Vitriol traduction Français
42 traduction parallèle
Karı ve kocanın olduğu ya da erkek ve kız kardeşin olduğu yerde... geceleyin lamba ışığının diğer tarafında imzasız mektuplar yazıyordur.
On voit un mari et une femme, un frère et une sœur, se pencher chaque soir sous la lampe, pour rédiger des missives au vitriol.
Yazılarımı ucu zehre batırılmış bir divit kalemiyle yazarım.
Je me sers d'une plume d'oie et de vitriol.
- Asit, bakır sülfat ve buzlu camla. - Tam yaz yemeği.
Acide prussique, vitriol et verre pilé.
Bakır ve demir Mavi vitral ve sarı sülfür
Le cuivre, le fer, le bleu du vitriol et le jaune du soufre.
Yalancı erkeklerin gözüne atmak için vitriyol.
- Du vitriol. Pour les yeux des hommes menteurs.
Vitriyolü her yerde bulabilirsiniz. - Öyle mi?
Du reste, on peut acheter du vitriol partout.
Onun üzerinde ne kullandın? Asitti, değil mi?
Vous l'avez travaillé au vitriol, je crois?
Üç kurban da kezzap ile parçalandı.
Les trois victimes ont été mutilées au vitriol.
Kezzap!
Du vitriol!
Ellerini kül suyunun içine doğru düzgün sokmalıydın.
Plonger les mains dans le vitriol ça les abîme.
- Zehirli mektuplar yazmak için harika.
- Idéal pour les lettres au vitriol.
İki cinayet, bir sülfirik asit püskürtme vakası, bir intihar ve çok sayıda hırsızlık olayı ; bu kırk greyn ağırlığındaki kristalize kömürün hatırı için yaşananlar.
Il y a eu deux meurtres, une attaque au vitriol, un suicide et plusieurs vols, tout ça pour un bout de charbon cristallisé qui pèse deux grammes cinquante.
Gruner'in baştan çıkardığı biri, kendisini mahkemede kezzap gibi ölümcül bir madde ile tehdit ederek, onu idare etmesi için zorladığını itiraf etti.
Sa meurtrière, que Gruner avait séduite, a avoué lors de son procès qu'il l'avait obligée à administrer la substance fatale, sinon elle aurait été défigurée à vie par du vitriol.
ve burada, kezzap.
Et là. Du vitriol!
Yani şu acı ilacımdan almak için daha ne kadar daha beklemem gerekiyor?
Je veux dire, combien de temps devrai-je encore attendre ma dose de vitriol?
Dalga mı geçiyorsun? Ona gözüm gibi bakıyorum.
- Je la nourris au vitriol.
Size bazılarını okuyabilirim... Bu iğneleyici nefret maillarından, 3 ünü seçtim.
Je vais vous lire 3 lettres choisies dans ce courrier haineux, au vitriol.
Bu kadar çok içersen ruhuna zarar vereceksin.
Ce vitriol va faire un trou dans votre âme. Pardon.
şerefe zenginlik dolu 100 ejderhaya zenginlik
Un toast! Aux, dragons remplis de vitriol! Vitriol!
devam ettik ejderha avlamak için bütün yağların en tatlısı ve tüm dünyada zaferimizi haykırarak yanacak
Nous nous rendîmes vers des terres interdites,. des repaires barbares, tout ça pour le vitriol de dragon, la plus douce de toutes les huiles.
Flask umursamaz ruhuyla en iyi kargıcıydı o kesici ejderhanın boğazındaki en tehlikeli maddeleri çıkarmaya eğitilmiş
C'était l'extracteur. Il enlevait les sacs de vitriol de la gorge du dragon.
dünya bu ateş yağının etrafında döner pazarda satılırken bozulmadan önce saftır.
Le monde fonctionne au vitriol. Pur, on le dilue pour le vendre.
senin intikamın için değil pazarı kaç intikam sebebi çökertir?
Combien de tonneaux de vitriol rapportera votre vengeance?
ve biz yakınız... hasat dolu bir gemimiz var
Et nous touchons au but. On peut remplir le vaisseau de vitriol et revenir au marché avant le printemps.
ejderhaları avlamaktan, hasatı çalmak daha iyi bu topraklara daha önce geldin mi?
Plutôt voler du vitriol que chasser. Déjà venu sur Ces terres? Plusieurs fois avec Ahab.
Quequeeb bu bir işaret yakında öleceğim
Arrêtez. Je vous al dit d'arrêter, M. FIask,. Capitaine, il nous faut du vitriol.
yıllarca pazara geri dönüşün aşağılanmasına katlandım hayatta kalmak için bir yıl, bir av daha ki beyaz dragonu sonunda öldürebileyim
II y a assez de vitriol après ce massacre pour que vous soyez riche. Ce n'était pas le but de Ce voyage.
Yalnızca halkın tepkisi değil aynı zamanda sana yönlendirilen iğneleyici sözlere de şaşırmış mıydın?
Etes-vous surpris pas seulement par la réaction du public mais par le vitriol dirigé contre vous?
Kezzaplığın ve beceriksizliğinin ölümcül birleşimi sayesinde benden çaldığın o kanıtlar en güçlü düşmanımızın eline geçti artık.
Grâce à une combinaison mortelle de votre vitriol et votre incompétence la preuve que tu m'as volée est entre les mains de notre adversaire le plus puissant.
Ona söylenen iğneleyici sözleri, yapılan kötülükleri, çektiği acıyı asla anlayamazsınız. Beyaz Saray'da bir çocukken istemediği halde gey olduğunu açıkladı o.
Vous ne connaîtrez jamais le vitriol, le mal qu'il a subi quand il est sorti, contre sa volonté comme un garçon dans la Maison Blanche.
Eminim ki bu duygu ve öfkenin altında yatan budur.
Et je suis sur que c'est ce qui est derrière l'émotion et le vitriol...
- "VITRIOL." V.I.T.R.I.O.L.
- V.I.T.R.I.O.L. C'est-à-dire?
Simyacılarım vitriol yağı tariflerini sürekli düzeltmeye çalışıyor.
Mes alchimistes bricolent continuellement avec leurs recettes d'huile de vitriol.
Kaynar su yüzüne ne yapar görmek ister misin?
Vous voulez voir ce que le vitriol fera à votre joli visage?
Sünnetli, çirkin, keçi siken Yahudiler. Sik kılı sakallı İslam'ın helal domuzları. Bembeyaz götlekler.
Juifs mal circoncis, enculeurs de chèvres, porcs halal musulmans aux barbes en poils de bite, catholiques de mes deux, impuissants passés au vitriol, putains de Noirs racornis aux yeux de bite jaunis!
Bu kezzap yağı.
C'est de l'huile de vitriol.
Catherine odasında yerleştirdiğim zaç yağını bulmuş olmalı.
Catherine a dû trouver l'huile de vitriol que j'avais dissimulé dans ses chambres.
Lütfen hiddetinizi bastırın.
M. Garrison, remballez le vitriol!
Ve Gruner'in üzerine döktü.
Elle avait emmené une fiole de vitriol...
Ahab'la anlaşma yapmaya geldik.
Pour partager la recette du vitriol qu'on aura récolté.
VITRIOL mü?
" Visita Interiora Terrae Rectificando Invenies
VITRIOL.
V.I.T.R.I.O.L.