English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Uğraşıyoruz

Uğraşıyoruz traduction Français

1,117 traduction parallèle
Bizler hiçbir sınırın engelleyemeyeceği, insan taşıma işiyle uğraşıyoruz.
Nous travaillons à cette grande tâche qu'est le transport humain, qu'aucune frontière ne saurait limiter.
O kadar uğraşıyoruz, ama hala kendimizi yok edemedik.Çok ilginç.
Toute cette decadence et nous sommes toujours la. C'est incroyable.
Burada Buck seks yapmak, istesin diye uğraşıyoruz.
Il doit faire l'amour.
- Earle'ün satranç maçıyla uğraşıyoruz.
On se mobilise pour la partie d'échecs d'Earle.
İnsanlığın bütün tecrübelerinden öte, çok büyük güçlerle uğraşıyoruz.
C'est une force surhumaine! Un pouvoir colossal!
- Bununla uğraşıyoruz.
- On s'en occupe.
- Bununla uğraşıyoruz.
- On y travaille.
Biz sokaklarda kıçımızı yırtıp bu silahları dolaşımdan kaldırmaya uğraşıyoruz,... onar dönüp dolaşıp karşımıza çıkıyor.
On se casse le cul pour les retirer de la circulation, et elles y retournent.
Sektörü haritalamakla uğraşıyoruz.
Nous avons établi la carte du secteur.
- Ben elimden geleni... Kararı Temyiz Mahkemesine götürmek için uğraşıyoruz.
- Ecoutez... tout mon cabinet ne s'occupe plus que de votre appel.
Nereye gidiyoruz anlamıyorum... Ne diye hala uğraşıyoruz?
Je ne pige ni où on va... ni pourquoi on se casse le cul.
Dünyada cinayetle uğraşıyoruz.
Sur terre, il s'agit d'un meurtre.
Çözebilmek için tam 14 yıldır uğraşıyoruz.
Ça fait 14 ans qu'on essaie de s'en sortir.
Sadece konuşma bozukluğu şeklinde davranan bir hastalıkla uğraşıyoruz.
Nous avons donc affaire à une maladie qui imite l'aphasie.
Bu esnada, kalanımız istasyonun ayakta ve çalışıyor durumda kalmasına uğraşıyoruz.
En son absence, nous nous efforçons de faire tourner la station.
Uğraşıyoruz OTC.
- On y travaille.
Benim çok işim var... Katiller, soyguncular ve esrar tüccarları gibi şeylerle uğraşıyoruz.
On a à faire : assassins, casseurs, dealers et autres.
- Beraber uğraşıyoruz.
On fait déjà tout à deux.
Brad'le ben hala uğraşıyoruz.
Brad et moi, on essaye déjà.
Hasadı kusursuzlaştırmak on yıl sürmüştü, biz sadece bir haftadır uğraşıyoruz.
Il a fallu dix ans pour les créer. Nous n'y travaillons que depuis une semaine.
En ilginç hareket hangisi olur diye düşünürdüm. Şimdi ise kelimelerle uğraşıyoruz.
Qu'est-ce qu'un mouvement intéressant?
- Uğraşıyoruz.
- Je n'ai rien.
Uğraşıyoruz işte.
On essaie.
Geliyorum. Özür dilerim. Asker ağalarla uğraşıyoruz.
Désolée, mais on croule sous les troufions.
Bu Ross olayıyla geçen yazdan beri uğraşıyoruz.
Le problème de la situation de Ross se pose depuis l'été dernier.
Emin değilim. Uğraşıyoruz.
Ce n'est pas si simple, on essaie.
Göğüs kafesindeki çiziklerden bir kelime çıkartabilir miyiz diye uğraşıyoruz.
On essaie de voir si les coupures forment un mot.
Yabancılardan oluşan düşmanca bir toplulukla uğraşıyoruz. Ne onları besleyecek kaynağımız ne de yerleştirecek yerimiz var.
On doit surveiller des étrangers hostiles sans pouvoir les nourrir ni les loger.
Şu anda sezgileri olan bir tür ile uğraşıyoruz, Neelix.
C'est une forme de vie douée de sensation.
İki ruh hastası ile uğraşıyoruz.
On a affaire à des pervers.
Her Allahın günü bu salaklarla uğraşıyoruz be!
Putain, on est emmerdés tous les jours!
İç savaşla uğraşıyoruz ya! Hadi!
Je fourgue que dalle, je paie!
Boşuna uğraşıyoruz.
Tout ça, c'est du vent...
- Uğraşıyoruz.
- J'y travaille.
- Uğraşıyoruz!
- J'y travaille!
Bağımsızlığımızı ilan ettiğimizden beri sadece gemiler ve yükleriyle uğraşıyoruz.
Depuis notre départ, j'ai surtout garé des vaisseaux et fait des inventaires.
1 5 dakikadır uğraşıyoruz.
- En arrêt depuis quand? - 15 mn.
Bununla uğraşıyoruz.
- Je sais, on s'en occupe.
Bayan Kaptan, burada hepimiz Q Devamlılığının önemi hakkında uğraşıyoruz.
Madame le capitaine, cette affaire est d'une extrême importance pour nous.
Sana yardım etmeyi çok isterdim Kathy, ama yapamam. Burada, Devamlılık toplumu içinde ki, en tehlikeli adamla uğraşıyoruz.
J'aimerais pouvoir vous aider, Kathy, mais cet homme est dangereux.
- Biz de ona uğraşıyoruz.
- C'est ce que nous faisons.
Çoklu bir cinayetle uğraşıyoruz.
Il s'agit de plusieurs homicides.
3 yıldır uğraşıyoruz, olmuyor.
On essaie d'avoir un enfant depuis trois ans.
Uğraşıyoruz! Orada Drew adında küçük bir kız var mı?
Il y a une fillette avec vous?
Aynı zamanda... buna benzer bir kazanın, bir daha meydana gelmemesi için uğraşıyoruz.
Et en même temps... faire en sorte qu'un accident pareil n'arrive jamais plus.
Burada çok kararlı birşeyle uğraşıyoruz.
Ce truc est très déterminé. Bon.
Sarajevodan daha KÖTÜ olan 13 ülkeyle daha uğraşıyoruz.
On s'occupe de 13 pays dans le monde qui sont pires que Sarajevo.
Uğraşıyoruz.
On essaie, Ernie est un peu trouillard.
- Uğraşıyoruz.
J'y travaille!
Sanırım bastırılmış bir anı ile uğraşıyoruz.
Ce n'est pas évident quand on porte un moniteur sur l'os pariétal. - Vous avez raison.
- Uğraşıyoruz.
On essaie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]