Yapabileceğim başka bir şey var mı traduction Français
196 traduction parallèle
Catherine, odanıza gitmeden önce, yapabileceğim başka bir şey var mı?
Désires-tu quelque chose avant de te retirer?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı, lordum?
Puis-je encore faire quelque chose?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı beyler?
Est-ce tout, Messieurs?
Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Puis-je vous être utile?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Tu désires autre chose?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Autre chose? Philippe?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
- N'y a-t-il rien que je puisse faire?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Je peux t'aider?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Avec plaisir. Je peux faire autre chose?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Avez-vous encore besoin de moi?
- Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Je peux faire quelque chose pour toi?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Vous voulez autre chose?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Puis-je faire autre chose pour vous?
O zaman sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Bon, y a-t-il quoi que ce soit d'autre que je puisse faire pour vous?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Y a-t-il autre chose que je puisse faire pour vous?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Qu'est-ce que je pourrais faire d'autre?
- Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı, Ekselansları?
Puis-je faire autre chose pour vous, Votre Excellence?
Yardım için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Puis-je faire autre chose pour vous?
Bayan Bennett, sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Puis-je faire autre chose pour vous?
Emredersiniz, yapabileceğim başka bir şey var mı?
A vos ordres. Autre chose?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı, Komiser?
Je peux faire autre chose?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Si je peux vous être utile...
Benim yapabileceğim başka bir şey var mı?
Vous avez encore besoin de moi?
Yapabileceğim başka bir şey var mı? Evet.
Puis-je faire quoi que ce soit?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Désirez-vous autre chose?
- Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Je peux faire autre chose pour toi? - Non! Oui.
Senin hayatını kolaylaştırmak için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Je peux faire autre chose pour te soulager?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Puis-je faire autre chose?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı, efendim?
Autre chose?
Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Y a-t-il autre chose que je peux faire pour vous?
- Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı? - Sanmıyorum.
- Je peux faire autre chose?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı Sayın Rockefeller?
Autre chose M. Rockefeller?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Je peux faire autre chose?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Autre chose?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Je peux faire autre chose?
Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
A part ça, il n'y a rien d'autre?
Ziyaretinizi daha keyifli hale getirmek için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Puis-je faire autre chose pour rendre votre séjour plus agréable?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
As-tu besoin d'autre chose?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Je peux faire autre chose?
Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Y a-t-il quelque chose que je puisse faire pour vous?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Y a-t-il autre chose?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Est-ce qu'il y a quelque chose d'autre que je puisse faire?
Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Puis-je à mon tour vous aider?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Puis-je faire autre chose?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Avez-vous besoin d'autre chose?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Vous souhaitez autre chose? - Non.
Yapabileceğim başka bir şey var mı, Bay Brand?
Puis-je vous être utile?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı Bayan Carol?
Je peux vous aider?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Je peux vous aider?
Sizin için yapabileceğim, başka bir şey var mı, efendim?
Puis-je encore vous être utile?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Puis-je faire autre chose pour vous?