Woodside traduction Français
35 traduction parallèle
Hoşgeldiniz Charlie Lang, Yvonne Biasi, - - Memur Bo Williams ve tüm çocuklar Woodside, Queens'den.
Bienvenue à Charlie Lang, Yvonne BiaSi, à l'agent Bo williams et à tous les jeunes de Woodside, dans le Queens.
Müfettiş Woodside, mahkemeye açıklar mısınız bu ayakkabılar nereden geliyor.
lnspecteur Woodside, pouvez-vous expliquer à la cour d'où viennent ces chaussures de course?
... açılış oturumunda savcılığın çağırdığı tanıklarının kuvvetli ifadeleri dinlendi, Polis şefi Harvey Woodside ve sağlık uzmanı Emile Weil.
Après les déclarations préliminaires, la journée a été marquée par les témoignages des premiers témoins de la poursuite, le directeur médicolégal du comté, Harvey Woodside, et le médecin légiste du comté de Cook, Émile Weil.
Stampler'ın avukatı Martin Vail tarafından Woodside ve Weil sert bir şekilde sorgulandılar.
On a également assisté au contre-interrogatoire de Woodside et de Weil par l'avocat défendant Stampler, Martin Vail.
Woodside'da saat dörtte ve sonra da Greeks'te bir oyun var.
Ecoute. Il y a la partie de 4 h à Woodside, puis les Grecs.
Dolores, bir yıl önce öldüm ve ölüm meleği oldum. Ve muhtemelen birisi Woodside Alışveriş Merkezinde 20 dakika içinde çok kötü bir şekilde ölecek.
Delores, je suis morte il y a un an et je suis devenue une faucheuse et quelqu'un du Mall Woodside va mourir dans à peu près
Woodside ve Bush'un köşesinde.
Au coin de Woodside et Bush.
Woodside ve Bush.
Woodside et Bush.
Woodside İstasyonu'nun hemen batısındaki metro treninde hızla kan kaybeden bıçaklanmış bir erkek var.
J'ai un homme poignardé, qui perd beaucoup de sang, dans le train à l'ouest de Woodside Station dans le métro.
Bunların sonucu olarak, Simon Grim'in taraftarlarıyla birlikte, en şiddetli karşıtları da onun gizemli arkadaşı Henry Fool ve onun meşhur itiraflarını aramaya başladılar çünkü, Woodside Queens'li bu çöpçünün şiirlerinin temelinde bunun anahtar olduğunu düşünüyorlardı.
- En conséquence de tout cela, aussi bien les fans de Simon Grim partout dans le monde que ses détracteurs les plus féroces et les plus convaincus, ont vu dans cet ami si mystérieux, cet étrange Henry Fool et ses célèbres Confessions, une sorte de clé essentielle et nécessaire à la compréhension du talent incarcéré de ce grand poète éboueur de Queens. C'est bon pour les ventes, en tout cas.
Evet, beş yıl boyunca burada, Woodside Queens'de çöpçüydü. - Örneğin 1989'da Afganistan'da neler yaptı? - Ve?
- Oui, durant cinq ans, ici dans le Queens, il a travaillé comme éboueur.
Woodside İlkokulu.
École primaire Woodside.
Woodside'a gidiyorum.
Je vais à Woodside.
Woodside Tesisleri.
{ \ pos ( 192,230 ) } Complexe industriel de Woodside.
Pekâlâ. 7 numaralı tren Woodside, Queens'e yaklaşıyor. Ulaşım Dairesinin verdiği bilgiye göre, istasyonla bir önce durduğu yer olan 52'nci ve Lincoln arasında, son 800 metrede hız kesmeye başlıyor.
C'est la ligne 7 approchant de Woodside dans le Queens, et selon le Département des Transports, la voie fait un peu moins de 800 mètres entre cette station et l'arrêt précédent, qui est la 52ème et Lincoln.
Emily'nin gelecek yıl, normalde gitmesi gereken Woodside Lisesi özel bir yatılı okula benziyor.
L'école secondaire de Woodside où Emily doit aller l'an prochain ressemble à une école privée.
Woodside'dakiler gibi güzel tesisleri yok.
Elle n'a pas les installations luxueuses de Woodside.
Woodside Lisesine bakalım.
Prenons l'école secondaire de Woodside.
Woodside Lisesi kötü bir yer değil.
L'école secondaire de Woodside n'est pas si mal.
Woodside aslında, tasarlandığı şekilde işlevini yapıyor. Ama 50 yıl önce.
En fait, Woodside accomplit ce pourquoi elle a été conçue il y a 50 ans.
Savaş sonrası gelişen ekonomide herkese iş vardı. Woodside gibi okullar, yararlı işgücü sağlamakta paylarına düşeni yaptılar.
L'économie florissante d'après-guerre assurait du travail à tous et les écoles comme Woodside fournissaient la main-d'œuvre.
Raporları masamda mı? Woodside'da başka haneye tecavüz olayına rastlanmadı.
Un autre cambriolage à Woodside.
Ve işlemleri yapıldıktan sonra, dışarıdaki kız arkadaşını aramış.
Après avoir été entendu, il a appelé sa petite amie à Woodside.
Yıllar önce, Woodside Ortaokulu'nun koridorunda Cal Weaver, Emily Boyle'u ilk kez gördü.
Il y a longtemps, dans le couloir du collège Woodside, Cal Weaver a posé les yeux sur Emily Boyle.
Ama sonradan Woodsie'deki bir kilisede torununun vaftiz törenine gideceğini haber aldık.
Mais il s'est planqué. On a reçu le tuyau qu'il assisterait au baptême de son petit-fils, à l'église de Woodside, où vivait sa fille.
Millet. Woodside'daki bir laboratuvarda şüpheli bir yangın var.
On a un incendie suspect dans un labo de recherche à Woodside.
Cadde'den Woodside'a uzanan bitmek bilmez yolculuğum sırasında bir plan yaptım gitmeniz için birbirinizin suyuna.
Pendant mon interminable voyage en métro de la 61ème à Woodside, j'ai trouvé un plan pour conserver vos bons cotés mutuellement.
Bakan Pierson, bugün HKM'nin Regis Air 753 uçağında ölümlerin nedeni olarak artık bir hastalık mikrobunu araştırmadığını duyurdu.
RUE KELTON, WOODSIDE, QUEENS Le CDC n enquête plus sur un agent pathogène... Comme cause des décès sur Je vol 753 de Regis Air.
Şimdi, biraz daha yakından bakarsak ışımalara,... kaynaklarını görüyoruz ki Woodside, Queens'te,... hemen arkasından bu evde.
Là, quand on regarde de plus près ces pics de chaleurs, on peut voir qu'ils viennent de Woodside, dans le Queens, juste derrière.... cette maison.
Baban Johnny Woodside.
Votre père est Johnny Woodside.
Siz Woodside'lılara nasıl selam verileceğini öğreteceğim.
Je vais vous apprendre à saluer.
Takımlarından biri dün gece Woodside'da uyuduğunu rapor etti.
Un de mes hommes m'a dit que t'as dormi à Woodside hier soir?
Woodside'da bir ev var.
Il y a une maison à Woodside.
Bana Woodside'da bir adres verdi.
Il m'a donné une adresse à Woodside.
Woodside balo salonunda ordövr servisi yapmam gerekiyormuş çünkü personel yetersizmiş.
Que je devrais être en salle et servir les hors-d'œuvre, ils manquent de personnel.