Voltage traduction Français
103 traduction parallèle
Voltaj gücünü en yükseğe çıkart.
Portez le voltage à son maximum.
- Yeterli voltaj gelmezse diye.
- Si le voltage était trop faible?
Burada voltaj oldukça düşük.
Je n'ai pas assez de voltage.
Bir tanesinin kapasite ve voltajını ölçtüm.
J'ai vérifié le voltage d'une bille avec un voltmètre.
Osiloskop üzerindeki reostatik titreşimsel voltajı... -... 0,360'a indirir.
Le vibro-voltage tombe à un point minimal de 360.
Bu çitte ne kadar elektrik vardır?
Quel voltage, la clôture?
Akım sabit fakat voltaj değişiyor.
Le courant est direct, mais le voltage varie.
Görünüşe bakılırsa, Arkadaş bana çok yüksek voltajda eski usul bir elektrik şoku verdi.
Il semble que le compagnon m'ait administré un léger choc électrique d'un voltage raisonnable.
Yüksek voltajlı asit akümülatör.
Les batteries haut voltage à acide.
"Tek bir vat, bir sürü volta eşittir" derler ya hani.
Un seul Watt, mais haut voltage.
- Daha fazla heyecan yarat!
- Augmente le voltage!
Anlaşılan dostunuz Doğu Almanya'da 220 volt elektrik kullandığımızı fark edememiş.
Votre ami ignorait qu'en Allemagne de l'Est, le voltage est le double de celui de l'Amérique.
Tuttle'ı tutuklayacağız ve Bay Buttle'ın sorgusundaki voltaja tabi tutacağız. Bilgisayar bankacılığına ait tüm kayıtları değiştireceğiz.
On arrêtera Tuttle et on l'interrogera au même voltage que M. Buttle et suivant les normes électriques.
Voltajı yükselt.
Augmentez le voltage!
Burada yeterli voltaj var. Eğer birisi bunu kurcalamaya kalkarsa akıma kapılıp kızaracak.
Il y a suffisamment de voltage pour que celui qui y touche se fasse défriser la barbe.
DİKKAT YÜKSEK VOLTAJ
DANGER - HAUT VOLTAGE
'" Yüksek voltaj'" yazıyor.
Il est écrit : "haut voltage".
Kalbin iç dokusu eskimiş, voltaj düşük ciddi mayopati var.
Infarctus inférieur ancien avec bas voltage... en rapport avec une maladie du myocarde.
Olay sadece voltaj meselesi.
Question de voltage.
Aktivasyon voltaj kritik seviyeye yaklaşıyor 0.5... 0.2...
Voltage opérationnel. Point critique dans 0.5... 0.2. Palier dépassé!
Aktivasyon voltajı kritik seviyeyi geçti.
Le voltage fonctionnel a dépassé le seuil critique.
EKG'sinde düşük voltaj difüzyonu var.
Bas voltage à l'ECG. J'ai pensé à une péricardite.
EKG'si anormaldi. Kurşun zehirlenmesi olabilir.
Ce voltage à l'ECG pourrait être dû aux électrodes.
Saçmalık. Parça yoğunluğu çok düşük, voltaj değişkenliği spesifikasyonların dışında, rengini bile beğenmedim. Ama Bay Starling...
La densité est trop basse, la variation du voltage est mauvaise et je n'aime pas la couleur.
- Daha fazla!
- Plus de voltage!
Tabii ki, bu yüksek gerilim sondası hakkında da söylenecek çok şey var.
bien sur, on pourrait en faire plus pour cette sonde haut voltage.
Yüksek Voltaj..
Haut voltage.
Bayağı ağır bir şey, yüksek voltajlı.
C'est du lourd. Voltage élevé.
Yüksek voltaj. Her şeyi yakmış. Kreatin kinaz iki binden yüksek.
Le voltage a grillé toutes les cellules sur le passage.
More voltage than a nuclear power plant... And less radiation.
Leur voltage dépasse celui d'une centrale nucléaire... mais sont moins nocives.
Yanlarında... yüksek teknoloji ürünü, Japon malı bir şey vardı. Klitorisi düşük gerilimli elektrik şoklarıyla uyaran bir aletti.
Ils avaient un petit vibrateur japonais high-tech, qui stimule le clitoris avec des chocs électriques à bas voltage.
- Voltajı arttırıyorum.
- J'augmente le voltage.
Program şifreyi çözmek için voltajı yönlendirirken, bu da görüntü ve ses işaretleriyle kilit mekanizmasını izliyor.
Pendant que le logiciel modifie le voltage pour décoder l'algorithme, ce truc transmet le mécanisme de verrouillage en image et audio.
Voltajı arttırdılar!
Ils ont surchargé le voltage.
Hayır, o düşük voltajlı QRS verir.
Ca donne un micro voltage du QRS.
Voltajı okutuyoruz.
Je vais mesurer le voltage.
Voltajı biraz yükselteceğim.
Je vais augmenter le voltage.
Elektrikli sıvı, umarım aşırı voltajla kabarmamıştır, aptalın biri... - potansiyeli topraklamamıştır.
J'espère que le flux électrique n'a pas, de son fort voltage, brûlé un imprudent.
Düşük voltajlı, enayi. Tamamen güvenli.
C'est en faible voltage, andouille.
Raylardaki elektrik de buna eklenince, ölümcül bir miktar oldu.
Mais le voltage ajouté du rail de métro lui à été fatal.
Bu çitlerin tasarımına göre elektrik çarpması etkili olmazsa akım ve voltaj öldürücü seviyeye ulaşıyor.
Ca devient meme plus impressionant. La fonction de cette cloture, si la decharge ne marche pas, est d'augmenter le courant et le voltage jusqu'a un niveau mortel.
Yüksek voltaja bu kadar yaklaşınca biraz korkuyorum.
Je suis toujours nerveux avec tant de voltage.
Kemiğin çatlamasına sebep olacak kas kasılmalarına sebep olacak kadar güçlü voltaj bu.
C'est le voltage nécessaire pour provoquer des fractures.
Kaçmayı denemeden önce söyleyeyim, üzerine bir fili bile devirecek kadar elektrik bağlı.
Oh, et avant même d'essayer de vous échapper, sachez que vous êtes branchés avec un voltage suffisant pour assommer un éléphant.
Floresan tüpünde hareket halinde yüksek voltaj ve bu voltajı üreten trafonuz vardır.
Un haut voltage, généré par un transformateur, se déplace à l'intérieur d'un tube fluorescent.
Transformatör, alternatif akım kaynağının voltajını değiştiren elektrikli bir cihazdır.
Un transformateur est un appareil électrique qui change le voltage en courant alternatif fournisseur.
Voltajı kes, kolayca hallet.
Baisse le voltage, en douceur.
Her hata yaptığında voltaj 2 kat artıyor.
Á chaque coup manqué, le voltage double.
Ölümcül iğne mi yüksek voltaj mı getirdin yoksa beni uzaya ışınlaman gerekecek.
Avez-vous amené une injection létale, du haut voltage, ou allez-vous juste me faire téléporter dans l'espace?
- Çocuk çok fazla voltaj yedi.
Il a une overdose de voltage!
- Voltaj ne kadardı?
- Quel était le voltage?