English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Uzadı

Uzadı traduction Français

957 traduction parallèle
Sanırım hava şartları nedeniyle gelişiniz uzadı.
La neige a dû vous retarder.
- Sen yokken uzadım.
J'ai grandi pendant ton absence.
Bu mesele yeterince uzadı.
Il est trop tard pour nous faire faux bond.
Uzadıkça uzadı artık.
ça commence à faire un compte rond, tu sais!
Bu iş çok uzadı ama. Bu eyalette hiç leopar...
Il n'y pas de léopards ici...
Söyle ona bu fazla uzadı.
- Moi oui : dites-lui que ça suffit.
Bu konuşma da yeterince uzadı bence.
Cette conversation me déplaît.
Boyu uzadı mı? İyi vakit geçirdi mi?
" Dites-moi ce qu'il devient
ffolliott, bu mesele yeteri kadar uzadı.
Ffolliott, vous allez trop loin.
Neden bu kadar uzadı?
Tu as été retardé?
- Bu şaka yeteri kadar uzadı.
- Cette plaisanterie a assez duré.
Bu kadar resmi asan kişiyi hayal edemiyorum. Üstelik neden bir insan böyle bir işle uzun uzadıya uğraşır ki?
Mais je ne vois pas qui ferait une chose pareille, ni pour quelle raison.
Senin zamanını harcayıp her şeyi uzun uzadıya açıklamamı istemezsin.
Je n'ai pas le temps de tout t'expliquer.
- Garip bir çevre olduğundan iş biraz uzadı.
. J'ai un peu traîné.
Tabi ki mahkemeler yoluyla uzadıkça uzayacak. Yalnız bir dakika.
Attendez.
Bu iş çok uzadı ve ben de çok yoruldum.
Tout cela est allé trop loin. Je suis fatiguée.
Sorununu uzun uzadıya düşündüm.
J'ai bien considéré ton problème.
" Ya, laf da epey uzadı be ahbap, bari mumu söndürseydik... der.
"Eh bien, vu que c'est une longue histoire, on pourrait éteindre la..." "La bougie," dit-il.
Bazıları çok bile uzadığını düşünüyor.
Certains pensent qu'elle est déjà trop longue.
Seninle uzun uzadıya konuşmak istiyordum ve gitmeden önce konuşacağım.
Je suis content qu'ils m'aient appelé. Je voulais vous parler... et je le ferai avant de partir.
Aynı makaslar hâlâ sendeyse benim saçım biraz uzadı Delilah.
Si tu as toujours tes cisailles, Dalila, mes cheveux sont un peu longs.
Bu şaka fazlasıyla uzadı!
Cette plaisanterie a assez duré!
Ben de Peder Lonergan'la uzun uzadıya konuştum.
J'ai longuement parlé au Père Lonergan!
Bu şeyler uzadıkça uzar, tartışılması gerekir...
Il va falloir discuter.
Anne, boyun mu uzadı senin?
Maman, tu as grandi.
- Sadece bir çocuk. Senin dilin fazla uzadı!
Ne t'avise pas de répondre.
Daha da mı uzadın?
Tu as grandi?
Saçmalık. Şaka gereğinden fazla uzadı.
La plaisanterie a assez duré.
Akşam olağan bir şekilde başarısızlıklarımın uzun uzadıya anlatımıyla geçti.
La soirée a été habituelle avec discussion sans fin sur mes défauts.
Elbette, ilişki uzadıkça ve onu daha iyi tanıdıkça...
Mais, plus je reste avec elles et mieux je les connais...
Gölgelerin boyu epey uzadı.
L'ombre commence à gagner du terrain.
Hatırlarsın. Bunu tartıştık hem de uzun uzadıya.
Nous avons assez discuté là-dessus.
İşin mi uzadı?
Vous finissez bien tard.
- Boyum çok uzadı.
Je suis devenu plus grand.
Bizi anlamaları biraz uzun sürdü ama tatilimizde uzadı bu arada.
Elles ont duré 6 mois, nos vacances en Espagne.
Herhalde yöntemlerim üstünde uzun uzadıya durmaya gerek yok.
Il est inutile, je pense, d'insister longuement sur mes méthodes.
Kitap sınıflandırması için mesaisinin uzadığını, söyledi.
Elle reclasse les livres après la fermeture.
Savaş uzadıkça, benim sadakatim azalıyor.
Plus elle dure, moins je me sens l'esprit loyal.
Kusura bakmayın, geciktim. Ders biraz uzadı.
Excusez-moi, le cours s'est éternisé.
Bu oyun yeterince uzadı.
Ce jeu a assez duré.
Telefon görüşmem uzadığı için özür dilerim.
Excusez-moi. J'ai été retenue.
Bu iş çok uzadı!
Ce n'est pas mon nom!
Varlığımı uzun uzadıya kapsamlı bir şekilde anlatmaktansa bir cin olduğumu söylemeyi kâfi buluyorum.
Au lieu de me lancer dans la longue explication habituelle de mon existence, je n'ai qu'à dire que je suis un génie!
Sanırım fıstık ezmesi yemekten bu kadar uzadı.
C'était sans doute à cause du beurre de cacahuètes.
Mançular bizi Ruslara ispiyonluyor. Esir konvoyları uzadıkça uzuyor.
Le passage des prisonniers crée un spectacle atroce.
- Şimdi boyum o kadar uzadı ki nerdeyse dengemi kaybedeceğim.
Maintenant je suis trop long.
Fransa'da savaş uzadıkça etekler kısalıyordu.
En France aussi, plus la guerre durait, plus les robes devenaient courtes.
Bu yolculuk çok uzadı.
C'est bien trop long.
Hemen halledin! Bu iş yeterince uzadı!
Mais qu'on en finisse vite!
İşler uzadı.
Que d'histoires...!
Uzun uzadıya fikir yormanın âlemi yok.
Tu vois déjà ton destin à bord, avec le Hollandais Volant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]