Verdim traduction Français
26,974 traduction parallèle
Bir şey söylemeyeceğime söz verdim.
J'ai promis que je ne dirai rien.
- Rahatlatması için tonik verdim.
Je lui ai donné un remontant pour la relaxer.
O zaman neden ona su verdim ki?
Alors pourquoi je lui ai donné de l'eau?
Bir süre için erkekleri hayatımdan çıkarmaya karar verdim.
J'ai renoncé à avoir des hommes dans ma vie pour le moment.
Onlar gelmeden önce burada her şey tıkır tıkır işliyordu ama artık çok fazla zarar verdiklerine karar verdim.
J'avais une opération qui se passait bien ici, avant qu'ils arrivent, mais maintenant j'ai décidé.
- Ona söz verdim.
- Écoutez, je lui ai fait une promesse.
Renk sorununla ilgili düşündüm ve profesyonel yardım almaya karar verdim.
J'ai bien réfléchi à ton problème de couleurs et j'ai décidé d'en parler à un professionnel.
Elden CV'mi verdim.
J'ai donné mon CV en main propre.
Ivy'e söz verdim.
Je l'ai promis à Ivy.
Bunu basınla paylaşmaya karar verdim.
J'ai décidé de l'envoyer à la presse.
Dedigini yaptim ve beni tanimasina izin verdim.
J'ai fait ce que t'as dit en le laissant apprendre à me connaître.
- Sana kesin bir emir verdim.
Je t'ai donné un ordre.
Lasiks damlası verdim. Saat başı durumunu kontrol etmeye geleceğim.
Je l'ai mise sous Lasilix en gouttes, et je reviendrai dans une heure pour vérifier ses entrées / sorties liquides
Ben de kendime zarar verdim.
Donc je me suis blessée.
Evet, bu arada dükkandaki payımı oğlum Jamshed'e verdim.
Oui, et bien, j'ai déjà donné mes parts du magasin a mon fils, Jamshed.
Ayrıca işlerinin yarısını sana arka çıkan ortaklara verdim. - Geri kalanı da Jessica ve Louis'e.
J'ai aussi donné tes affaires aux associés qui t'ont soutenu et le reste à Jessica et Louis.
- Yani Mike'ın davasına zarar verdim.
Donc j'ai nui à l'affaire de Mike. Non.
Bu şirkete her şeyimi verdim eğer biri benden almaya çalışırsa soğuk, ölü ellerimden söküp almak zorunda.
- Je m'en moque. J'ai tout sacrifié pour ce cabinet, et si on essaye de me le prendre, on devra me l'arracher de mes mains froides et mortes.
Orada yaşadığıma dair bir kayıt yok çünkü buraya taşındığım zaman orayı alt kiraya verdim.
Il n'y a pas de preuve de ma vie là-bas car j'ai sous-loué lorsque j'avais un appartement ici.
Orada yıkıldım ve Mike'ın davasına zarar verdim.
Je me suis effondrée, et j'ai nui à l'affaire de Mike.
Benim suçumdu, benim kararımdı ve kararımı verdim.
C'était mon crime. C'était mon choix, et je l'ai fait. C'est fini.
Benim tercihim ve ben kararımı verdim.
- Je décide. Pas lui, et j'ai pris ma décision.
Bir karar verdim.
J'ai pris ma décision, et je...
Bana ikinci bir şans için yalvardın. Sonra üçüncü ve dördüncü şanslar için ve ben sana hepsini verdim. - Şimdi ise bizi yok etmek için seni kullanıyor.
Tu m'as suppliée pour avoir une seconde chance et une troisième, et une quatrième, et je te les ai toutes données, et maintenant, il t'utilise pour nous détruire.
Herkes kaçmasına izin verdim.
Laissez tout le monde partir.
İnsanlara zarar verdim.
Je blesse des gens.
Buraya tek bir şey için geldim ama karar verdim iki şey ile ayrılacağım.
Je suis venu ici pour une seule chose, mais j'ai décidé que je partirai avec deux.
Hayır çözüm için söz verdim ve bunu yerine getirmeliyim.
Non, J'ai promis une solution, et nous devons nous y tenir.
- Üzgünüm hayır. Kuzey Koreli bir komutana bir kadının özgürlüğü için verdim.
Non, je l'ai donnée à un général nord-coréen contre la liberté d'une femme.
Ve sana tamamıyla dürüst olacağıma dair söz verdim, konu ne olursa olsun.
Et je t'ai promis d'être complètement honnête, quoi qu'il arrive.
Size yeterince zaman verdim.
Votre temps est écoulé.
Hayatıma katil ve sosyopat bir kaçağın girmesine izin verdim. Şimdi ise Tanrı bilir hangi eli silahlı insanlar tarafından öldürülmek isteniyorum. Ayrıca bebeğimi pis bir depoda doğurmak zorundayım.
J'ai laissé un sociopathe entrer dans ma vie, et maintenant je suis poursuivie, par des gens qui ont des blindés, et je dois accoucher de mon bébé, dans un entrepôt dégueulasse.
Bu yüzden daha fazla insan zarar görmesin diye FBI'a haber verdim.
J'ai alerté le FBI. Il y a donc eu moins de victimes.
- Evet. 20 miligram fentanil verdim.
- Oui, 200 µg de fentanyl.
Kötü haber şu ki az önce tekrar ilaç verdim.
Il y a un hic. J'ai remis ça.
Onlara söz verdim.
Je leur ai promis.
Bir seferinde karşılık verdim ama tam karşılık verdim.
Et une fois, je me suis défendu, mais je... je me suis vraiment défendu. Tant mieux.
Karar verdim ; ya polise gidiyoruz ya da bunu tamamen unutuyoruz...
Ma décision est prise. Soit on porte plainte, soit on oublie cette histoire.
Onlara "Sandstorm" kod ismini verdim.
Je leur ai donné le nom de code "Sandstorm". ( Tempête de sable )
Ona kusması için sepetimi verdim.
Je lui ai donné mon panier pour vomir.
Olanları Shelby'ye anlatmamaya karar verdim. Bu benim için, o pislik beyaz çetenin bizi korkutup kaçırmaya çalıştığının kanıtıydı.
J'ai décidé de ne rien dire à Shelby pour l'incident, mais j'étais maintenant certain que ces bouseux voulaient nous effrayer.
Hayatı sorgulamak için yaralı bir yol olduğunu karar verdim.
Je trouve que c'est une bonne façon de voir la vie.
Burada kalmamı sağlayan her şey daha iyi. Yukarıya gitmek zorunda kalmayana kadar bana binlerce kez vurmasına izin verdim.
N'importe quoi qui me garde en bas ici est meilleur que... ( pleurer ) je le laisserais me frapper 1,000 fois, aussi long que je n'ai pas aller en haut encore.
Onlara şirketimde sürücü olarak iş verdim.
Je leur ai donné un poste de conducteurs.
- Neyi ateşe verdim?
Je mettais le feu à quoi?
Yalan söyledim çünlü karıma bırakacağıma söz verdim.
J'ai menti parce que j'ai promis à ma femme d'arrêter de picoler.
O gün Wyatt'a gerçek silahı verdim.
C'est le jour où j'ai passé le vrai 45mm à Wyatt.
İade olmayacağına dair söz verdim.
J'ai fait la promesse du petit doigt et dit "pas de retour".
- Hayır, kararımı verdim.
Non, c'est décidé.
Ben de bir şey yapmaya karar verdim.
Donc je suis passée à l'action.
- Para verdim, bir daha istiyorum.
- Non, vous partez.