Vurma traduction Français
1,708 traduction parallèle
Kızgınım çünkü beni buraya gelmeye ikna ettin! Lütfen bana daha fazla vurma.
- Ça me fâche que tu nous aies fait venir ici pour rien!
Biraz korkut... ama vurma. O, senden büyük.
Fais-lui peur, mais ne l'atteins pas, il est bâti.
Ona vurma patron.
- Ne le frappez pas, chef!
Ona vurma.
Ne le frappez pas!
Sakın bana vurma.
Tu ne vas pas me frapper?
Başkan, orduya kaçırılan uçağı vurma yetkisini 10.18'de verdi.
À 10h18, le Président a autorisé l'armée à attaquer les avions détournés.
Babam zaten yeterince vuruyor. Bir daha vurma.
Mon vieux me frappe assez comme ça.
Kafasından Rivas'a tavayla vurma gibi bir saçmalık geçiyordu.
C'est lui qui déconne, il voulait taper Rivas avec la poële.
Bana vurma Kun!
Patron!
Yav vurma Canun acii! Ne vurursun?
Pourquoi me frappes-tu?
Vurma vurma seyirci bayuldu Allah Ne dirsen? Avradını sik...
L'audience a adoré, ça suffit comme ça!
- Hayır, bana vurma!
Ne me battez pas s'il vous plaît, s'il vous plaît.
Kafama vurma
- Pas la tête. - Tong!
Yüzüne vurma.
On ne frappe pas au visage. Pas au visage, compris?
Bana vurma.
Ne me frappe plus.
Kadınlara vurma. - Sen karışma.
On ne frappe pas une femme.
Tost makinesine kıçından vurma fırsatı verdi.
Il a donné au toasteur une belle occasion de le griller.
Bu duruma uygun göreceli yükseklik ve vurma açısı tutmuyor.
Etant donné les hauteurs relatives, l'angle de l'impact ne correspond pas.
ikisi silahla vurma, diğer ölüm sebebi ise, darbe nedeniyle travma.
deux par balle et la troisième cause de mort est coups et blessures.
Vurma adamı.
Ne tirez pas.
Söz konusu bir arkadaşsa işi şakaya vurma.
Ça ne diminue pas la peine lorsqu'il s'agit d'un ami.
- Sakın vurma onları Johhny.
- Ne tire pas, Johnny.
- Vurma artık!
Arrête de me frapper!
Şüphesiz üzüntünü dışa vurma yolundu.
Donc, ne sois pas gênée. C'était sans aucun doute ta façon d'exprimer ton chagrin.
Ona vurma.
Ne le frappe pas!
Yüzüme vurma!
Pas le visage!
Lütfen bana vurma! Lütfen bana vurma!
Pitié, ne me frappez pas.
Anneme vurma!
Ne faites pas de mal à ma mère.
- Bir daha bana vurma Michael.
- Ne me frappez pas Michael! - Ok....
Kafama bir daha kitapla vurma.
Ne me frappe plus avec la bordure d'un livre.
Böylece, biri ona seslendi, o da durdu, Bu sana sessizce yaklaşıp kafasının arkasına vurma şansı verdi.
Quelqu'un l'a interpellé, il s'est arrêté, et vous en avez profité pour l'approcher par derrière.
Hayır ben iyiyim. Beni vurma yeter.
Ne me tire pas dessus
Kızım kilerde bir canavar olduğunu düşünüyor. Sen elinde ocak süngüsüyle içeri giriyorsun ve çocuk dinlerken vurma sesleri çıkarıyorsun. ve sonunda herşey yoluna giriyor.
Ma fille se met dans la tête qu'il y a un monstre à la cave, vous y allez avec un tisonnier et vous faites des bruits de bagarre alors que la gamine écoute, et tout rentre dans l'ordre.
Bazen açığa vurma.
Parfois, c'est une révélation.
Hayır, yapma! Lütfen bana vurma!
Non, non, svp ne me frappez pas!
Lütfen vurma.
Ne me frappez pas.
- Lütfen bana vurma!
- S'il vous plaît, me frappez pas.
Hey, öyle vurma, ben de vatandaşım.
N'en dites pas du mal. J'y habite.
Kapı vurma adeti kalktı mı?
N'y a-t'il plus personne qui frappe?
Öyle, bana gerçekten bir şeyler vurma şansı veriyor.
Je n'ai pas encore eu la chance de te remercier après l'affaire Jon Owens.
Bu aşındırıcılar ıstakaya vuruş anında sürtünme vererek topa vurma imkanı sağlar.
Ça donne de l'adhérence à la queue quand elle touche la boule.
Uçağı vurma emri vermenizi sağlayacak bir çözümümüz var.
On a trouvé un moyen de faire abattre l'avion.
Amiral, size o uçağı vurma yetkisi veriyorum. Anlaşıldı efendim.
Je vous autorise à abattre cet avion.
Bu, Başkan'a doğrudan sizi vurma yetkisi veriyor. Bizi mi vuracak?
Cela autorise Logan à le faire abattre.
Kıç tarafından gideceğim. Bir iki el ateş et. Beni vurma da.
Je vais sortir par la poupe, tirez quelques coups de feu, ne me tirez pas dessus.
Lütfen bana daha fazla vurma.
- Ne me frappe plus, par pitié!
Kardeşim, ona vurma, lütfen!
Qui t'as demandé de faire ça? Dis-moi!
- Bana bir daha vurma, tamam mı?
Ne me bats plus.
Hey bana vurma, yaşlıyım.
Me tape pas, je casse.
- Hayır, vurma.
Ne tire pas!
Sakın vurma.
Ne frappez pas.