Vaccine traduction Français
170 traduction parallèle
Florida'ya giderken aşı olman gerekmez ama Meksika'ya giderken gerekir.
On ne vaccine pas pour la Floride, mais pour le Mexique.
Ve onunla buluş. Onları aşılamalıyız.
Rassemblez les vôtres qu'on les vaccine.
Kovpox virüsü, eskiden çiçek hastalığına karşı insanlara aşılanan virüs.
- Celui de la vaccine. Le virus qui immunise les hommes contre la variole.
Bu gördüğünüz, ineklerde çiçek hastalığına yol açan altı numaralı yapısal protein.
La protéine numéro six de la vaccine.
Immunokemikal boyama denen bir yöntemle ve altı nolu Kowpox virüsüne karşı bir antikor kullanarak bu proteinin resmini alabildim.
Grâce à une coloration immunohistochimique et à l'adjonction d'un anticorps du virus de la vaccine, j'ai pu obtenir cette image du site d'une protéine.
Snake, kızın aşısını yap.
Snake, vaccine la.
Pekâlâ, şimdi de kendi adamlarımı aşılama zamanı, bu sayede geminin geri kalanına erişebileceğiz.
Vaccine mon équipage, à présent, pour qu'il se déplace librement. - Je refuse.
İlk iş, yeni erzağı açıp kızamık aşısı yapmaya başlayacağız.
- Bien, voilà ce qu'on va faire. Tôt demain matin, on ouvre les nouvelles provisions, et on vaccine tous les enfants des plus jeunes aux plus âgés, jusqu'à épuisement des stocks.
Aşı yaptırmıyoruz.
On ne la vaccine pas.
Çocuklar neden 6 aylıkken aşı olurlar?
Vous savez pourquoi on vaccine les enfants à six mois?
Bu difteri aşısı.
Ici on vaccine contre la diphtérie.
Henüz izole edilmedin, Phil.
Tu n'es pas encore vacciné.
Sonuç olarak, Sağlık Kurulundan Dr. Mackey bir bültenle tüm taşıyıcıların bulunarak aşılandığını duyurdu.
Le Dr Mackey, du Service sanitaire, déclare que tout contaminé a été vacciné.
Daha iyisini bilecek kadar yaşlıyım.
Je devrais être vacciné.
Pekala, Komiser. İşte sana onun kuduz aşısı olduğunu gösteren yafta.
Ça prouve qu'il est vacciné.
O kadar çok erkek ve kız kardeşim var ki annem kime aşı yaptırıp kime yaptırmadığını unutmuş.
J'ai tellement de frères et soeurs que ma mère avait oublié qui avait ou non été vacciné.
Suçiçeği, difteri aşısı oldunuz mu?
Avez-vous été vacciné contre la diphtérie?
Tanrı aşkına, Umarım bir solucan deliğidir.
J'espère qu'il est vacciné. Je dois trouver quelque chose à manger.
Film yıldızlarına alışkınım sanırdım.
Je me croyais vacciné contre les actrices.
Kuduz aşısı olmadı mı daha?
Sympa, le gosse. Il est vacciné contre la rage?
Bu çok önemli, çünkü midem hiç kaldırmaz.
Elle est belle à mourir. C'est important, parce que je suis vacciné.
Bir süre sonra görmemeye başlıyorsun.
On devient vacciné, au bout d'un moment.
Burada çiçek aşısının izi var.
Celui-ci... il a été vacciné contre la variole.
Pekâlâ. Bu kattaki herkesin aşılanmasını istiyorum.
Je veux que tout ce niveau soit vacciné.
Anlaşıldı mı Birkaç yıl önce kötü bir deneyimim oldu O zamandan beri benim bu işe karşıyım.
J'ai eu une mauvaise expérience il y a quelques années et je suis vacciné.
Tetanos aşısı oldun mu?
Vous êtes vacciné contre le tétanos?
Ama aşı oldu.
Il a été vacciné.
Başının üstünde bir dam varmış, tüm aşılarını olmuş el ve ayak parmakları tammış.
Il avait un toit, il était vacciné, Il n'avait pas de malformations.
Güçlü Joxer... bütün hastalıklardan muaf.
- Oui. Joxer le Magnifique, vacciné contre tout!
Şimdi cezaevi prosedürleri gereğince aşılanacaksınız.
Vous allez maintenant être vacciné selon les réglements du pénitencier.
Köpeğin aşıları yapılmalı.
Le chien doit être vacciné.
- Önemli değil. aşı oldum.
- Ça va, je suis vacciné.
- Hayır, ayrıca aşılı da değilim.
- Ni vacciné, d'ailleurs!
Tali, tetanos aşısı olmuş muydu?
Il est vacciné contre le tétanos?
Seni aşılattık mı?
Tu es vacciné?
- Aşılattık mı? - Evet.
Oui, il est vacciné.
Yaptık.
Il est vacciné.
Biliyor musun? Islahevinde hiçbir şey öğrenmemişsin.
Dis donc... ça t'a pas vacciné, la maison de correc?
Hiç aşı olmadı. Çocuklarımızın hiçbiri olmadı.
Il n'a jamais été vacciné.
- Önce aşı olman gerekiyor.
- Vous devez d'abord être vacciné.
Tamam mı? Bayım, gitmeden herkese aşı yapılması gerekiyor.
Tout le monde doit être vacciné avant de pouvoir s'en aller.
Aşı olursak hastalanmayız Hazırız.
- Pardon? Si on est vacciné, on ne sera pas malade. On est prêt.
Deuterium kutularından biriyle gemiye sızmış olmalı.
Probablement lié à une fuite d'un conteneur de deutérium. L'équipage devrait être vacciné.
Uzun zaman önce ilk tanıştığımızda sana niye vurulduğumu bile bilmiyorum... hani sen hemen aklımı başıma getirmiştin?
Comment j'ai pu craquer sur toi? a longtemps, quand je t'ai rencontrée. Tu m'as bien vacciné.
Bütün oyuncular oyuna başlamadan evvel klor, frengi ve zona aşılarını olmalılar.
Tout joueur doit être vacciné contre le choléra, la syphilis et la varicelle.
Ben de bu alırsak, bebeğin inoküle ve Chris doğru, sadece iyi mi?
Si je prends ça, le bébé est vacciné et Chris ira bien.
Aşı olan ayyaşlardan biri de bendim.
J'étais le deuxième à être vacciné.
Dan 6 aylıkken aşı olmuştu.
Dan a été vacciné à six mois.
Sana bir şey söyleyeyim. Ben artık yetişkin bir erkeğim.
Je suis majeur et vacciné, putain.
Ben birkaç gün önce olmuştum.
Il m'a vacciné il y a quelques jours.
"Çocuk felci aşısı yaptırdınız mı?"
"Etes-vous vacciné contre la polio?"