pouvait ni manger ni dormir.
Duyalım bakalım. Büyükbabamla ikimiz uyuyorduk.
Oh, et bien, peut-être que je ne vais pas te croire non plus.
- 20 yıldır uyuyorduk.
Ça fait 20 ans qu'on dort!
" İngiltereli Henry'ye şunu söyle : Ölmüş göründükse de, aslında uyuyorduk... ona de ki kendisini Harflew'de geri püskürtebilirdik.
" Va dire à Harry d'Angleterre... que si nous paraissions morts, nous n'étions qu'endormis.
Uyuyorduk.
On dormait.
Kardeşimle aynı odada uyuyorduk. Annemler evin dışına çıkmışlardı.
Mon frère et moi, on dormait dans la chambre et mes parents dans la cour,
Hepimiz uyuyorduk ve buradayız.
On dormait tous, et on est là.
Beni dinleyin. Hepimiz uyuyorduk. Anlıyor musunuz?
Ecoutez-moi, nous étions tous endormis, au moment de traverser la brèche.
Dün gece uyuyorduk ve - -
Je dormais la nuit dernière.
Hep beraber, yatakta uyuyorduk.
On dormait tous les trois dans le grand lit.
Hepimiz birbirlerimizin kurallarına uyuyorduk... istemesekte.
c'était comme si les règles auxquelles se pliaient les autres... ne nous concernaient pas.
Yani, geçen hafta Noel ile ders çalışmak yerine, öpüşüyorduk beraber uyuyorduk ve onunla Bahar tatilinde...
La semaine dernière, Noel et moi, on s'embrassait au lieu de travailler et on faisait la sieste ensemble. On parlait d'aller à Boston pour les vacances de printemps.
İşin gerçeği sadece emirlere uyuyorduk.
La vérité est que nous n'avons fait que suivre ses ordres.
Artı bir de uyuyorduk.
Et en plus, on dormait.
Tekerlek, benzin karneye bağlıydı, ayda bir kez veriliyordu ve hepimiz buna uyuyorduk.
Les pneus, le carburant étaient rationnés. On n'avait droit qu'à une certaine quantité de carburant par mois, et on l'acceptait.
Onlarla beraber uyuyorduk. Başka türlü hayatta kalmak mümkün değildi.
On marchait sur les gens, c'était le seul moyen d'avancer.
Kız kardeşim ve babamla beraber hala uyuyorduk.
Ma soeur, mon père et moi dormions.
Uyuyorduk ve aniden gürültüyü duyduk.
on a entendu tout ce bruit.
Uyuyorduk bizi uyandırdılar, kapılarımızı çarptılar bizi götürmek istediler.
On dormait et ils nous ont réveillés, ils ont frappé à nos portes et nous ont demandé d'évacuer.
Uyuyorduk.
On était.
- Uyuyorduk. Ve gördüğünüz gibi kapımız kilitliydi.
- Notre porte est fermée
Evimizde uyuyorduk İsrailliler geldiler evleri yıkmaya başladılar patlama sesleri geldi bütün gazlar bizim üzerimze geldi.
On dormait dans notre maison. Les Israéliens sont venus. Ils se sont mis à détruire les maisons.
Sabahları da tabii ki uyuyorduk.
On dormait le matin.
O mu bize uyuyordu yoksa biz mi ona uyuyorduk... onu hiç bilemiyorum.
Je sais pas si c'est lui ou nous qui chantions la première voix
Uyuyorduk. Haberimiz yoktu.
On dormait, on savait pas.
Biz, şu an uyuyorduk!
On était en train de dormir!
Uyum sağladık. Yani her yönden birbirimize uyuyorduk.
On était concordant, compatible en tout point.
Geceydi ve uyuyorduk.
C'était la nuit, nous étions endormis
Uyuyorduk ve bir anda oda çok soğuk oldu.
Nous dormions et la chambre est devenue brusquement très froide.
Ayni yatakta yatiyorduk. Sadece uyuyorduk.
On dormait dans le même lit, mais c'est tout.
Binlerce yıldır aşağıda uyuyorduk.
Nous avons sommeillé pendant des millénaires.
Burada birlikte mi uyuyorduk?
Est-ce qu'on couchait ensemble ici?
- Biz uyuyorduk. - Sakin ol.
- On dormait peinards, m'sieur...
Ve altın standardına uyuyorduk.
Le système de l'étalon-or était en vigueur.
Uyuyorduk, bu yüzden kulaklarının ne kadar sivri olduğunu doğrulayamadık.
On dormait, donc on ne peut pas dire si ses oreilles étaient pointues.
Ne kadar zamandır uyuyorduk?
Combien d'années avons-nous donc dormi?
Birlikte uyuyorduk.
On partageait un berceau.
Minibüste uyuyorduk.
On dormait dans une fourgonnette, hein?
Biz üç kız kardeş aynı odada uyuyorduk.
Nous étions trois soeurs à partager la chambre.
Kanunlara uyuyorduk, unuttun mu?
On suit la loi, tu te rappelles?
Evde uyuyorduk. Korkunç bir gürültü koptu.
Toute la maisonnée dormait quand on a entendu un bruit terrible.
Uyuyorduk.
Merde la lumière.
uyuyor 316
uyuyorum 52
uyuyor musun 135
uyuyorsun 19
uyuyordum 78
uyuyordun 24
uyuyor mu 66
uyuyordu 24
uyuyorlar 41
uyuyor musunuz 17
uyuyorum 52
uyuyor musun 135
uyuyorsun 19
uyuyordum 78
uyuyordun 24
uyuyor mu 66
uyuyordu 24
uyuyorlar 41
uyuyor musunuz 17