Wick traduction Français
293 traduction parallèle
- Merhaba, Wick.
- Bonjour, Wick.
- Hoşça kal, Wick.
- A bientôt, Wick.
- Wick haklı.
On y va. - Wick a raison.
- O kadar da inatçı olma, Wick.
- Tu vois? - Ne sois pas si tetu.
Gidelim, Wick.
Allons-y.
Tanrı aşkına, Wick.
Oh, pour l'amour du ciel.
Onu arar mısın Wick?
Tu veux l'appeler?
İşe alınıp çalışmaya başlaması harika olurdu. Yoksa olmaz mı, Wick?
Ce serait merveilleux, s'il avait ce travail et qu'il commence a travailler.
Özür dilerim Wick.
Je suis désolée.
Ayrıca endişelenme Wick.
Et sois tranquille.
Philadelphia hikayen için sana çok teşekkür ederim Wick.
Merci beaucoup pour ton histoire de Philadelphie.
Hadi ama Wick. Eninde sonunda öğrenecekti nasıl olsa.
Elle aurait trouvé, tôt ou tard.
- Gerçekten de, o kadar kötü mü, Wick?
- C'est aussi grave que ça? - Oui, ça l'est.
Kapa çeneni Wick! Hiçbir zaman bir iş yapmadım.
Je n'ai jamais rien fait.
- Bak. Wick'in kardeşim olması onun kötü talihi.
Wick a l'infortune d'etre mon frere.
Niçin biraz kahve yapmıyorsun Wick?
Pourquoi ne pas faire du café?
Banyo yapacaksın, tıraş olmana yardım edeceğim ve sonra yiyip uyuyacaksın.
Tu vas prendre un bain, et je t'aiderai a te raser... et tu mangeras et tu dormiras... et quand Wick reviendra, tout ira tres bien.
Rehincinin ne düşünebileceğinden mi utanıyorsun yani?
- Wick te rapportera ton manteau.
- Benim ne düşündüğüm önemli değil mi? - Wick montunu sana geri alır.
Tu ne pouvais pas prendre mon bracelet ou mon salaire?
Ama o montu geri istiyorsanız, size Cenaze töreni için, sevgili Wick hiç çiçek istemiyorum, birkaç iyi söz söylenmesi yeter.
"Pour le service, cher vieux Wick... je ne recommande aucune fleur, mais quelques bonnes blagues. Adieu."
Acelem yok. Bugün ofisteki rahat günlerimden biri.
Helen, je veux mettre une chose ou deux en ordre avant le retour de Wick.
Bak Helen, Wick gelmeden yoluna koymak istediğim birkaç şey var.
Laisse-moi rester.
Ama bana bunun nedenini söyleyebilir misin?
Pour toi, pour Wick, et pour moi.
senin için, Wick için ve kendim için.
On t'aime.
Kitabın bir kopyasını Bim'e bir kopyasını montunu bana ödünç veren doktora ve bir kopyasını da Nat'e yollayacağım.
J'en enverrai un exemplaire a Bim... un des docteurs qui m'a preté son manteau... et un a Nat. Imagine Wick devant la vitrine d'une librairie.
Wick!
Tôle...
Çam kokulu evimizde
Je mets de l'Air-Wick Pour en faire
Pencereleri açmadan, ayakkabılarını çıkarma.
N'oublie pas de vaporiser de l'Air Wick.
İyi olacaksın değil mi?
On s'en sortira, Wick.
Wick duyuyor musun?
Wick, tu reçois?
Bu soruları cevaplamak için yanında avukat olması gerekmez.
Voyons, Wick... Certaines réponses ne nécessitent pas d'avocat.
Sachs onlar için mükemmel bir kurban.
Wick Sachs était le parfait pigeon.
- Hayır! John, Harold Wick'in kim olduğunu biliyor musun?
Tu connais l'animateur Harold Wick?
Evet. Harold Wick'e, radyodaki şu herife mi dava açıyor?
Elle attaque Harold Wick?
- Evet. Harold Wick'in bu fabrikayla alâkası var mı?
Wick a un rapport avec l'usine?
Siz Harold Wick'siniz.
Vous êtes Harold Wick?
- Soruları yanıtlamanızı tavsiye ederim, Bay Wick.
Veuillez répondre aux questions.
Bayan, eminim çok iyi bir insansınız... Bizi korkutamayacaksınız Bay Wick.
- Vous n'arriverez pas à nous intimider.
Bayan Porter'ın müvekkiliniz Harold Wick için çalışmadığını söylemeliyim.
C'est vrai. Il ne connaît ni votre cliente... ni son aciérie.
Bugün kanunen, işyerinde Bay Wick'in yayınını dinleten birisine karşı dava açabilirsiniz.
On peut poursuivre un employeur qui diffuse son émission.
Bay Wick oraya çıkıp fikirlerden ve politik görüşlerden söz etmiyor.
Mais reconnaissons-le... M. Wick n'exprime pas des idées.
İddianın reddedilme talebi kabul edilmemiştir.
Hélas, M. Wick, vous êtes tombé sur moi. Motion de rejet refusée.
Bay Wick'in cinselliğe odaklanmasının kökenlerinde, belli fiziksel ya da psikolojik fonksiyonların yerine getirilememesi yatıyor olabilir.
c'est qu'un dysfonctionnement d'ordre physique ou psychologique... semble motiver la fixation de M. Wick sur ce qui touche au sexe. Pour ma part, je trouverais déplacé d'exploiter des troubles...
Onun tıbbî yetersizliklerini ya da durumlarını istismar etmenin yanlış olacağını düşünüyorum Yeni bilgiler ışığında şunu söylemek yeterli olacaktır :
de santé passagers ou permanents. A la lumière de ces informations... je n'ai aucun ressentiment envers M. Wick.
Wick, lütfen.
Wick, s'il te plaîit.
Güle-güle, Wick.
Au revoir, Wick.
Wick döndüğünde de her şey yoluma girmiş olacak.
Non! Non!
Wick'in, bir kitapçının önünde durduğunu hayal et.
Une grande pyramide de mes livres, un roman de Don Birnam.
Konuyla ilgili açık oturumda eski dışişleri bakanı Lord George-Brown Norveç eski maliye bakanı Bay Sven Olafson Norveç Ticaret Konseyi'nin eski başkanı Sör Charles Ollendorff Norveç'e en yakın kasaba Wick'in belediye reisi Hamish McLavell ismi Norveç'i çağrıştıran Bayan Betty Norday ismin Norveç'in çevrik sözcüğü olan Bay Brian Waynor soyadı Norveç'te bol bulunan fiyorda benzeyen Bay ve Bayan Ford Ron ve Christine Boslow...
Les temps forts de cette émission seront abordés par Lord George-Brown, ex-secrétaire d'Etat, M. Sven Olafson, ancien ministre norvégien, Sir Charles Ollendorff, ex-président de la chambre de Commerce,
Dr Wick Sachs'ı arıyordum.
Je cherche le Dr Wick Sachs.
Ama, maalesef Bay Wick, bana düştünüz.
Je suis conscient que 9 juges sur 10 auraient débouté la plainte.