Verıldı traduction Français
153 traduction parallèle
"Ah, sen güçlü Satürn, matbaacı Jesper'a eğer büyü yapıldıysa bu kurşunun bunu göstermesine izin ver."
"Ô toi puissant Saturne aide le plomb fondu à nous montrer si Jesper l'imprimeur est ensorcelé."
Bereketli bir bağ misali, dolu bir başak gibi onlara bol bol tohum ver. Böylece senin için yapılan tüm iyi ve kabul edilebilir işlerde bolluğa erişsinler ve torunlarına yeni dikilmiş bir zeytin bağı gibi bakmalarına müsaade et. Senin gözünde iyilik etmek amacıyla oturdukları masalarında cennetin yıldızları gibi parlasınlar.
Donne-leur d'abondantes récoltes pour qu'ils abondent en toute bonne action et qu'ils Te soient agréables et qu'ils voient les fils de leurs fils comme des pousses d'olivier autour de leur table, pour que, trouvant grâce à Tes yeux, ils soient tels des étoiles.
Onlara sinyal ver ve etraflarının sarıldığını söyle.
Signalez-leur qu'ils sont cernés.
"Sonsuz aşk yıldızı"
Le ver de terre amoureux d'une étoile. "
"Solucanlar yıldız için" mi?
Quoi? "L'étoile au ver de terre"?
Bana bir sigara ver. Evet, dört grup gönderdim, tellerde geçiş noktaları açıldı.
Colonel, j'ai fais sortir 4 sections et on a ouvert des passages dans les barbelés
Belirt. Anlaşıldı, ver.
Chambre des cartes.
Yıldız-üssü, cevap ver.
Répondez, base stellaire.
Vulcanlı olmak senin için bu kadar önemliyse, o halde orada kal, Yıldız Filosu ve Vulcan felsefesinin kurallarından ve yönetmeliklerden bahsederek, babanın ölmesine izin ver.
Si être vulcain est plus important à tes yeux, alors tu continueras à parler de règlement Starfleet et de philosophie vulcaine en laissant ton père mourir.
- Bunun nasıl yapıldığını biliyor musun? - Boş ver.
- Comment le font-ils si rond?
Yıldız Filosu'na haber ver... karanlık bölgeyi incelemeye çalışacağız daha fazla bilgi almak için.
Prévenez Starfleet... que nous allons tenter de sonder la zone sombre afin de collecter davantage d'informations.
Neredeyse bir yıldır beraberiz ama sen hâlâ "bana zaman ver" diyorsun!
- Nous avons été ensemble près d'une année.
Dedi ki : "Neredeyse bir yıldır beraberiz ve hâlâ" bana zaman ver " diyorsun, bu ne demek?
"Donne-toi du temps"? - Elle a dit : "Nous étions ensemble un an." "Donne-toi du temps"?
Yıldızını ver!
Rendez-moi votre insigne!
Boş ver tatlım, o bir yıldız.
Il perdra son fric.
Uçaklar ve buldozerler kullandım. Bir fırsat ver, seni çıldırtayım.
Des avions, des bulldozers, je te conduirai à la folie si tu me laisses faire.
Sadece şunu kabul et, Çeneni kapalı tut... ve işlerin daha biz doğmadan... 100 yıldır devam ettiği gibi... sürmesine izin ver.
Alors, acceptez ça, ne parlez pas trop... et laissez les choses comme elles sont... depuis avant qu'on soit nés.
- Anlaşıldı, 1462. Cevap ver, 1463.
Appel à 1463.
Zaman kaybediyorsun, Şimdi bana bir yıldız kartı ver.
Donne-moi les cartes, maintenant.
Çok iyi, bana yıldız kartını ver ve seni evine götüreyim.
Donne-moi les cartes et je te ramènerai.
İnsanı çıldırtırsın sen. Bir görev ver şuna Darling.
Vous m'énervez trop.
Alay etmelerine izin ver. Hafifçe parıldıyan terini görüyorum, tıpkı alınındaki bir pırıltı gibi,
Eh bien, Al, au moins, nous sommes toujours ensemble.
Cevap ver! Anlaşıldı mı, Norma?
Réponds-moi, tu comprends ça, Norma?
Sen bir nevi ayrıldığına göre... Boş ver işte, kısacası senin için ufak bir parti vermek istedik.
On s'est dit que maintenant que tu vas t'en sortir, allez, on a voulu te faire une petite fête.
Paramı ver. " " Yıldırım mı düştü?
La foudre est tombée sur le resto?
Boş ver. Suratına bakmaktan sıkıldım zaten.
Tant mieux, j'en ai marre de le regarder.
Anlaşıldı mı? - Tamam, tamam. - Şimdi bana telefonumu ver.
Donne-moi mon téléphone.
Tricia video kaseti getirince onu Sessiz Bob'a ver, anlaşıldı mı?
Quand Tricia arrive, file la cassette à Silent Bob.
Cevap ver, Yıldız Komutanı.
Répondez Star Command!
Sadece bir soruma cevap ver, Yıldız Filosu.
Réponds juste à ma question.
Burada bugün Barışa Bir Şans Ver adı altında global bir konferans için toplanıldı, G-PAC, dünyanın dört bir yanından delegeler var.
Réunis à la Maison Blanche pour le sommet historique du G-PAC, les représentants du monde entier sont présents.
- Ver şunu bana! - Ow! Kaburgam kırıldı!
- Mon thorax inférieur!
Tüm Yıldız Filosu personeline haber ver.
Notifiez tout le personnel de Starfleet présent.
Adama benden yıldızlı bir A ver, sağlam çalışıyor.
Mettez à ce gars un "A". Bel effort.
Ayrıca komutanına rapor ver ve ona iki saat leylek duruşuyla cezalandırıldığını söyle.
Informez d'autre part votre capitaine que vous aurez l'honneur de faire 2 heures de cigogne.
Şu yıldız haritalarından bir tane ver. Kırk beş dolara.
File-moi tes adresses... pour 45 $.
İttifak'ın bölgesine ne zaman sıçrayacaklarını öğrenince bana bilgi ver. Bölgeye Ak Yıldızları yığacağım.
Dês que vous saurez où ils sauteront dans notre espace... nous enverrons autant de White Star que possible dans ce secteur.
Yo, sırtını dönmeli.İzin ver de baban sana nasıl yapıldığını göstersin.
Non, elle doit se retourner. Laisse papa te montrer.
Yıldız Geçidi çok uzak mesafeleri kat etmemizi sağlayan bir solucan deliği yaratıyor ama... -... alternatif bir boyuta götürmüyor.
Le Stargate utilise l'espace-temps pour créer un trou de ver... qui nous permet de parcourir d'énormes distances... mais il ne conduit pas vers une autre réalité.
- Anlaşıldı. Altıncı filo rapor ver.
- Unité 6 au rapport.
Ben... benim içimde, güneşin bile aydınlatmadığı yerlerimde kıvranıp duran bir solucan var, ve ben artık bundan sıkıldım, tamam mı?
J'ai... J'ai un ver en moi qui remue dans mon ventre. J'en suis malade, tu comprends?
Voyager, cevap ver. Burası, Yıldızfilosu Komutanlığı.
lci Starfleet Command.
Elizabeth trajedisiyle kalbimi parçalıyorsun! Mezarın açıldığını gerçekten görebiliyorum. Şimdi açıldığını duymama izin ver.
je vois la tombe ouverte et quel son sort de cette tombe?
Nasıl yapıldığını nereden... Boş ver.
- Où as-tu appris...
Evet, çöreği boş ver. Buraya çıldırmaya geldik.
Oublie les donuts, et défoule-toi.
Anlaşıldı. Bu programınızın... tarama oranını hızlandıracak düzenlemeyi yapmama izin ver
Ceci accélère la vitesse de balayage de votre programme.
Onu denerken yakaladım ve bana geri ver dedim ve üzerinde iken kavga etmeye başladık, bilirsiniz işte, mücadelenin etkisiyle. İkiye ayrıldı.
Je l'ai surprise en train de l'essayer je lui ai dit de me le rendre et nous avons commencé à nous chamailler, vous savez, on tirait dessus, et il s'est déchiré.
Git de yıldız oyuncunun ihtiyaç duyduğu desteği ver ona.
Donne à ton joueur préféré l'aide dont il a besoin.
Kızımı bana geri ver. Çıldırdın mı sen?
Vous êtes tarés?
Şimdi, izin ver sana nasıl yapıldığını göstereyim.
Laisse-moi te montrer comment on fait.
Eğer kurabiyelerimi beğenirsen bana bir yıldız ver.
Si c'est bon, donnez-la-moi.