Vicky traduction Français
1,027 traduction parallèle
Vicky'den başka bir şey düşünmez misin sen? - Hayır.
Tu ne penses à rien en dehors de Vicky Parker?
- Biftek, patates, hatırladın mı?
Bifteck aux frites et vous à moi, Vicky!
O Parker karısı onu çok sıkıyormuş. - Onun için iyi olmadığını biliyordum.
Cette Vicky Parker lui en a fait voir de toutes les couleurs.
Sen ve Vicky paylaşacaksınız.
Tu seras seule avec Vicky. Ah, oui?
- Bence Vicky'e bir özür borçlusun.
Tu dois des excuses à Vicky, maman.
Vicky'yi suçlayarak devam edemezsin.
Cesse d'en vouloir à vicky.
Onun tarafından bakman lazım.
Tu dois écouter Vicky.
Steve, Vicky Parker.
Steve, c'est vicky Parker.
Vickie nerede?
- Où est Vicky?
Vickie!
- Vicky?
Vickie!
- Vicky!
Vickie!
Vicky!
Vickie Harkerla konuştum!
J'ai vu Vicky Harker.
Vickie!
- Vicky, Vicky Harker?
- Vickie Harker beni seviyor.
- Vicky Harker m'aime.
Vicky ama bu kadın hakkında söylenebilinecek pek bir şey yok.
Quel dommage. Qui est-ce?
- Kim Vicky'i mi? - Hayır, sağol.
Tu ne sens rien?
Vicky, ben, bir yığın İncil üzerine yemin ederim.
Tu as l'air différente, en effet.
- Herkese bu olabilirdi. Vicky?
Qu'est-il arrivé à tes cheveux?
Evet.Vicky ve benim milyon tane işimiz var armatürleri ve ufak tefek şeyleri satın alma durumu.
Tiens-toi bien. J'espère que tu n'as pas pris de mauvaises habitudes.
Umarım Vicky ile her şeyin en iyisi olur.
- Comment est-elle arrivée là?
Biz babanızla karar verdik üç gün boyunca Vicky'i yalnız bırakamazdık.
Il faut absolument faire venir maman ici. Je n'ai passé qu'un jour avec elle.
Önce, Vicky. Mitch yanında oturmak isteyeceksin öyle değil mi?
Il y a urgence. ll y a une femme ici, elle est très belle.
Sen ve Vicky'nin yalnız olması gerekiyor.
Avec elle, ça va durer.
Şimdi, şimdi, Vicky. Merak etme. Benim hakkımda endişelenme.
- ll faut faire venir maman.
- Sorun mu var? - Vicky buna alışık değil balım.
- Je voulais te parler, moi aussi.
Hecky, gerçekten kendinle gurur duymalısın.
- Voici la mère de Vicky. - Enchantée.
- İyi geceler. - İyi geceler, Vicky.
que penses-tu de Vicky?
Vicky? Balım, o sopalar ile ne yapıyorsun? Ben ne yaptığımı düşünüyorsun?
Si tu m'avais demandé ce que je pense d'elle comme mannequin, j'aurais pu te donner mon avis, mais me demander...
- Dağ aslanları mı? - Evet. Gürültü...
Que penses-tu de Vicky en tant que personne?
Elbiseni ister misin, Vicky?
Elle est loin d'être insensible.
Her ikiniz de oldukça kirli görünüyorsunuz. Sonra biz orada iken, Vicky hakkında konuşacağız, tamam mı?
Quand tu auras mon âge, ça ne te semblera pas vieux et...
- Vicky? - Evet, Vicky.
Que dirais-tu si Vicky faisait partie de la famille?
Biz Vicky yaptıklarımızda dolayı kendimizi suçlu hissediyoruz.
Je veux l'épouser. L'épouser?
Ben banyo yapmaları için zaman vermiştim oysa onlar televizyona bakıyor?
Pas vous, Vicky.
Sessizlik, kızlar susun. Fırtınalı Bulut Gençlerinin gelmelerinde bir mahsur var mı?
Tu sais que je ne dirai rien, mais ce que Vicky a réussi à...
Her yıl kampda olduğumda babam dağların içerlerine kadar gider. Bu harika. Annen, senin de böyle davranmana izin veririyor mu?
Vicky, une cérémonie à l'extérieur ferait très bien dans la presse.
Neler olup bittiğini bilememekle ilgili?
Vicky, ce n'est pas le genre de femme que tu crois.
Bilirsin, garip bir şey olduğunda ne olacağını dair bir şeyleri hissedersin.
Vous devez être Vicky. Mitch m'a parlé de vous.
Birinin annemden neden ayrıldığını hayal bile edemiyorum.
Au revoir, Vicky. Vous êtes tout simplement adorable.
Oh, evet. Özellikle bir kız.
- Ne recommence pas avec Vicky.
Kapa çeneni, Vickie!
Tais-toi, Vicky!
Vicky'nin bizim ailenin bir üyesi olması hakkında ne düşünürsün?
Un piège pour parents!
Bence sende hiç afife almıyorsun, öyle değil mi, Vicky?
Bienvenue à Camp lnch, nouvelles arrivées.
Vicky, senin düğünün olduğunu biliyorum ama gazetelerde açık bir tören etkisi güzel olacağını düşünüyorum. Bayan Robinson bende sizinle aynı fikirdeyim.
Je ne comprends pas.
Ve siz Vicky olmalısınız.
Tu pleures?
Güle güle, Vicky, canım.
Je voulais passer la journée à discuter avec toi.
İkiniz, burada kalmalı ve Vicky'ye yardımcı olmalısınız.
Je te rejoins au bar.
- İyi geceler, Vicky.
En tant que quoi?
- En azından ben, ama Vicky için iyi değildi. - Ne oldu?
- Pas vieux, papa.
Aklıma güzel bir fikir geldi.
- Elle est en bas. - Qui, Vicky?