Vefat traduction Français
1,993 traduction parallèle
Birliğinde övgüyle bahsedilen polis memuruna yakın mesafeden ateş edilmiş ve vefat etmiştir.
Décrite comme un très bon agent... elle a été abattue à bout portant... et est morte sur le coup.
Baban vefat etti.
Votre père mourut.
Allister'ım vefat edeli iki yıl oldu. Bunun için yaşlandığımı düşünüyordum ama o kadar da yaşlanmamışım.
Mon cher Alistair s'est éteint il y a deux ans et je pensais avoir passé l'âge d'éprouver ces sensations.
Karım Melodia'nın vefat ettiği günden beri işleri düzenli bir biçimde Emily yürütüyor.
Depuis le décès de ma chère épouse, Emily veille à tout ici.
Ne yazık ki babam ve annem ben çocukken, son kolera salgını sırasında vefat ettiler.
Hélas, mes parents sont morts du choléra quand j'étais enfant.
Sevgili karım Melodia vefat ettiğinden beri huzur içinde yatsın Emily özenle ve profesyonelce evi yönetiyor.
Depuis que ma chère épouse Melodia nous a quittés, paix à son âme, Emily s'occupe de la maison avec zèle et efficacité.
Kocanız vefat ettiğinde size iyi bir servet bırakmıştı.
Votre époux vous avait laissé une jolie petite fortune.
Beni dinle, 16 yaşındayken annen vefat ettiğinde seni bu şirkete getir götür işlerini yap diye almıştım.
Écoute. Quand tu avais 16 ans, je t'ai employé pour faire du classement après la mort de ta mère.
Biri vefat etmiş, diğer ise, şansımıza hayatını internette yaymayı seven tiplerden.
L'une est morte, l'autre, merci à elle, est de celles qui aiment se raconter sur lnternet.
Üstâd ve Bayan Lu vefat etti.
Le maître et dame Lu se sont éteints.
Eşimin böyle aniden vefat etmesini ve kendi evinde böyle bir şey yapmasını hiç beklemiyordum.
Je ne m'attendais pas à ce qu'il décède si subitement. Et de le faire dans sa propre demeure?
Dört yıl önce annem vefat ettiğinde gelmiştim.
J'y étais il y a 4 ans, à la mort de ma mère.
Vefat etti.
Il est mort.
Vefat etti.
Elle est décédée.
Dr. Brennan onun ayaksız halde hala yaşıyor olabileceğini söyleyecektir, çünkü vücudun kalanı olmaksızın vefatına dair somut bir kanıtımız yok.
Le Dr Brennan dirait qu'il peut être encore vivant, mais sans pieds... parce que, sans le reste du corps, nous n'avons pas de preuve de décès.
Annen vefat ettiğinde, hayatım sona ermiş gibi hissettim.
Quand ta mère est décédée, j'ai cru que ma vie était finie.
- Evet, William ve dün vefat etti.
- C'est vrai, et elle est morte hier.
Sabahın 2'sinde, uykusunda vefat ettiğini telefonla haber verdiler.
À deux heures du matin, on m'a appelée, elle était morte dans son sommeil.
1998'te vefat etmiş.
Il est mort. En 1998.
Kusura bakmayın ama Derek nasıl vefat etti?
Pardon, mais comment est mort Derek?
Geçen ay kalp krizinden ötürü vefat etti. Dağ gibi de borç bıraktı.
Il est mort d'une attaque, laissant des dettes.
Karısı vefat ettiğinden beri ilk defa yüzünde gülümseme görmüştüm.
C'était la première fois depuis la mort de sa femme que je le voyais sourire.
Özellikle de karısı vefat ettiğinden beri.
Surtout depuis que sa femme est morte.
Annem, birkaç yıl önce vefat etti ve bu...
Ma mère est décédée il y a quelques années... - Désolé.
- Benim oğlumdu, vefat etti.
- C'était mon fils, il est mort.
Burası dün gece 92 yaşında vefat eden bir kadının evi.
C'est la maison d'une dame de 92 ans, décédée la nuit dernière.
Önceki gün kocası vefat etti.
Son mari est décédé il y a quelques jours.
Büyük halanız Birgit vefat etmiş.
Votre grand-tante Birgit est décédée.
Görünüşe göre Diekirch, Lüksemburg'da vefat etmiş.
Elle semble être décédée à Diekirch au Luxembourg.
Soy araştırmasında babanıza kadar ulaşmışlar ama babanızın vefat etmesi dolayısıyla, başınız sağ olsun 621 bin 552 dolar 33 sentlik miras için sizin adınız en üst sıraya çıktı.
Ils sont remontés jusqu'à votre père, mais il est décédé... toutes mes condoléances... et vous êtes donc le suivant... pour toucher 621 552 dollars et 33 centimes.
Vefat edeli çok olmamış.
Une personne qui est récemment passée dans l'autre monde.
Karım, çocuklarımın annesi vefat etti.
Ma femme, la mère de mes enfants, est morte.
15 yıl önce ailem vefat ettiğinden beri orada bulunmadım.
Je ne suis jamais retourné en Lituanie depuis la mort de mes parents, il y a 15 ans.
Annem de o sene vefat etmişti yani ben de oldukça üzüntülüydüm.
- En fait, c'est cette année là que ma mère est morte, donc je traversais aussi une periode difficile.
Dün vefat etti.
Il est mort hier.
Tek kızım yakın zamanda vefat etti.
Vous voyez... ma fille unique est décédé récemment.
Evlenmek üzereyken nişanlısı vefat etmiş.
Il allait se marier mais sa fiancée est morte.
O vefat ettiğinde sen çok küçüktün.
Tu étais très jeune lorsqu'elle... nous a quittés.
Babam vefat etti.
Mon père est mort.
Deden vefat etti.
Ton grand-père est mort.
Babam vefat ettiğinden ve annem yeniden evlendiğinden beri nadiren gitmeye başladım.
Comme mon père est mort et ma mère remariée... Je m'y rends que très rarement.
Vefatından önce bunu açıkça belirtmişti.
Avant de mourir... il a été très clair.
Babanın vefatından sonra, eve dönüş yolundayken.
- Après la mort de ton père.
Bayan Castaway de vefat etmişti.
Et Mme Castaway était décédée.
- Vefat mı etmişti?
Décédée?
Eşi vefat etti.
Je sais.
Vefat mı etti?
Morte?
Karısı yıllar önce vefat etti.
Son épouse est morte il y a des années.
Sözde vefatımdan beri?
Depuis ma soi-disant fin?
Baban vefat ettiğinde yanında mıydın? Cennette olduğu için, sence annemle tanışmışlar mıdır?
Tu étais avec ton père, quand il est décédé?
Babam az önce vefat etmiş.
Mon père est mort.