Yapar mıydın traduction Français
441 traduction parallèle
Yapar mıydınız?
Vraiment?
Kendi iyiliğin için yapar mıydın ya da onurlu kuralların için, Blackie'ye yaptığın gibi kendini soğuk kanlı bir şekilde cezalandırır mıydın?
Pourrais-tu appliquer tes beaux principes à toi-même et te punir froidement et aussi irrémédiablement que Blackie?
Benim için bu kadarını yapar mıydın, Keyes.
Veux-tu faire ça pour moi?
Bunu yapar mıydınız?
Voudriez-vous le faire?
Onun bir adam için yaptığını sen yapar mıydın merak ediyorum.
Tu ferais comme elle, pour un homme?
Söylesene, bunu tekrar yapar mıydın?
Est-ce que vous le referiez?
- Yapar mıydın?
- Essaie un peu pour voir.
Yapar mıydın?
Tu le ferais, c'est vrai?
Sen de yapar mıydın?
Tu le ferais?
- Yapar mıydın?
- Pour y faire quoi?
Seninle evleneceğimi söyleseydim, bütün bunları benim için yapar mıydın canım?
Chéri... Tu ferais tout ça, si je disais oui?
Sanırım onu otele geri götürsem iyi olacak. - Yapar mıydınız, lütfen.
Il vaut mieux que je le ramène à l'hôtel.
- Sen böyle bir şey yapar mıydın?
- Tu ferais ça?
- Sen bunu yapar mıydın?
- Comme tous ceux qui vivent.
Ama onun yerinde olsan, yapar mıydın, Salomone Reitman?
Mais à sa place. Salomon Raidman, tu le ferais?
Gerçekten yapar mıydın?
Tu le ferais vraiment?
Bunu yapar mıydın?
Vous feriez ça?
- Yapar mıydın?
- Vous iriez?
Sen böyle bir şey yapar mıydın?
Feriez-vous une chose pareille?
- Gerçekten mi? Yani bunu yapar mıydın?
Mon dieu, écoutez ce langage de charretier!
Doğrusunu yaptın, ancak bunu tekrar yapar mıydın?
Vous avez fait ce qu'il fallait, mais le referiez-vous?
Yapar mıydın?
Tu l'aurais fait?
Siz olsanız yapar mıydınız?
Le feriez-vous à sa place? Moi?
Bunu yapar mıydın?
Tu le ferais?
- İşkence de yapar mıydın? - Evet.
- Tu les torturais?
Sen de yapar mıydın?
Quand trancheras-tu la mienne?
Eğer sizin ülkeniz bu durumda olsaydı siz de aynısını yapar mıydınız?
Si c'était votre pays, feriez-vous la même chose?
Yapar mıydın?
Vraiment?
Bunun şarkısını yapar mıydın?
Vous pourriez en faire une chanson?
Bunu yapar mıydın?
Tu pourrais faire ça?
Bunu ona yapar mıydın?
Tu pourrais lui faire ça à elle?
Bunu yapar mıydın?
Vous le feriez?
Peder Kudos, kutsama konuşması yapar mıydınız?
Père Kudos, voulez-vous dire le bénédicité?
Tommy, eğer senden benim için çok özel bir şey yapmanı istesem, bunu yapar mıydın?
Si je te demandais de faire une chose qui me tient à cœur, tu le ferais?
Ben bir Socialator olmasaydım da bunu yapar mıydın?
Feriez-vous ça si je n'étais pas une socialatrice?
Sen yapar mıydın?
C'est fait.
Bunu benim için yapar mıydın?
Tu ferais cela pour moi?
Yapar mıydın? Sabah ilk iş onlara yazarım.
- J'envoie un télégramme demain matin.
Sana teklif etse, onla yapar mıydın?
Si il te le demandait, tu le ferais avec lui?
- Bunu gerçekten yapar mıydın?
Tu ferais ça?
Videodrome yapar mıydın?
Feriez-vous Vidéodrome?
- Sahiden yapar mıydın?
- Vraiment?
Stuey Newman'la sen yapar mıydın?
Tu coucherais avec Stuey?
Fırsatın olsa tekrar yapar mıydın?
Si vous le pouviez, vous recommenceriez?
Wow! Bunu yapar mıydın?
- C'est toi qui as fait ça?
Aşık olmayan bir adam böyle şeyler yapar mıydı?
Ce n'est pas l'acte d'un homme amoureux?
Olsaydın, sürekli şakalar yapar mıydın?
- Si tu étais heureux, plaisanterais-tu sans cesse?
Cinzia, bana bir iyilik yapar mıydın?
Faites-moi plaisir.
Sizce dünyanın en iyi satranç oyuncusu gerçekten ona isnat ettiğiniz hataların yarısını bile yapar mıydı?
Pensez-vous vraiment que le meilleur joueur d'échecs du monde commettrait le genre d'erreurs que vous m'attribuez?
Sen yapar mıydın?
Tu le ferais toi?
- Yapar mıydın gerçekten?
- Tu ferais vraiment ça? - Oui.