Vinçe traduction Français
4,402 traduction parallèle
Vince Landis, Morello şirketi.
- Vince Landis, du cabinet Morello.
Drogin Şirketinden 7 milyon $. Vince Landis!
Vince Landis!
Vince bana evlenme teklifi ettiğinde tamamen yeni bir aşamaya geçmiş olduk.
Quand Vince a fait sa demande, ça nous a propulsés à un autre niveau.
Vince, kabalık etmek istemem ama tam bir şey konuşuyorduk.
Sans vouloir être impolie, on est occupés, là.
Sağ ol Vince.
Merci, Vince.
Vince Albin, adam ayak işleri yapıyormuş ve... Karl Morse'ye çalışıyor...
Peur de la honte et de l'insuffisance.
- Haydi ama, Vince. Ciddi söylüyorum. Bu kadına sırılsıklam aşık oldum.
Je ne veux rien de toi et n'attendrai jamais rien.
Haydi ama, Vince.
- De quoi j'ai l'air?
Vince, cidden, gerçekten bu saçmalığa ayıracak zamanım yok.
Et je me demandais si tu voulais qu'on le fasse ensemble.
- Burada olduğumuzdan E'nin haberi yok. - Aslında buraya Vince için geldik. - Ne fark eder?
Vous vous foutez toujours de mon côté gentil catho conservateur, mais c'est pas vraiment ce à quoi je rêvais.
Anlıyoruz, ama Vince evleniyor.
- À quoi?
Bak, bu çok ayrıcalıklı bir olay olacak ama senin de katılman Vince için önemli.
Et Turtle, Johnny, et bien sûr, j'invite Ari. - L'inviter à quoi? - À mon mariage.
Hayır, hayır, Sloan, Vince evleniyor ve biz de senin orada olmanı istiyoruz.
C'est possible? Un mec qui se marie au bout de 24 h, c'est pas le conseiller idéal. Sans doute.
Seni düğünde istiyoruz. Hayatım üzerine yemin ederim ki Vince Paris'e evlenmek için gidiyor.
Évidemment, E a envoyé son gang.
Ve hem Vince için hem de bizim için senin ve ufak bebeğin orada bulunması önemli.
- On est là pour Vince. - Quelle différence? - On comprend que tu sois énervée.
- Minnettarım.
Mais Vince se marie, et il veut que tu sois là. J'apprécie l'effort, mais je vais pas marcher.
Hayalarımı çapraz tuttum. En önemli şey senin her iki tarafı da temsil etmen.
Vince se marie, et on veut que tu sois là.
Öğrenmek için. Küçük bir rol yapmayı deneyelim.
Je jure sur ma tête que Vince va à Paris pour se marier.
- Vince?
Je serai toujours là.
Vince, söylenecek ne kaldı ki?
Tu déconnes? Sarah est en ligne.
Çocuklar bu akşam geleceğini söylemişti.
Vince, qu'y a-t-il à ajouter?
Tüm aileyi görebiliyorum. - Vince.
Comme toujours.
- Ya Vince?
Et Vince?
- N'olmuş Vince'e?
- Quoi, Vince?
- Yolcu etmeye ve Vince'e şans dilemeye geldim.
Souhaiter bonne chance à Vince. Il se mariera combien de fois?
- Sahiden de gidiyor musun?
- Du genre? - À mon retour. Où est Vince?
Yüzüğü en azından yol arkadaşı olmayı göze alacak kadar sevdim.
Vince! Retiens l'avion. - C'est qui, cette nana?
Vince!
- Sa femme, abruti.
- Selam, Vince.
Enchanté.
Tekrar sağ ol, Vince.
Tu es génial.
Avukatin içeride Vince. Hadi, girelim.
Ton avocat t'attend.
Haberlerde Vince'in uyusturucu testine girmek zorunda oldugunu söylüyorlar.
Apparemment, Vince va devoir passer un test.
Bu konuda pek rahat degilim Vince.
- Mais ça craint.
Her sey bir sekilde yoluna girecek Vince.
Les choses s'arrangent toujours.
Gereksiz baski yapmak istemiyorum Vince ama bu röportaj çok önemli.
Sans te mettre la pression, c'est essentiel que ça se passe bien.
Buraya "Access Hollywood" için gelmedik Vince.
{ \ pos ( 192,215 ) } C'est pas pour rire.
Vince'in imajini yenilemek için yapiliyor bu Turtle senin fakir lokantanin reklami için degil.
On va soigner son image, pas promouvoir ta gargote.
Senin için geldik buraya Vince, italyan yemegi için degil.
Parle de toi, pas de bouffe italienne.
Vince italyan yemegine bayilir. Lafini edemez mi yani?
Il adore ça, il peut la mentionner.
- Vince'in neyini begenmeyecek? Bir bak.
- C'est dans la poche, regarde.
Vince, Sophia Lear.
Vince, Sophia Lear.
Ben Turtle, Vince " in arkadasi ve Los Angeles'in ilerideki en iyi italyan restoraninin sahibiyim.
Turtle, un ami, futur patron du meilleur italien de Los Angeles.
- Vince, hep etkileyici oluyorsun.
Quel charmeur.
Hadi Vince.
Viens, Vince.
- Vince, Sophia çok akillidir ve isinde de çok iyidir.
Sophia est une tête et une super pro.
- Bir saate görüsürüz Vince.
On se voit dans une heure.
Vince'le konuşup bugün gördüğüm kızın robot resmini çizdirmeye çalışacağım.
Je vais demander à Vince s'il peut faire un portrait-robot.
- Vince de öyle.
Vince non plus.
Stan, Vince'in verdiği aile ağacını araştırıp Carverlar'la evlenen aileleri çıkardı.
Stan a étudié les arbres généalogiques pour identifier celles qui se sont unies aux Carver.
Sana yalan söylemeyeceğim Vince, geçtiğimiz birkaç hafta çok sarsıcı geçti artık elimdekinin tadını çıkarmak istiyorum.
Pour être honnête, j'ai tellement galéré récemment, je profite de ce que j'ai déjà.
İlk 15 sayfasını okudum sadece.
J'ai lu que 15 pages. C'est pour Vince?