Vad traduction Français
111 traduction parallèle
Üstüne biraz sıva, biraz boya, biraz da toz toprak sıvadık mı herkes duvar olduğuna inanır.
"il faudra qu'il ait sur lui du plâtre ou de l'argile, " ou de la chaux pour figurer le mur
Üstüne biraz sıva, biraz boya, biraz da toz toprak sıvadık mı herkes duvar olduğuna inanır.
"il faudra qu'il ait sur lui du plâtre ou de l'argile, " ou de la chaux pour figurer le mur. "
Kollarımı sıvadım ve... kiliseyi arkama aldım.
J'ai retroussé mes manches, et pris l'Eglise en charge.
Evet. Öyle görünüyor ki, Mrs Kennicut'un.., onun bir ilişkisi vadı.
Mme Kennicut avait une liaison.
Güçleri her gün artıyor. Bu kızlar kollarını sıvadığında sonuna kadar sıvıyor.
Leur puissance croît et quand elles retroussent leurs manches, ça fait mal!
Ja, vad var det en "slider"?
- C'était une balle glissante?
Şeytani bir gülümsemeyle kolarını sıvadı, ve acıdan haykırıp merhamet dileyene kadar beni sopayla dövdü.
Un rictus aux lèvres, elle releva ses manches et me fouetta jusqu'à ce que je crie et implore sa grâce.
Bu sabah uyandım ve yüzümü yarım ton tokatla pişirdi,... saçımı dünün spreyi ile sıvadı.
Je me lève, je mets une tonne de maquillage, je me défrise. C'est tout.
Valerie Page için buraya bir L-VAD nakli yaptım.
On m'a transféré un dispositif d'assistance pour Valerie Page.
Bir L-VAD ona zaman kazandırabilir.
Un DAVG pourrait la faire attendre.
Bir L-VAD dikimi gösterisi yapıyorum.
Je montre comment implanter un dispositif d'assistance.
L-VAD'iyi çalıştır.
Démarrez le dispositif.
Chakotay ve Harry de aynı şeyin farkına vadılar.
Même Chakotay et Harry ont remarqué.
Bu dokunaklı ve klişe. Muhtemelen duvarında bir katilin mabeti vadır. Kesilmiş haberler, dergi yazıları, belki birkaç mum.
Tu as sûrement des trophées de tueur au mur... des coupures de presse, des articles et des bougies. C'est fou, tu es tellement ordinaire.
- L-VAD istediğin kız mı?
- La fille avec le DAVG?
Hatta L-VAD'de olan bir iltihap.
Une infection de son DAVG.
- L-VAD ne kadar kalacak?
- Le DAVG reste longtemps?
- L-VAD beyninde pıhtıya neden oldu.
Le DAVG a causé un caillot au cerveau.
Tanrım, duvarlarımıza bu boku kim sıvadı?
Mon Dieu! Qui a étalé de la merde sur tous les murs? Oh Seigneur, cette odeur!
Excel öğrenmek için kollarını sıvadı. - Ne kadar zor olduğunu bilirsiniz.
Elle est en train d'apprendre Excel et on sait tous comment c'est.
Aslında, İtalyan bir adam vadı.
Oui, un Italien.
Korkarım paçaları erken sıvadınız.
J'ai peur que vos bisous ne soient prématurés.
Kış bastırınca, Lewis ve Clark kamp kurmak için kolları sıvadılar.
Louis. Quand vint l'hiver, Lewis et Clark essayèrent de dresser le camp mais essuyèrent des intempéries.
Sen, Churchill'in sıvadığı yere git ya da Yankiler ne yaparsa onu yap!
Va voir où Churchill a lâché. Ou faire ce que font les Ricains, ici.
- Sıvadığı?
"Lâché"?
Han säger bara vad han tror han borde säga. Niye?
Il pensait que c'était approprié.
Oraya vadığında senin çocukları geri tut.
Gardez-les en renforts quand vous y serez.
Pekala. Kolları sıvadık ve çalışıyoruz.
Manches relevées et travail!
Bu sezgi vadı...
C'était l'intuition.
Başka bir kızı sıvadım.
J'ai dragué une autre fille pour toi.
İnsanlar duvarını b.kla sıvadı.
Certaines ont étalé de la merde sur les murs de sa chambre.
Bu sefer cidden sıçtım sıvadım, Joe.
J'ai vraiment chié dans les draps.
Bir kaç ay önce, mimarlık firmam bu yeni binayı tasarlamak için kolları sıvadı...
Il y a quelques mois, mon cabinet d'architecture a été approché pour concevoir ce nouveau bâtiment...
Hey, kollarımı sıvadığım tek şey bu değildi.
Ce n'est pas la seule chose que j'avais prévu.
Karının kütüphanede çalışmasından yararlanıp kitabı talyumla sıvadın.
Vous avez utilisé l'accès de votre femme, et vous avez peint le livre.
Ama bizi sıvadığın o kağıtlar hata değildi.
Oui, mais nous éviscerer par écrit, c'est pas une erreur.
L-vad kesmemiştim ve elimden organ düşürmedim ya da intörnlerime kendilerini kestirtmedim.
Je n'ai pas coupé de DVAG, ni mis la main dans des cavités de corps bombardés, ni eu des 1res années qui s'opéraient eux-mêmes. J'étais spéciale.
- Bir sonraki adım L-vad.
- Ensuite, c'est le DAVG.
La Slater, suçlunun bulmasına yardım etmek için kolları sıvadı.
La Slater n'a pas perdu de temps à essayer d'aider les autorités à trouver le coupable.
Ve sonra da parmaklarımı kendi götüme soktum ve kıçımdan çıkan boku senin ellerine sıvadım.
Et ensuite, j'ai mis mes doigts au fond de mon adorable anus et je t'ai mis un peu de ma merde sur les mains.
Farzedelim ki yaptın, sonra ; havalandırmanın sonuna vadığında seni enselerler...
En supposant que tu passes ça, la ventilation t'emmènera pas assez loin. Ils t'attraperont.
Sen de mi büyük gün için kolları sıvadın?
Tu es prête pour le grand jour?
Her suçun arkasında bir motiv vadır, değil mi?
Chacun a un point de fusion. Non?
Dereyi görmeden paçaları mı sıvadım?
Est-ce que je tire juste des conclusions hâtives?
Sıvadım doğrusu.
Le mot clé est "emballer".
- Vegas'ta evlenmek uzmanlarla beraber olmak, L-Vad kablolarını kesmek.
S'installer avec les titulaires. Ça ne vous plaît peut-être pas,
Ah evet! Tony sıçtı sıvadı.
Tony s'est totalement planté.
L-VAD kablolarını mı keseyim?
C'est ce que tu veux?
Errfend im, bu a Vad ğ m z kişi d eği.
Monstre, c'est pas lui.
Pe ka a o Vad a ça ş V ken...
Quand tu étais là-bas...
H emen ç ka m bu Vad an.
Il veut pas le dire.