Vuruldum traduction Français
1,004 traduction parallèle
- Kötü vuruldum, Cutting.
- Je suis foutu.
Tanrım. Sanırım vuruldum.
Mon Dieu, je suis touchée, je crois.
Joe, ben vuruldum!
Je suis touché!
kırlangıça dedi ki : "bayan kırlangıç, Eros'un aşk okuyla vuruldum kafesimi benimle paylaşır mısınız?"
Il chantait : " Mam'selle Moineau Mon coeur ne fait qu'un saut
- Evet, kötü vuruldum.
- Vous avez raison.
Galiba vuruldum.
Je crois que je suis touché.
Vuruldum. Neredesiniz?
Où êtes-vous?
- Sana ne oldu? - Vuruldum.
Je suis mort!
Vuruldum!
Marie!
vuruldum, Wade.
II m'a touché.
ve bu kasabaya ilk görüşte vuruldum.
Je suis tombé amoureux de Sundown au premier coup d'œil.
sonra insanlara alıştım, ve onlara da vuruldum.
J'ai rencontré ses habitants et suis aussi tombé amoureux d'eux.
Evet, bacaklarım vuruldum.
Oui, aux jambes.
Vuruldum, yere düştüm, Kabahat Voltaire'de ;
- Ah! Touché! Prends les cartouches!
Alevler içinde düşüyordum. Baron Richthofen tarafınca vuruldum.
Mon avion avait été abattu par le baron Richtofen.
Vuruldum. Biri beni korusun..
Je suis touché, couvrez-moi!
Vuruldum!
Je suis touché!
Hayır, aslında çok erken vuruldum, savaşın büyük bölümünde esir kampındaydım.
J'ai été descendu assez vite. Et fait prisonnier.
Vuruldum!
Je suis blessé!
Vuruldum ve kimin yaptığını bulacağım.
On m'a tiré dessus et je trouverai le responsable.
Gece vuruldum.
Ça s'est passé de nuit.
Vuruldum.
Je suis touché.
Ne var ki, Bay Kebabian, ben dövüldüm soyuldum, vuruldum, ölüme terk edildim.
Sauf, monsieur... que j'ai été battu, volé, laissé pour mort.
Lanet olsun, vuruldum!
Il m'a eu, l'enflure!
Görür görmez vuruldum ona.
Ce fut le coup de foudre.
Sonra nasıl oldu bilmiyorum ama vuruldum.
Et j'ignore comment, mais j'ai été touché.
- Vuruldum.
- Je suis touché.
Ben niye vuruldum ya?
Pourquoi moi?
Tamam, dürüst olacağım, birazcık vuruldum.
Qu'y a-t-il? Je suis blessé...
Şimdi de bir çocuk tarafından vuruldum!
Maintenant une enfant me tire dessus!
Avusturyalı bir subay tarafından sırtımdan vuruldum.
Mais c'est un coup de pistolet qu'un officier autrichien m'a tiré alors que je le tenais par derrière.
Onu emniyetli bir yere taşırken vuruldum.
J'ai sauvé cet homme et j'ai été blessé.
Kıçımdan vuruldum o kadar.
Je me suis pris une décharge de chevrotine.
Hz.İsa adına, vuruldum!
Bon Dieu, il m'a eu!
14 kez vuruldum.
J'ai été touché 14 fois.
Varsayalım ki vuruldum. Liderliği kim üstlenecek?
Et si tu es blessé, qui va commander?
Roma'da size vuruldum.
Je vous ai remarquée tout de suite à Rome.
Velma'yı ararken tokatlandım, yaralandım, yumruklandım, bayıltıldım, uyuşturuldum ve vuruldum. Bu yüzden içimi dışıma çıkartmayı bırakır mısın?
On m'a giflé, cogné, perforé, assommé, drogué et on m'a tiré dessus pendant que je cherchais Velma alors tu peut arrêter de faire un milk-shake avec mes tripes
Bu gece bir kere vuruldum.
J'ai déjà reçu une balle ce soir.
Sen kafandan vurulduğun zaman ben de ayağımdan vuruldum.
Je l'ai pris dans la jambe au moment même où tu l'as pris dans la tête.
Vuruldum, ama çok kötü değil.
Ils m'ont eu mais c'est rien!
Vuruldum.
Je suis touché!
Kötü vuruldum.
J'ai été salement touchée.
Keeler omzundan ben ise ayağımdan vuruldum.
Keeler et moi avons été blessés.
Oh, Tanrım, vuruldum.
Oh mon Dieu. Je suis touché.
19 yaşımda donanmadan atıldım, 20 yaşımda kafamdan vuruldum, 21 yaşımda kodese tıkıldım.
J'ai quitté la marine, j'avais à peine 19 ans. J'ai eu une fracture du crâne à 20 ans, et je suis sorti de prison à 21.
- Sorun nedir Art? - Vuruldum.
- Qu'est-ce qu'il y a?
Omzumdan vuruldum.
Mon épaule...
- Sanırım vuruldum.
- Il m'a touché.
- Vuruldum.
imbécile!
Vuruldum.
On m'a déjà tiré dessus.