Wilkerson traduction Français
77 traduction parallèle
Bay Wilkerson, Emmie Slattery'nin başucundan yeni geldim.
Wilkerson, je viens de chez Emmy Slattery.
İyi geceler, Bay Wilkerson.
Bonsoir Wilkerson.
Bay O'Hara, Jonas Wilkerson'ı işten çıkarın.
Il faut renvoyer Wilkerson.
Yanki Wilkerson ve beyaz avam kızı Slattery?
Cet homme du Nord et cette roulure!
Burada Bay Gerald'ın kahyalığını yapan, şu beş para etmez nefesi kokmuş, beyaz Wilkerson'u gördüm.
J'ai vu ce vaurien de Yankee, Wilkerson... qui était notre surveillant.
Emmie, Bn. Wilkerson oldu.
Emmy est devenue ma femme.
- Wilkerson, başkanın kayınbiraderi.
Wilkerson, le beau-frère du maire.
Bayan Wilkerson'ın bir çakısı var.
Mlle Wilkerson a un couteau suisse.
- John Smythe ve Brenda Wilkerson.
- John Smythe et Brenda Wilkerson.
Karen Wilkerson, Astsubay Wilson'ın müdürüyüm.
Karen Wilkerson. Le chef du second maître Wilson.
Ortadan kayboldu Bayan Wilkerson.
- C'est un agent utilisateur.
Arayan adının Wilkerson olduğunu söylemiş, sonra hat kesilmiş.
L'appel vient d'une certaine Wilkerson, mais la ligne a été coupée.
Deniz Kuvvetleri Bakanlığı'ndan.
Le capitaine Wilkerson, basé au département de la Navy, à Washington, D.C.
Binbaşı Wilkerson'ın ev adresini buldunuz mu?
- Tu as trouvé l'adresse du capitaine de corvette Wilkerson? Absolument.
Arayanın Binbaşı Wilkerson olduğundan kesin emin misiniz Ajan Gibbs?
Vous êtes absolument sûr que cet appel provient du capitaine de corvette Wilkerson, agent Gibbs?
Binbaşı Wilkerson da onlardan biriydi.
Et le capitaine de corvette Wilkerson était l'une d'elle.
- Adım Wilkerson!
Mon nom est Wilkerson!
Binbaşı Wilkerson'ın ilgisi nedir?
Quelle était la participation du capitaine de corvette Wilkerson?
Binbaşı Wilkerson'ın 2002 model metalik gri bir Jetta'sı var.
Le capitaine de corvette Wilkerson conduit une Jetta gris métallisé de 2002.
Önemli olan bu kasetten Binbaşı Wilkerson'ı bulmamıza yardım edecek bir şeyler bulmak.
L'important ici est de disséquer cette bande et d'obtenir quelque chose qui pourrait aider à trouver le capitaine de corvette Wilkerson.
Binbaşı Wilkerson iki gün önce üste akut bronşit tedavisi görmüş.
Le capitaine de corvette Wilkerson a été soigné pour bronchite aiguë par un interne il y a deux jours de cela.
Ne kadar- - - DiNozzo! İnşallah Binbaşı Wilkerson'ın geçmişiyle ilgili bilgi alıyorsundur.
J'espère que c'était pour le capitaine de corvette Wilkerson.
- Göster! - Wilkerson'ın e-posta kayıtlarına göre dün aynı yerden 14 mesaj göndermiş.
Le logiciel de messagerie de Wilkerson montre qu'elle a envoyé 14 messages du même endroit hier soir, et ce n'était pas l'IP de sa maison.
Niye burada sana bakıyorum peki? Binbaşı Wilkerson'ın bu e-postaları Fairfax'teki Braddock Çarşısı'nda ATS diye bir mağazadan yolladığını bilmenin yardımı olur dedim.
Je pensais que cela pouvait nous aider de savoir comment le capitaine de corvette Wilkerson avait envoyé tous ces e-mails d'un magasin appelé P.B.J.
Wilkerson her an boğulabilir.
Wilkerson pourrait suffoquer à tout moment et tu ne pouvais pas me le dire par téléphone, McGee?
Binbaşı Wilkerson her zaman kurallara uymuyordu.
Wilkerson n'a pas toujours suivi cette politique. Au commencement, non.
Eline sağlık Abby. Abby'nin doğru bulduğunu varsayarsak Binbaşı Wilkerson çarşıdan çıkıp Ox Yolu'na girdi.
En admettant qu'Abby ait raison, le véhicule transportant le capitaine de corvette Wilkerson a quitté la ville via "Ox Road".
Binbaşı Wilkerson'ın o kadar vakti yok.
Le capitaine de corvette Wilkerson n'a pas tout ce temps.
Biri Wilkerson'ın cep telefonunu kullanmış.
Quelqu'un utilise le téléphone de Wilkerson.
Kesinlikle binbaşının telefonu, patron.
C'est bien le téléphone du capitaine de corvette Wilkerson, patron. Cinq appels passés dans la dernière heure.
Binbaşı Wilkerson'ın vakti tükeniyor.
Le capitaine de corvette Wilkerson n'a déjà presque plus de temps.
Binbaşı Wilkerson su kaybetmiş. - Ama onun haricinde iyiymiş.
Le capitaine de corvette Wilkerson est juste un peu déshydraté, mais, en dehors de ça, ça va bien.
Julie Wilkerson, kaybolmuş.
Julie Wilkerson, disparue.
Havalı sağır çocuk Oliver Wilkerson...
Le mec sourd et cool, Oliver Wilkerson...
Oliver Wilkerson da buradaymış.
Voici Oliver Wilkerson.
Neyse, sonra görüşürüz Randall Wilkerson.
Bien, on se voit plus tard... Randall Wilkerson.
Tabi, Tamara hakkındaki her şeyi Bay Wilkerson'dan duydum. Görünüşe göre...
M. Wilkerson m'a parlé de Tamara.
Hep Bay Wilkerson'un suçu.
Du M. Wilkerson tout craché.
Bay Wilkerson ve tüm tiyatro bölümü.
M. Wilkerson et tout le club de théâtre.
Sorun öğretmenim, Bay Wilkerson.
C'est mon instituteur, M. Wilkerson.
Brick, Bay Wilkerson ile bir sorunun varsa, onunla kendin konuşman gerek.
S'il y a des choses qui te plaisent pas, tu iras lui parler toi-même.
Tavsiyenizi dinledim ve Bay Wilkerson'la konuştum, artık beden dersine girmek zorunda olmadığımı söyledi.
J'ai suivi votre conseil, j'ai parlé à M. Wilkerson, et je suis plus obligé d'aller en gym.
Peki, Frankie, gidip şu Wilkerson'la konuşup Brick'in olayını anlatmalısın.
Tu vas devoir expliquer à Wilkerson comment est Brick.
Af edersiniz. Bay Wilkerson'ı arıyordum da...
Excusez-moi, je cherche M. Wilkerson.
Bay Wilkerson siz misiniz?
Vous êtes M. Wilkerson?
Jensen, Wilkerson ve Zeider.
Jensen, Wilkerson et Zeider.
- Adım Wilkerson.
Je m'appelle Wilkerson.
Donanma binbaşısı Amanda Wilkerson'a ait.
Il semble appartenir à un capitaine de corvette ( "lieutenant commander" ) de la Navy,
Bu da ikinci tahminimdi.
C'est Amanda Wilkerson.
Amanda Wilkerson bu.
Elle a des problèmes?
Binbaşı Wilkerson neden 14 yaşındaki bir kız gibi konuşsun?
Pourquoi le capitaine de corvette Wilkerson prétendrait être une fille âgée de 14 ans?