Yang traduction Français
13,697 traduction parallèle
- Peki ya yangınlarla ilgili olan?
Et à propos des feux?
Tesisin, yangının boru hatlarına sıçramaması için bir güvenlik protokolü falan yok mudur?
L'usine n'aurait pas des sortes de protocoles de sécurité pour éviter que le feu se propage vers les gazoducs?
Böylece tehlike önleyicileri kapatabilir, yangını borulara yayabilirdi basıncı ve uçuculuğu artırırdı.
Ensuite il serait capable d'éteindre les sécurités, permettant au feu de se propager le long de la ligne, augmentant la pression et l'instabilité.
6. caddede yangın var.
On signale un immeuble en feu.
Sıkça söylenen... bir laf vardır... çok duman çıkması yangın var demek değildir... ama bence burada çok fazla duman var.
On répète souvent... On dit souvent qu'il peut y avoir de la fumée sans feu... mais il y a beaucoup de fumée ici!
Makine'nin her şeyi söylediği kişi sizsiniz. - Yangın falan yoktur ya.
La machine vous dit tout.
Cesedi, yangından sonra George Washington Ulusal Park'ını temizleyen gönüllüler bulmuş.
Une équipe de volontaires à découvert les restes alors qu'ils nettoyaient après un feu dans le parc George Washington.
İtfaiye, yangını üç günde söndürmüş.
Il semble qu'il a fallu presque 3 jours aux pompiers pour éteindre l'incendie.
Yangın söndürmek için kullandıkları maddeye kırmızı çamur diyorlar.
En fait, le mélange ignifuge qu'ils utilisent est appelé boue rouge.
Yangından kaçamamış talihsiz bir yürüyüşçü olabilir.
C'est peut-être un malheureux randonneur qui n'a pas pu échapper au feu.
Yangın söndürücü altında hidrokarbon ve vuruntu önleyici karışımı buldum.
Sous le produit ignifuge, j'ai trouvé un mélange d'hydrocarbure et de tetraethylène...
İçimden bir ses, orman yangını da bu yüzden çıktı diyor.
J'ai la nette impression qu'il est a l'origine du feu de forêt.
- Orman yangınının çıktığı gün.
C'est le même jour où l'incendie a eu lieu.
- O yangında mıydı?
Il était dedans?
Plastik yangında erimiş ve o sırada tabandaki parçacıklar içine karışmış.
Le plastique à fondu dans l'incendie, et il a emprisonné des particules dans les lanières.
Yangın söndürücü yaralarını incelerken ölüm anında oluşmuş çok sayıda kırığa rastladım.
En vérifiant les blessures provoquées par le produit ignifuge, J'ai remarqué de nombreuses fractures périmortem.
Yangın hasarının kapattığı hafif bir baskı kırığı var.
Il semble y avoir une mince fracture qui était caché par les dommages crées par le feu.
Bir yangın yavaşlatıcı daha iyi olabilir.
Un retardateur de flamme serait meilleur.
- Yangına körükle gitmek deyişini duymuş muydun?
Tu connais l'expression... ajouter de l'huile sur le feu?
- Büyük bir yangın Londra'yı yıkıp geçecek.
- Et un grand incendie à Londres. - Excellent.
Bir yangında çek kontrol yerinde çalışıyormuş. Bakım sırasında da kasayı ateşe vermiş.
Il était sur un feu à un encaisseur de chèques et il a cramé le coffre ouvert durant une révision.
Bunun gibi bir amonyak patlaması azımsanamayacak bir yangın çıkarır.
Une telle explosion d'ammoniaque produit un petit feu.
Tavanda derhal kontrol altına alınması gereken bir yangın var.
Pour l'instant, mais un feu au plafond doit être apparemment contrôlé.
- Elektriksel yangın oraya sıçramış olabilir.
[CHUCHOTANT] UN feu électrique peut se répandre.
Yangın söndürme sisteminin üstünde hemen.
Au dessus des arroseurs.
Yangın söndürücüler bitti.
On manque d'extincteurs.
Yangına müdahale edecek hiçbir şeyimiz yok.
Rien pour combattre le feu.
Tavandaki elektrik yangını.
Feu électrique au plafond.
Yangın söndürücülerimiz bitti.
On est à court d'extincteurs.
İçeri karbondioksit yangın söndürücüler gerekecek.
OK, il faut des extincteurs de CO2 dedans.
Casey, yangın ne durumda?
Casey, où en est ce feu?
- Yangın söndü.
- Feu éteint.
- Yangın söndü, Şef.
Feu éteint, chef.
Kara, National City limanında büyük bir yangın var.
Kara, un énorme incendie fait rage au port de National City.
Eğer yangın onlara ulaşırsa, iki tonluk bomba gibi patlar.
Avec ce feu, il va exploser.
Uçak yakalamak ve gemi yangını...
Pas en attrapant des avions et des bateaux en feu...
Yangın alarmı verildi, ve lobide bir kuş karmaşamız var.
L'alarme incendie s'est déclenchée, Monsieur, et nous avons un oiseau perdu dans le hall.
Yangın çıkmış.
Il y a eu un incendie.
Wynn'de bir yangın var.
Il y a un feu au Wynn.
Araba kazası, yangın, vurma, boğma.
Accident de voiture, incendie, fusillade, noyade.
Şimdi burda bize söyleyebilir misiniz Pentagon onun öldürüldüğünü açıklamışken, şimdi onun bu rezil fotoğrafıyla sonradan açıklamanın geri alındığı haberi orman yangını gibi yayılıyor?
Pouvez-vous nous dire ici et maintenant si le Pentagone va fournir une preuve de sa mort maintenant que cette photo tristement célèbre d'elle a été prise après qu'elle ait été reporté tué, et que ça se répend comme une trainée de poudre?
Ve bu cesur askerler konusunu hükümetin örtbas etmeye çabaladığı fikri protestocular arasında bir yangın alevi gibi çoğaldı.
Et l'idée qu'il y a eu comme une dissimulation du gouvernement au sujet de ces braves soldats a vraiment mis le feu aux poudres chez les manifestants
Babam, ben 4 yaşımdayken bir yangında öldü.
Mon père est mort dans un incendie, quand j'avais 4 ans.
Yangın gecesi, kıza şey dediler...
La nuit de l'incendie, ils l'ont appelée...
Evimiz, devasa bir yangınla yerle bir oldu.
Notre maison a été détruite par un incendie catastrophique.
Suikastta kurban giderse, İslam toplumunda büyük yangın çıkar.
de la communauté islamique.
Otis, çabuk yangın söndürücüleri bulup tavandaki yangını söndür!
- [CRÉPITEMENT ÉLECTRIQUE ] - [ ALARME] Otis, trouve les extincteurs et atteins le feu par le plafond.
Herrmann, şu kapıların orada başka yangın söndürücüler de var.
[CRÉPITEMENT ÉLECTRIQUE] Herrmann, il y a un autre extincteur près des portes.
Yangın.
L'incendie...
Limanda yangın çıkmış.
Un incendie au port. Je dois y aller.
Yangın anında asansörü değil merdivenleri kullanın.
Ne pas utiliser l'ascenseur en cas d'incendie. Prendre l'escalier.