Véro traduction Français
66 traduction parallèle
Véro, bekle.
- Qu'est-ce qu'il y a?
Véro.
- Véro...
Véro, ben Isabelle.
C'est Isabelle.
- Bundan birine bahsettiniz mi peki?
Vous en avez parlé à quelqu'un. - Non. - Vous en avez parlé à Véro.
Küçük Louis, Vero'ya onu düşündüğümü anlat.
- P'tit louis, dis à véro que je pense à elle.
" Louis, Vero'ya onu düşündüğümü söyle. Benimle konuşmaması yazık. Biscuit'le görüştüm, sorunları hallettik.
- " P'tit louis, dis à véro que je pense à elle... j'ai revu biscotte, on s'est réconciliés.
Vero kimdi?
- C'était qui, cette véro?
Baroness de Vero 8 uçlu Sicilya yıldızı da dahil olmak üzere tüm Sisonya elmaslarını takacağına söz verdi. "
"La Baronne de Vero a promis de porter les diamants de Cisconia, " dont la splendide Étoile à huit branches de Sicile. "
Madam D'Vero'yu çok beğendiğimi söylemek isterim. Son derece homojen bir ses tonu var.
Mme Deveraux possède un timbre ravissant, une grande homogénéité de ton, comment dire...
Vero.
Vero...
- Hayır, Gregorio. - Vero, ben giderim.
Laisse, Vero, j'y vais.
- Vero kim?
- Quelle Vero?
Vero beni aradı.
Vero m'a appelé.
Alo. Vero'ya yarın orada olacağımı söyle.
Dis à Vero que j'irai sans doute là-bas demain.
Vero'ya yarın orada olacağımı söyle.
Dis à Vero que j'irai là-bas demain.
Ya Vero?
Et Vero?
Bas git, Vero.
Dégage, Vero.
Véro. 12 yaşımda değilim.
Véro, j'ai pas douze ans.
- Véro.
- Oui.
Véro!
Véro! - Attends!
Véro falan yok.
- Y'a pas de Véro!
Ağaçkakanın adı Ağaçkakancık, farenin adı farecik, Ve kuşun adı Kuşçuk, hepsi ormanı ev edindiler.
Pic-vero le pic-vert, Souricet la souris et Mésangy la mésange, la forêt était leur maison à tous.
Hey, Beaver, Ben veronic - Affedersin, Cassidy.
Salut, Beaver. C'est Vero... Pardon.
Kötü kadın Veronica.
Vero-Nikita.
Bu Vero, birliğin komutanı.
Lui, c'est Vero, le commandant de cette unité.
Hâlâ yarım saatim var, Vero'yu kim karşılayacak?
J'en ai encore pour une demi-heure, Vero va m'engueuler.
Vero beni ürkütüyor, gözleri çılgın gibi bakıyor.
Vero me fait peur, il a des yeux de fou.
Vero, sen de aynı şekilde mi düşünüyorsun?
Vero, tu partages son avis?
Ben Vero.
Je suis Vero.
- Vero, seninle konuşmam lazım.
Vero, j'ai à te parler.
Durun!
Vero!
Vero.
Vero!
Vero?
Vero?
Vero!
Vero!
Sorun ne Vero?
Qu'est-ce qui se passe?
Araban nerede Vero?
Où est ta voiture?
Merhaba Vero.
Bonjour, Vero.
Bu ne Vero?
Qu'est-ce que tu t'es fait?
Vero! Araban cidden mahvolmuş.
Ta voiture a pris un sacré coup!
Kuzenlerim Vero ve Josefina.
Mes cousines... Vero et Josefina. Asseyez-vous un peu.
Anlat O'na Vero.
Dis-lui.
Vero'nun kızları Tucumán'da okula gidiyorlar.
Les filles de Vero font des études à Tucumán.
- Söylesene Vero.
- Dis-lui.
Vero, Fer telefonda.
Vero, j'ai Fer au bout du fil.
Vero'yu ne kadar çok sevdiğimi sen de bilirsin.
Tu sais à quel point j'ai toujours aimé Vero.
Vero baya korkmuş bir halde. Ciddi bir şey olduğunu sanmıyorum.
Vero a eu une frayeur, ce n'est rien,
Vero büyük bir şok geçirdi.
Vero a eu peur.
Dışarı çıkmadım.
- Je ne suis pas descendue. - Vero...
Vero, bana bir yardım eder misin?
Vero, passe-moi...
Vero ben birazdan dönerim.
Vero, je reviens.
Vero'yla birlikte çiçekçiye gidip biraz saksı alabilir misin? - Alırım merak etme.
Tu peux aider Vero... à rapporter les pots de la pépinière?