Yabanı traduction Français
1,547 traduction parallèle
Bize katılmanı, Kal-El, ve bu yabanıl topraklarda, ütopyamızı gerçekleştirmekte yardım etmeni.
Nous voulons que tu te joignes à nous, Kal-El, et que tu nous aides à faire de cette terre sauvage un monde parfait.
Hiç değilse yok olmadan önce yabanı görebildim.
J'aurai vu cette terre avant qu'elle disparaisse.
Bu yabanı şehirde her gün aşkı çizerek yaşadım.
Dans cette ville d'étrangers je vivais jour après jour de peindre l'amour.
Yaban domuzunu mu kastediyorsun?
Tu parles des sangliers. - Oui.
Yaban domuzu tükeniyorsa, neden kendi sırtından herkesi beslesin?
Pourquoi nourrirait-il tout le monde à ses dépens?
Yaban domuzlarının sayısı birkaç hafta önce azaldı.
Le sanglier se faisait rare depuis 15 jours.
Ufalanmış yaban mersinime işedi.
Il a détruit mon crumble aux myrtilles!
- Kim yaban mersinli krep ister?
- Qui veut des pancakes aux myrtilles?
Yaban mersinli gözleme mi?
Des pancakes aux myrtilles?
Yaban mersinli gözleme.
Des pancakes aux myrtilles.
Yaban mersini suyunu uzatsana.
Tu me donnes le jus d'airelles?
Doğanın Geri Zekalısı Yaban Sıçanı
LE LEMMING : L'ATTARDÉ DE LA NATURE
Vallahi de yaban sıçanı doğanın geri zekalı yaratığıdır.
Le lemming est l'attardé de la nature.
Beni bir yaban arısı sokabilir.
Je pourrais être piqué par un bourdon!
Hazır lafı açılmışken, bugün muzlu ve yaban mersinli olandan var mı?
En parlant de ça, as-tu des muffins à la banane ou à la myrtille aujourd'hui?
Ve sonra ben de bu zaman kadar yaptığım en iyi yaban mersini tartını yaptım.
Puis j'ai fait ma meilleure tourte aux myrtilles.
- Yaban gelinciği! Onlardan olduğunu sanmıyorum ama kemik testeresi ister misin? Yaban gelinciği!
Un furet?
Geçtiğimiz günlerde, Yaban hayatı yetkilileri Agrestic sakinlerinden büyük bir dağ aslanı gördüklerine dair yüzlerce telefon aldı.
Au cours des derniers jours, les officiels de la faune ont été submergés par des centaines d'appels téléphoniques d'habitants d'Agrestic qui ont indiqué avoir vu un gros cougar brun.
Bu birazcık, bir yaban sıçanı mantığı gibi, bir sürü mantığı.
Il n'avait pas l'air de provenir de ce secteur. " " C'est un peu une mentalité de troupeau, de masse. "
Arkasında ahududu kokuları bırakarak, yaban gülleriyle bezenmiş ipek elbisesiyle hızla uzaklaşırken adeta bir Türk bal dükkânını andırıyordu.
L'odeur de framboise flottait derrière elle. Elle allongeait le pas dans sa robe en soie, pleine de pivoines... et les abeilles volaient autour d'elle comme dans un magasin de miel turc.
Prens çok kızdı hemen yaban mersini suyunu istiyor.
Le prince est furieux. Il demande son jus de myrtille.
Ben senin yaşındayken yaban domuzundan başka birşey yemezdim!
À ton âge, je ne mangeais que du sanglier.
Yaban üzümü fazla olmasın. Biraz da limon ve limon suyu.
Avec un peu de citron et une larme de citron vert.
Duflot'nun dizleri üzerinde yaban otlarını temizlemesi bile her üzüm tanesine adadığı şairaneliğin bir göstergesi.
Regarde Duflot agenouillé, en train de simplement désherber son terroir. Il met de la poésie dans sa dévotion envers chaque grappe.
Son olarak, yaban domuzu yahnisi. Kırmızı şaraba yatırılmış, iskeletinden ezilmiş.
Et enfin, civet de marcassin mariné au vin rouge et au sang pressé sur la carcasse.
Yaban domuzu da. Yediğim en güzel yaban domuzu olmalı.
Et le sanglier... c'est le meilleur que j'aie mangé.
Her şey o küçük yerde başladı ; benim "yaban" dediğim yerde.
Tout a commencé dans un endroit où je vivais... à l'état sauvage.
O köpeklerin karşısında neden yaban hayatında yaptığın şeyi yapmadın?
avec ces chiens, pourquoi tu n'as pas agi comme dans la savane?
Aslında bir yaban tavşanı.
En fait, c'est un lièvre.
Yaban tavşanım da vardı, ama şefkatten öldü.
J'avais un lièvre, mais il est mort de gentillesse.
Arktik Ulusal Yaban Hayatı Koruma Alanı olarak bilinen kuzeydeki başka bir bölge keşfedilmemiş olarak kaldı.
Mais une autre région du Nord, le refuge national arctique, n'a jamais été exploitée.
Ona bakmayın. Bebekken yaban geyiği sürüsü çarptı da.
Tout petit, il a été écrasé par une harde de wapitis.
Yaban mersinleri.
La myrtille.
- Yaban Kedileri için mutlu bir yıl! - Sana güveniyoruz! İki hafta sonra şampiyonluk maçı var.
- Ce sera l'annèe des wildcats, parce que dans deux semaines, tu vas nous faire gagner Ie championnat.
- Hangi takım? - Yaban Kedileri!
- On est qui?
- Hangi takım? - Yaban Kedileri!
- Les WiIdcats.
Hadi Yaban Kedileri!
allez, Ies WiIdcats.
- Hangi takım? - Yaban Kedileri! - Hangi takım?
- Les WiIdcats.
- Yaban Kedileri! - Yaban Kedileri!
- Les WiIdcats.
- Yaban Kedileri!
- Les WiIdcats.
- Yaban Kedileri!
- WiIdcats.
- Yaban Kedileri'nin yıldızı korktu mu?
La star des wildcats a peur? Non, non.
Bölge Playoff'larında Şövalyeler Yaban Kedilerine Karşı
LES KNIGHTS CONTRE LES WILDCATS AU CHAMPIONNAT LOCAL
Yaban Kedileri'ne art arda kent şampiyonlukları kazandırdı. - Bir efsane.
II a mené les wildcats vers deux victoires consécutives.
Ama bu Yaban Kedisi efsaneleri... lig şampiyonluğuna birkaç gün kala... müzikal seçmelerine katılmışlar mıydı?
Mais ces WiIdcats Iègendaires sont-ils devenus des Iègendes en passant des auditions juste avant Ie championnat?
Bu Yaban Kedisi efsaneleri, hedeflerini bir an olsun... akıllarından çıkarmadıkları için efsane oldular.
Ce sont des Iègendes car ils n'ont jamais dévié de Ieur objectif.
Yaban Kedisi basketbol şampiyonu, 1981 mezunu.
Champion des wildcats, promotion 1 991.
- Hadi bakalım! - Yaşasın Yaban Kedileri!
allez, Ies WiIdcats.
Yaban Kedileri her yerde Sallayın ellerinizi hele
Les Wildcats sont partout Levez les bras en l'air
Yaban Kedileri siz de şarkıya katılın Evet, ortamı canlandırın
Wildcats chantez tous C'est ici que ça se passe
Yaban Kedileri burada Herkes katılsın şarkıya
Les Wildcats sont dans la place C'est parti. chantez tous