Wintergreen traduction Français
37 traduction parallèle
- Wintergreen sakızı var mı?
- Vous en avez à la chlorophylle?
Ağaçların kesilmesine de karşı değilim.
J'en n'ai rien à faire de Wintergreen.
Bu seferki, wintergreen yağı denilen bir şey.
Dans ce cas-ci, dans quelque chose appelé de l'huile de gaulthérie.
Wintergreen yağı zehirli miymiş?
L'huile de gaulthérie est toxique?
Wintergreen yağı.
Huile de gaulthérie.
- Wintergreen yağını çıkardın ve plan yapmaya başladın.
Alors vous sortez l'huile de gaulthérie et préparez votre plan.
Emniyet müdürü olarak konseye özellikle Alderman Wintergreen'e teşekkürlerimi arz ederim.
En tant que Chef de la police, je veux remercier le Conseil municipal, et plus particulièrement Alderman Wintergreen.
Alderman Wintergreen'e aralıksız on dakika bir şeyler anlattığını gördüm
Je l'ai vu comploter avec Alderman Wintergreen pendant 10 bonnes minutes.
- Alderman Wintergreen'la bir konuşabilirim.
Je devrais parler à Alderman Wintergreen.
Alderman Wintergreen'in odasını arıyorum.
Je cherche le bureau d'Alderman Wintergreen.
- Bayan Wintergreen.
- Mme Wintergreen.
- Belediyede ne oldu?
- Et avec Wintergreen?
Wintergreen'la Patterson'un konuştuğunu gören bir tanığım var.
Mais j'ai quelqu'un à voir, je me passerai de déjeuner.
Şu demiryolundaki ölüm. Adamı Dul ve Yetimler etkinliğinde Alderman Wintergreen'le konuşurken gördün mü?
Le mort de la voie ferrée, vous souvenez-vous de l'avoir vu parler à Wintergreen pendant le gala?
- Wintergreen bir tanesi.
- Wintergreen, pour commencer.
Ben çıkıyorum Bay Wintergreen.
Je dois y aller, M. Wintergreen.
Efendim. Wintergreen'le görüşme nasıl gitti?
Comment cela s'est-il passé avec Wintergreen?
Bunların Alderman Wintergreen cinayetiyle ilgisi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ya da Tommy Cork'un kaybolmasıyla?
Pensez-vous qu'il y ait un lien avec la mort d'Alderman Wintergreen ou la disparition de Tommy Cork?
Müfettiş Chard ve müdür Standish'le golf oynayanlar arasında Wintergreen'la Landesdown da vardı.
Wintergreen et Landesman jouaient au golf avec Chard et le commissaire Standish.
Bayan Wintergreen kocasının eski evrak çantasında bulduğu mektupları getirdi.
Mme Wintergreen a trouvé des lettres dans la vieille serviette de son mari.
Wintergreen belediye encümeninde belirleyici oyu varmış meğerse.
Wintergreen a eu l'appui du Conseil lorsque ça a été décidé.
Konuyla ilgili olarak, Alderman Wintergreen öldürüldüğü gece kocanız ve siz neredeydiniz
Par curiosité, où étiez-vous la nuit où Alderman Wintergreen a été tué?
Bundan böyle kimse Bayan Wintergreen'e bu alçakça ve iğrenç suçlamalarla alâkalı soru sormayacak
Pour ce qui concerne ces sordides et dégoutantes accusations, aucune autre démarche ne devra être entreprise envers Mme Wintergreen.
Kim demiş? Karım Dul ve Yetimler idare komitesinde Hazel Wintergreen'le yan yana oturuyor.
Ma femme siège au comité de Veuves et Orphelins avec Hazel Wintergreen.
Wintergreen'in bu işe dahil olduğunu iddia eden üç kişi var efendim.
Trois hommes prétendent que Wintergreen leur a porté tort.
George Aldridge'in bu üç arkadaşı... Wintergreen öldüğü gece neredeymişler?
Où étaient les amis de George Aldridge la nuit de la mort de Wintergreen?
Gezilerinden birinde, bir barda, Wintergreen'in ya da Landesman'ın kurbanı bir genç adamla tanışıp hikâyesini dinliyor.
Lors de ses déplacements, dans un pub ou un bar, il a croisé un jeune homme, une victime de Wintergreen ou Landesman.
- Wintergreen ve Landesman'la irtibata geçti
- Il aborde Wintergreen et Landesman.
Landesman ve Wintergreen Aldridge'in firar ettiğini öğrenince Blenheim Vale konusunda bildiklerini Patterson'a anlatacağını düşündüler.
Quand Landesman et Wintergreen découvrent qu'Aldridge s'est évadé, ils pensent qu'il l'a fait pour déballer Blenheim Vale à Patterson.
Wintergreen'i ve Landesman'ı işaret edecek her şeyden kurtulmak için.
Quelque chose qui aurait pu dénoncer Wintergreen et Landesman.
Peki Wintergreen'i kim öldürdü?
Qui a tué Wintergreen?
Josiah Landesman... Yeni belediye başkanı Wintergreen... Ve doktor Fairbridge.
Josiah Landesman... le nouveau directeur, Wintergreen et Doc Fairbridge.
Wintergreen'in arabasını yakanlardan birinin adını.
Peu importe qui avait brûlé la voiture de Wintergreen.
Çözemediğim tek konu, neden Wintergreen'ı öldürdükleri.
Je n'arrive pas à comprendre pourquoi ils ont tué Wintergreen.
Blenheim Vale'deki çocuklar Wintergreen'ın iştahını kesmemişti. İnsanın aklı oyunlar oynar.
Les appétits de Wintergreen allaient au-delà des garçons de Blenheim Vale.
Billy Wintergreen'le bunu yağmurlu bir güne saklamıştık ama düşününce, yine de Tanrı bilir bu adadaki son gecemiz olduğuna göre- -
Billy et moi devions la garder pour les mauvais jours. Mais comme, espérons-le, c'est notre dernière nuit sur l'île...
Keklik üzümü yağı alabilir miyiz?
Il faut de l'huile de Wintergreen.