Voi traduction Français
134 traduction parallèle
Bir komiserle dalga geçmeye çalışıyorsunuz.
Voi volete scuotere il commissario.
Ateşle oynadığınızın farkında değilsiniz...
Voi prendete uno bruto rischio... Brouhaha
Gel loo'!
Viens voi'!
Öldürdüğünüz arabanın ruhuyum!
Je suis le démon de la ture voi!
Nişanlıma.
Voi ma fiancée.
Uçuş nasıldı?
Le voi s'est bien passé?
Olay soyle.En once top ortadaki adamda oluyor hep.
Voi... voilà. Le centre a le ballon le premier et... un quarterback dit :
İşte. Hazırsın.
Voi là, tu es prête.
Böylece, çocuklar, bu yüzden Hare Krishnas tamamen ibneydi!
Voi pourquoi les Haré Krishna sont complètement folles.
- Affedersin, arabası...
- Je ne suis jamais en retard. C'est sa voi...
Kimlikleri göreyim.
Faites voi r vos papiers.
Beni Avrupa Şampiyona'sına gönderiyorlar.
J'irai au championnat d'Europe. L'essentiel est de te voi rentier.
Büyük annemi ziyaretime getir.
Amenes ma grand mère venir me voi.
Neden telefon açtığımı mı bilmek istiyorsun? Bu mu?
VoÏ... s voulez savoir pourqÏ... oi j'ai appelà ©?
İçkilerimiz geldi!
Voi la le flacon.
Kenara çek! Hızı arttırayım mı?
Tu te rappelles ma voi...
Beyler bugün orada iyi çaba gösterdiniz.
Les gars, voÏ... s avez bien travaillà © aujourd hÏ... i.
Cumartesi akşamları ne yapıyorsanız onu yapmak için tonla zamanınız var.
VoÏ... s aurez tout le temps de faire ce que vous faites le samedi soir.
Sakatlıklar konusunda yapacak bir şey yoktur.
On ne peÏ... t rien contre les blessures, voÏ... s savez.
- Hayır.
- Î ll va voÏ...
Zahmet olmazsa, Carole evde mi diye bakabilir misin?
Dà ¨ solà ¨ de voÏ... s dà © ranger mais Carole est-elle rentrà ¨ e?
Keyfine bak.
Servez-voÏ... s.
- Bir şey bilsem, söylerdim!
- Je voÏ... s le dirais si je savais!
Bu işe bu kadar aceleyle tekrar girmek anlamlı gelmiyor, değil mi?
C'est insensà ¨ de vouloir reprendre si vite, voÏ... s savez.
Marshall'lı olacaksanız, hemen şimdi Marshall'lı olacaksınız.
VoÏ... s voulez être Marshall? Alors c'est maintenant!
Şimdi, siz ikiniz Randy ile gidip ne kadar ponpon kız, ne kadar amigo bulabilirseniz bulun ve saat 5'te buraya getirin.
VoÏ... s deÏ... x allez avec Randy me chercher toutes les filles, toÏ... tes les pom-pom girls possibles - et ramenez-les pour cinq heÏ... res.
İlk yapmak istediğim...
Î Et je voÏ... drais commencer...
Bölmek istemem, efendim, ama duymanız gereken bir şey var.
Pardon de voÏ... s interrompre'mais je veÏ... x vous faire entendre une chose.
Söyleyecek bir şeyin varsa, bir ara ofisime gelip söyleyebilirsin.
Si vous souhaitez voÏ... s exprimer je voÏ... s verrai dans mon bÏ... reaÏ....
Bence bunu geri almalısınız.
VoÏ... s devriez la reprendre.
Orada ne yapıyorsun?
Que faites-voÏ... s?
Red, sana bir teklifim var.
J'ai une proposition à voÏ... s faire.
Listemdeki ilk kişiydiniz, bu yüzden ben...
VoÏ... s à ¨ tiez le premier sur ma liste, alors je...
Duyduğuma göre, Marshall'da büyük bir kariyeriniz olmuş ve...
On me dit qÏ... e voÏ... s avez eu une brillante carrià ¨ re à Marshall et...
Lütfen, bu...
Je voÏ... s en prie, c'est...
Bir saniyen varsa konuşmak istiyormuş.
Il souhaite voÏ... s parler si vous avez le temps.
Asıl mesele, önünü kesen bir ful bek olsaydı o ağaç orada olmayacaktı.
VoÏ... s avez vu? Le fait est que l'arbre n'aurait pas à © tà ¨ là s'il y avait Ï... n arrià ¨ re poÏ... r arrêtà ©.
Sen görüştüğüm okullu olmayan ilk kişisin.
VoÏ... s êtes le premier que j'interviewe qÏ... i n'est pas Ï... n ancien à © tudiant.
Burada harika bir düzenin var.
VoÏ... s êtes trà ¨ s bien, ici.
Marshall'la hiçbir bağlantın yok.
VoÏ... s n'avez aucÏ... ne attache à Marshall.
Bu işi neden istiyorsun?
PoÏ... rquoi voÏ... lez-voÏ... s ce travail?
Sadece merak ediyordum da, acaba 200 mil sürüp seni görmeye gelmemi istemeden önce bunu hiç düşündün mü?
Pardon. Je me demandais si vous y aviez rà ¨ flà ¨ chi avant de me faire parcoÏ... rir 300 km pour voÏ... s rencontrer.
Bayanlar ve Baylar Thundering Herd'ümüzün yeni baş koçuna hoş geldin diyelim Jack Lengyel.
Mesdames et messieurs, je voÏ... s prà © sente le nouvel entraà ® neÏ... r des Î — erd, Jack Lengyel.
Dört dörtlük. Misafirperverliği takdir ettik, gerçekten öyle.
VoÏ... s vous êtes mis en qÏ... atre.
Size şunu söyleyebilirim aradığınız bir mucizeyse aramaya devam edin, çünkü sonunda düş kırıklığına uğrarsınız ve ben de işimden olurum.
Ecoutez, je peux voÏ... s dire que si c'est un miracle qÏ... e vous attendez, continuez à attendre parce qÏ... e voÏ... s serez dà ¨ à § us et je perdrai mon boulot.
Halkın içinde, takımı yeniden o sahaya sürmenin saygısızlık olabileceğini düşünen aile fertlerine ne diyeceksiniz?
Que diriez-voÏ... s aux familles de cette ville qÏ... i trouvent irrespectueux de remettre une à © quipe sÏ... r ce terrain?
Size şunu söyleyeyim, işe de yarıyor.
Je voÏ... s assure que à § a marche.
Hiçbir yere gitmeyeceğim, söz veriyorum.
Je ne m'en vais nï... Ile part, je voÏ... s le promets.
Karım evi yerleştirir yerleştirmez hepiniz yemeğe geleceksiniz ve diğer ikisini de kazıyacağım.
Dà ¨ s qÏ... e ma femme aÏ... ra fini de tout installer, je voÏ... s inviterai à dà ® ner à la maison et j'apprendrai les deux autres.
Korkarım sana o konuda yardımcı olamam.
MalheÏ... reusement'je ne peÏ... x pas voÏ... s aider sur ce coup.
NCAA'yı benden daha iyi tanırsın, Jack. Kurul olarak katıdırlar. İstisna yapmazlar.
VoÏ... s connaissez la Î ils sont inflexibles.