Ya bu traduction Français
30,862 traduction parallèle
Ya bu ilk kez birini öldürüşüm değilse?
Et si ce n'était pas la seule fois où j'ai tué quelqu'un?
Ya bu ya da hiçbiri, değil mi?
C'est ça ou rien, non?
Ellerimdeki kaşıntıya bakılırsa uğursuz bir şey geliyor bu yana.
À la démangeaison de mes pouces, un être terrible vient en douce.
Rory, bu karnavallarda ya da Türk hapishanelerinde yenir.
On mange ça au carnaval ou dans une prison turque.
Ya da bu düğün pastan.
Ou celui-ci.
Ya da klasik bir şey istersen şu var ama favorim bu.
Et tu as celui-ci, si tu veux du classique. Celui-ci est mon préféré.
Bu yaz Almanya'ya gitmek istiyor. Söylemiş miydim?
Je t'ai dit qu'elle voulait aller en Allemagne?
Bu olmazsa ya yüksek lisans var ya da istemediğim işler için sürünmek.
Sans ça, c'est retour à la fac ou petits boulots sans intérêt.
Sana dürüstçe bir şey sorayım. Bu işi aldığında Taylor ya da Perello böyle bir şey yapsa müsamaha gösterir miydin?
Laissez-moi vous demander, auriez-vous toléré ce genre de chose venant de Taylor ou Perello quand vous aviez ce job?
Bu sizin işinize gelir aslında, olay da o ya zaten.
C'est assez bien pour vous, en fait. C'est le problème.
Ve ne kadar süreceğini bilmiyorsam eğer, o zaman ofise ne zaman döneceğimi bilemeyeceğim, ya da işimi ne zaman bitireceğimi, ve bu hiç hoşuma gitmez.
Si je ne sais pas le temps d'attente, je ne saurai pas quand je retournerai travailler ou quand je finirai mon boulot, et ça ne me plaira pas.
Tabi bu arada, ben, Fiona'ya bağlanamam ve, ah, aynı anda egzersiz düzenimi koruyamam, yani... geri çekildin o zaman.
Je ne peux pas m'engager avec Fiona sans laisser tomber mes "exercices", alors... j'ai arrêté.
Ve... bu da bana kendimi senin için bir proje ya da çözmen gereken bir problemmişim gibi hissettiriyor.
J'ai l'impression d'être un projet ou un problème à résoudre.
Bu şehre gidip gelmek için yeterli bir süre değil, ama... sığınak Manorville'de, ki orası da Ronkonkoma'ya daha yakın.
Ce n'est pas assez de temps pour aller en ville et revenir, mais... le bunker est à Manorville, qui est beaucoup plus près de Ronkonkoma.
Megan Dodd Çocuk Hastalıkları Servisi gerçeğe dönecekse bu kodamanların gözünü korkutmak zorundayım ki ya pes etsinler ya da sonuçlarına katlansınlar.
Si le Megan Dodd aile pédiatrique va être une réalité Je vais devoir s'appuyer sur ces gros chats céder ou fait face aux conséquences.
Biliyorsun, bu bina kendini dışlandığını ya da hiçbir şeyi doğru yapamadığını kendini dışlanmış... ya da hayatının bir noktasında yolunu kaybetmiş hissedenlerle dolu.
Vous savez, ce bâtiment entier est plein de gens qui sentent ils ne sont pas allés dans ou n'a rien pu faire droit ou a senti des rudderless à un point dans leurs vies. Mais nous étions tout donné une chance à travers Scorpion.
Sahip olduğum bu anılar, gerçek olup olmadıklarını ya da, nasıl olup da hatırlamak istediğimi bile bilmiyorum.
Ces souvenirs que j'ai, je ne sais même pas s'ils sont réels ou... j'aimerais m'en souvenir.
Mesele de bu ya.
Tel est la question.
Bu işi Elena'ya vermeliyiz.
On devrait mettre Elena là-dessus.
Sahne malzemesi ya da değil bu bıçak kurbanların yarasıyla bire bir uyuşuyor.
Accessoire ou non, ce couteau correspond aux blessures de nos victimes exactement.
Bu korkakça saldırıya cevaben yapabileceğimiz bir şey varsa.. yapacağımıza emin olun.
Si notre peuple peut faire quoi que ce soit pour répondre à cet incroyable acte de lâcheté, soyez assuré que nous le ferons.
Emma'ya bir şey vereceğim ve seni ilgilendirmez bu.
- J'ai quelque chose pour Emma.
Bu çok güzel ya.
C'est magnifique.
Eski kocasını bir davada temsil ediyorum. Bu, yardım için parmağını kaldıracağına onu hayalarından sallandırmayı tercih eder var ya.
Je représente son ex dans un procès et elle préfère le voir la corde au cou que de l'aider.
Benim de meselem bu ya. Ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı bilmiyordum.
Je ne m'y connaissais pas assez pour être déçue.
İnsanların neyle karşı karşıya olduğunu bilmeye hakkı var, bu insanların çoğu benden nefret eden şerefsizler olsa bile.
- Les gens ici méritent de savoir ce à quoi ils doivent s'attendre, même si la plupart d'entre eux - Si la population savait que les démons existent... - sont des cons qui me détestent.
Biz korsan parası ya da bu her neyse ondan kabul etmiyoruz.
On ne prend pas le butin d'un pirate - ou n'importe quoi que c'est.
Hadi ama bu iblis lanetini ya da lanetli yerleşim yerini ilk duyuşum değil.
Ce n'est pas la première fois que j'entends parler de malédictions, de lieux maudits.
Çünkü birisi Earp adını temizleyecekse ya da bu perişanlığı sonlandıracaksa bunun varisin acınası küçük kardeşi olmayacağı gün gibi ortada.
Car si quelqu'un peut laver le nom des Earp et préserver cet endroit de la désespérance... ce ne sera pas la pitoyable petite sœur de l'héritière!
Taş Cadı'ya sınırdan güvenli geçiş için borçlu kalırsak bu borçla yaşayabilirim.
Si on doit à la Sorcière de la Pierre du temps en échange d'une voie hors des limites, j'y suis prêt.
Hasar kısmî gibi görünüyor bu da sinirsel bir bağlantı olduğu anlamına geliyor ama muhtemelen rastlantıdır, o yüzden ereksiyon olabilir ancak cinsel düşüncelerle ya da manüel dürtülerle doğrudan kontrol edilemeyebilir.
Ces blessures semblent partielles, il y a donc une connexion neurale, mais probablement incertaine, alors... il peut avoir des érections, mais elles ne peuvent être contrôlées par des pensées sexuelles ou... par stimulation manuelle.
Bir birey bu kutuda ya heteroseksüelliği ya da bu kutuda homoseksüelliği seçecekti.
Un individu n'entourait qu'un choix : hétérosexuel, ou l'autre : homosexuel.
Yakın ilişki ya da bu merkezde dediğimiz gibi bende gördüğün.
L'intimité, ou comme nous aimons l'appeler ici... tu vois en moi.
Ya da bu...
Ou est-ce...
Sizin ya da Dr. Bill için bu seansları almaya vaktim olmadı.
Je n'ai pas pu réserver vos sessions, à vous ou au Dr Bill.
O yüzden, ya bekarları tedavi eden yerlere bakmaya devam edeceğiz ya da Art ve Nancy'yi göndereceğiz ki bu açıkça belli ki, benim tercih edeceğim bir şey değil.
Alors, soit on cherche des instituts qui traitent aussi les célibataires, soit on envoie Art et Nancy, contre mon gré.
Yarın buraya geldiğinizde bu alıştırmayı otelinizde yapma seçeneğiniz var ya da buradaki sizi özel olarak bilgilendirebileceğimiz tedavi odalarımızda da yapabilirsiniz.
Donc, demain lors de votre venue, vous aurez la possibilité de faire vos exercices à votre hôtel ou ici, dans l'une de nos chambres où nous pourrons vous guider.
Bu işletme New York'ta ya da Philadelphia'da olsaydı ne olurdu, hayal edebiliyor musunuz?
Imaginez-vous le travail que vous pourriez accomplir, si vous étiez à New York ou à Philadelphie?
Bu berbat bir şey ya.
C'était horrible.
Bu öğlen bir toplantıya gittim. Günlerdir kimse onu görmemiş. Ben de evine uğrayıp iyi mi diye bakayım dedim.
Je suis allé à une réunion cet après-midi et personne ne l'a vu depuis des jours, alors je pensais passer chez elle, voir si tout va bien.
Yeni kliniğine adım atıp bizim protokolümüzü kullandığın an ya da hastalarımızı tedavi etmeye yeltendiğinde ya da herhangi bir araştırmamızı kullanarak kitap yayınlandığında peşinden geleceğimizi biliyorsun Nancy. Bu o kadar çabuk olacak ki, kapıların daha açılmadan kapanacak.
Vous savez qu'à la seconde où vous entrerez dans votre clinique et prononcerez un mot de nos protocoles, ou que vous recevrez un de nos patients, ou que vous publierez nos recherches, on vous poursuivra si vite que vous fermerez avant d'avoir le temps d'ouvrir.
Evet, bu ağız var ya.
Cette bouche.
Pekâlâ, ya bir yerlerde komadayım her tarafıma salyalarım akıyor ya da bu hayatımın en güzel günü.
Soit je suis dans le coma quelque part, à me baver dessus, soit c'est le meilleur jour de ma vie!
Ya tüm bu rezilliklerim daha büyük bir sorunun belirtileriyse?
Et si toutes mes conneries n'étaient qu'un symptôme d'un plus grand souci?
Çok teşekkürler Todd ve Gail. Phil'in en sevdiği şarkılardan biri olan bu şarkıya böyle bir yorum kattığınız için.
Merci Todd et Gail pour cette magnifique interprétation de ce que je peux qu'imaginer était une des chansons préférées de Phil.
Belki. Ya da bu konuşmayı yapmamız gerektiği için bu konuşmayı yapıyoruzdur.
Peut être, Ou.. peut être avons nous eu cette conversation parce que nous sommes supposés avoir cette conversation.
Bu noktada, ı söyleyemem. Titreme benim çekilmesinden itibaren ise. Ya benden Donmak.
Sur ce point, je ne peux pas te dire si mes tremblements sont dus à mon retrait ou de me mourant de froid.
Böylece Havaalanına beni alarak sakıncası yoksa. Bir tren istasyonu ya da ya. Hatta bu otobüs, evet, burada yukarı çekerek durdurmak
Donc si ça ne te dérangerait de me déposer dans un aéroport ou une gare ou... ou même cet arrêt de bus, si tu veux tirer...
I sadece bu son birkaç yıldır keyifli bir oyalama olmuştur Ya da daha fazla bir şey ı am?
Ai-je été seulement une plaisante distraction ces dernières années, ou plus?
Bu sözde uzmanların hatayı yanlışlıkla yapıp yapmadıklarını ya da sahte içkiler için rüşvet alıp amadıklarını öğrenmek istedim.
On m'a demandé de découvrir si ces soi-disant experts se sont trompés de bonne foi ou ont été payés pour ça.
Bu soygun operasyonunun para sağlamak için mi yapıldı ya da bu kızın kime çalıştığını hala çözebilmiş değiliz.
Nous ne savons pas quelle opération ce braquage va financer ou pour qui elle bosse vraiment.