English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ V ] / Vücut

Vücut traduction Français

4,903 traduction parallèle
Sadece vücut parçalarını ara.
Ceux où il est question de moitiés de cadavres.
Vücut kısımları...
Corps incomplet...
Vücut kısımları 22 tanesiyle birlikte bir ölüm evinde bulunmuş.
... trouvé dans une maison de la mort avec 22 autres.
Vücut ısını düşürmek için. Kalbini 20 dakika durdurmamız gerek.
On doit arrêter ton coeur pendant 20 minutes.
Beyinde hasar oluşmasını engellemenin tek yolu vücut ısısını düşürmek.
Le seul moyen d'empêcher des dégâts cérébraux c'est de te mettre sous hypothermie.
- Vücut falan mı çalışıyorsun?
- Tu fais de l'exercice?
Evet, bu kadın, kariyerinin vücut bulmuş bir metaforu haline geldi.
Oui, cette femme est devenue une métaphore vivante de sa propre carrière.
Başta zordu ama sonra vücut alışıyor.
Le voyage est dur au début, mais le corps s'adapte.
Komple vücut masajı yap, parasını ödedim.
Fais-moi la totale. Tu auras un pourboire.
Vücut ölçülerimi istedin.
Vous avez voulu une mesure d'entrejambe.
Yaşına, vücut tipine, cinsiyetine.
- De? L'âge, le type de peau, le sexe.
Yani vücut derecesi 1 veya 2 derece düştü. Adam yaşlı. 2 derece diyelim.
Ce qui voudrait dire que sa température interne a chuté d'un ou deux degrés, il est vieux : disons deux.
2 ile 4 derece arasında daha şiddetli titremeye başlayacak. Sonra enerji tasarrufu için titreme duracak ve vücut ısısı anormal derecede düşecek.
Entre 2 et 4, il tremblera plus violemment, puis plus du tout ( ça gaspille de l'énergie ), et l'hypothermie s'installera.
Yani şiddetli titremelerin başladığı noktayı işaretlersek vücut ısısının düşüş hızı hakkında kaba bir tahminde bulunabiliriz.
Donc si on note quand il a commencé à trembler, nous aurons une idée grossière de sa vitesse de refroidissement.
Titremeye başlayıp vücut ısısı 2 derece düşeli 2 saat 20 dakika oldu.
Il tremble depuis 2h et 20 minutes pour perdre ses deux degrés.
Vücut ağırlığın kadar birini kaldırmak istiyorsan doğru yoldasın.
Bah si ton objectif est d'être capable de soulever ton propre poid, on dirait que tu es sur la bonne voie.
Çok su kaybetmişler, vücut sıcaklıkları düşmüş ve kanlarında da lizerjik aside rastlandı.
Ils étaient déshydratés, en hypothermie, et avaient des traces d'acide lysergique dans le sang.
Vücut yapıları temel olarak diğer tüm canlılardan farklı.
La structure corporelle des titans diffère radicalement des autres espèces vivantes.
Bulmayı umduğumuz şey buydu çünkü vücut ağırlığı kordonu düz bir çizgi olarak çeker.
Eh bien, c'est ce que nous nous attendions à trouver car le poids du corps tire la corde en une ligne verticale.
Vücut ısısı ve bozunma göz önüne alındığında, su deposunda bulduğumuz bayandan en az bir gün önce öldüğünü söyleyebilirim.
Si on en croit la température et la décomposition, je dirais qu'il est mort moins d'un jour avant notre demoiselle du conteneur d'eau.
- Pek olası değil. 2006'da Chalco, Meksika'daki yatılı okulda 600 kız vücut ısısı artması, midesi bulantısı, yürümede zorlanma gibi semptomlar yaşadı.
Non en 2006, 600 filles dans un pensionnat à Chalco au Mexique, sont devenues fébriles, nauséeuses.
İnsanın kaybedip de hayatta kalamayacağı tek vücut parçası.
C'est la seule partie du corps sans lequel un être humain ne peut vivre.
- "Kennex an itibariyle depresyon, zihinsel körelme obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu ve yapay vücut kısımlarını psikolojik olarak reddetmenin başlangıç aşamalarında."
- "Kennex souffre de dépression, d'atrophie mentale, d'apparition de TOC, de TSPT et rejet psychologique de son membre synthétique."
Edward Steichen yaklaşımıyla çekecektim aslında. Manzara olarak vücut.
J'étais parti sur une approche du type Edward Steichen... le corps comme paysage.
Efsane vücut, fiesta memeler!
- Cool, c'était la fiesta des nichons, mec!
Bulduğun Pakistanlı adamın bilgilerini araştırdım. Boyu, vücut yapısı, kan grubu.
J'ai regardé les données sur le Pakistanais que tu as trouvé... taille, carrure, groupe sanguin.
Şimdi onun uyuz kafasını keseceğim ve bu vücut tamamıyla benim olacak.
Je vais simplement couper sa tête pénible et son corps sera tout à moi.
Spider Man'deki tüm süper kahraman eğlencesiyle Freaky Friday'deki vücut değiştirme oyunlarını birleştiriyor.
De combiner le fun des super héros avec l'échange de corps comme Freaky Friday.
Vücut mu çalışıyordun?
Étais-tu entrain de travailler?
Finlay efendi de vücut sıvılarını bir yere boşaltmıştır elbet.
Et Maître Finlay, je suppose qu'il va être retrouvé dans une piscine de son propre fluide corporel quelque part.
- Vücut sıcaklığını kontrol ediyorum.
- Je vérifie ta température.
Vücut sıcaklığındaki artış cinsel uyarılmanın işaretlerinden biri.
Les signes d'excitation sexuelle incluent une hausse de température.
Vücut sıcaklığına bakıyorum.
Je prends ta température.
Ya da neden vücut zırhı giydiğin.
Et pourquoi tu portais un gilet par balle.
"Vücut ısısını arttır."
"Montez la température"
Vücut ölçüne uygun iç çamaşırı bul.
"Trouver le bon sous-vêtements pour le type de corps".
Vücut sörfü yaparız.
Faire du body surf.
Yağlı vücut ve losyon.
La graisse corporelle et la lotion.
Çok Eksenli Manevra Teçhizatının Vücut Ağırlığı Kontrol Ekipmanı ( 1. Kısım ) Çok eksenli mekânsal harekete olanak sağlamak için tüm vücutta dengeleyici kemerler içeren karmaşık bir vücut ağırlığı kontrol sistemi gereklidir.
Pour rendre possible la manœuvre tridimensionnelle, il faut maîtriser une technique minutieuse de transfert du poids du corps à l'aide d'une ceinture fixe entourant tout le corps.
Çok Eksenli Manevra Teçhizatının Vücut Ağırlığı Kontrol Ekipmanı ( 2. Kısım ) Çok eksenli manevraları yüksek hızda yapabilmek için çok eksenli menavra teçhizatı mümkün olan en hafif şekilde imal edilmiştir.
Cet attirail est allégé au maximum pour permettre la tridimensionnalité à grande vitesse.
Vücut mu çalışıyorsun?
Tu fais du sport?
Çünkü bu vücut Tanrı'nın bize verdiği en önemli şey.
Parce que ce corps, tu vois, c'est la chose la plus importante que Dieu nous a donné.
Vücut kapkaççıları.
Ce sont les voleurs de cadavres.
O ölmüş insanları alıyorsunuz ve onları kesip, vücut parçalarını kullanıyorsunuz.
Vous emmenez ces morts, les découpez et vous utilisez leurs organes.
Vücut taramasına başlıyorum.
On commence le scanner corporel.
Vücut taramasına ne gerek var, anlamıyorum. İç kanama var işte.
Je ne vois pas la nécessité de faire un scanner corporel en présence de saignements internes importants.
Siz de sözlü olmayan hiçbir işaret alamadınız mı? Vücut dilinde veya sesinin tonunda bir değişiklik falan?
Et vous étiez incapable de déceler des signaux non-verbaux, des changements de langage corporel, du ton de sa voix?
Çoğunun erkeğe benzeyen bir vücut yapısı var.
Mais la plupart ont un physique plutôt masculin.
Bedenleri aşırı derecede yüksek bir vücut sıcaklığına sahip.
Leur température corporelle est extrêmement élevée.
Pek çok vücut sıvısı görüyorum.
Je vois beaucoup de fluides corporels
Çok Eksenli Manevra Teçhizatının Vücut Ağırlığı Kontrol Mekanizması Vücut ağırlığı her zaman belin bir tarafına verilmelidir.
Équipement tridimensionnel Transfert du poids du corps

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]