English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ V ] / Veba

Veba traduction Français

810 traduction parallèle
Çanakkale Boğazı veba taşıdığından kuşkulanılan tüm gemilere kapatıldı.
Les Dardanelles sont fermées à tous les navires qui sont suspectés de transporter la peste.
Neden insanlığa savaş, kıtlık, veba ile acı çektiriyorsun! "
Pourquoi infliges-tu à l'humanité le fleau de la guerre, de la peste et de la famine
" Veba!
¡ La peste!
Vampirin kana susamışlığı, veba misali kurbana bulaştığında kurban ; bu kana susamışlık ve bunu çaresizce engelleme isteği arasında kalır.
Telle une épidémie, la convoitise du vampire se transmet à la victime, que le goût du sang et une culpabilité désespérée tiraillent tour à tour.
Doktorlar, bunun veba hastalığı olduğunu saptadılar ama insanlar arasında dolaşan güçlü bir dedikoduda bu felâketin arkasında bir vampirin olduğu söyleniyordu.
Les médecins donnèrent un nom scientifique à la maladie. Mais les habitants croyaient ferme à la rumeur selon laquelle un vampire était la cause de cette épidémie.
Fareler, gittikleri her yere... insanların mallarına ve gıdalarına, kolera, dizanteri, cüzzam, tifo... ve veba gibi hastalıklar taşımak suretiyle zarar verirler.
Là où ils apparaissent, les rats apportent la destruction à la terre... en détruisant les biens de l'humanité et sa nourriture, et en propageant les épidémies et les fléaux..
Ubardi veba.
Peste des Ubardis!
En sonunda hastalığın pnömonik veba olduğu ortaya çıktı. Pnömonik veba, Orta çağlarda görülen bubonik vebanın pulmoner şeklidir. Ve öldürme olasılığı yüzde yüzdür.
C'était la peste pneumonique, variante de la peste bubonique du Moyen Age.
Bubonik veba, sizin de bildiğiniz gibi, fare piresinde bulaşıyor.
Presque, M. le Maire. La peste bubonique est propagée par les rats.
Konu şu ki ; onu oraya atan her kimse yeni başlamış bir veba ile etrafta geziniyor. Şimdi bir dakika dur bakalım.
Qui que ce soit, cette personne porte des germes de peste.
Eğer katil pnömonik veba üretirse, 48 saat içinde hastalığı yaymaya başlayabilir. - 48 saat mi? - Evet, 48 saatimiz var.
Si le tueur incube la peste, il la propagera en 48 h.
Hiç veba diye bir şey duydun mu? - Veba mı? - Bu adam bu sabah vebadan öldü.
Vous savez ce qu'est la peste?
Bu gemide veba var.
Assez!
Veba olayı pnömonik.
J'ai oublié. Un cas de peste pneumonique.
Eğer veba varsa, şehirdeki en önemli adam sensin.
Ne fais pas le malin.
Veba ile ayrılan herhangi biri tüm ülkeyi tehlikeye sokar. Tüm ülkede yok, biz de var.
Ces malades mettront tout le pays en danger.
Poldi'de veba vardı.
Avance!
Poldi'de veba vardı.
Vous m'avez entendu?
Poldi'de veba vardı. Ben doktorum.
Je vous répète que Poldi avait la peste!
Belki haklıdır. - Belki bizde de veba vardır.
Nous l'avons touché.
Savaş, deprem, fırtınalar, yangın, kıtlık, veba...
Guerres, séismes, typhons, incendies, famines, la peste...
Haydutlardan daha kötüsü, veba, açlık, yangın ya da savaş.
C'est plus terrible que les bandits, la peste, Ia famine, un incendie ou la guerre.
Onlar gemiye veba getirdiler, ve kendilerini karantinaya alıyorlar, kurbanlar öldülünceye ya da tedavi edilinceye kadar.
Ils ont la peste à bord. Ils vont rester en quarantaine.
Evet, ve eğer bunu veba yapmazsa, biz yaparız.
Gruda le premier! Sinon on s'en chargera.
Veba gibi korktuğum bir deyiş vardır çünkü hep tersi çıkar.
C'est une expression que j'évite comme la peste, ça ne marche jamais.
- Veba.
- La peste.
- Veba mı?
- La peste?
İlk önce ateşlendi ve sonrada bir sonraki şeyler, ve sonra veba yıldırım gibi çarptı?
Il a commencé à se plaindre d'avoir de la fièvre, et ensuite... Quelle autre maladie achève ses victimes aussi vite?
Veba.
La peste.
Ama, efendim, veba küçük bir dokunuşla yayılır.
Mon brave, les humeurs de la peste se transmettent par simple contact.
Sıcaktan yanan bir gemide yirmi dört saat... limanda kaldıktan sonra, büyücüden farksız bir doktoru... veba olmadığıma ikna etmek için sekiz saat uğraştım.
24 h dans le port dans un bateau surchauffé, 8 h à essayer de convaincre un abruti de rebouteux que je n'ai jamais été exposé à la peste bubonique.
Veba tüm ülkeyi kasıp kavuruyor.
On dit qu'il court un mauvais mal.
Hayatımı kazanmak zorundayım. En azından veba beni de götürene dek.
Il faut bien vivre, jusqu'à ce que la peste nous emporte.
Veba...
La peste... C'est terrible.
Veba bu tarafta çok kötüydü.
Ton histoire de peste est répugnante.
Veba her yeri kasıp kavuruyor.
la peste fait rage partout.
Güneyde veba çok kötü.
La peste est pire au sud.
Tanrının yeryüzüne veba ve çekirgeleri gönderdiğinden emin olduğum kadar, sizin ve benim de öleceğimizden eminim!
Aussi sûr que Dieu a abattu un nuage de sauterelles sur la terre, vous et moi sommes condamnés.
Ve ülkemiz Sodom ve Gomore'ye benzeyecek veba, azab, kin ve ölüm diyarına.
Et notre pays sera semblable à Sodome et Gomorrhe, terre de pestilence, de feu, de haine et de mort.
Aynı zamanda Mazoni'nin romanındaki... bir karakter gibi, veba taşıyorum.
comme un pestiféré, comme une œuvre de Manzoni.
Persliler bir veba gibi yayılıyorlar.
Les Perses avancent comme une nuée de sauterelles.
Bulaşıcı olduğunu söyle. Veba, tifo.
Avez-vous une déclaration à faire?
- Veba gibi olduğunu düşünüyor!
- Il vous a comparée à la peste!
Transilvanya'da ve Karadeniz'in Varna ve Galaz limanlarında birden bire bir veba salgını başladı. Salgın.
Peste.
Veba! "
... ¡ La peste!
Bu 50 doların, bu da veba serumu.
Il sait ce qu'il fait.
Veba taşıyor olabilirler.
Des rats!
Bu Veba, Pnömonik veba.
C'est la peste.
- Veba mı? - Bu yüzden olayı basına veremedik.
La peste pneumonique.
Benimle birlikte içmeyeni veba alsın.
"Petite, tu me plais. Et que celui qui ne trinque pas, s'en aille."
ah Fransa, kara veba!
Ah, France, la peste!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]