Yargıçı traduction Français
13,452 traduction parallèle
Beraatı de iptal edildi. - Sayın yargıç...
Sa remise en liberté est annulée.
Yargıç Steve Paulson'ı ikna etmezlerse.
Sauf avec le juge Steve Paulson.
Başkan yargılanıp, yolsuzlukları ortaya çıkınca sana teşekkür edecek.
Une fois le président poursuivi en justice et sa corruption révélée, El Toro vous remerciera.
Dosyanı okudum. Yargıcın ne dediğini biliyorum.
- J'ai lu ton dossier, je sais ce que le juge pense.
Ben de dedim ki, "Karşı düşünce Landgraf-Henson şartları altında mutemet sorumluluk gerektiriyorsa, Sayın Yargıç, lütfen, hayhay hiç çekinmeyin, ihtiyati tedbir için davacının fiilî talebini feshedin."
Donc j'ai rétorqué que si la partie opposée invoquait le précédent de la responsabilité fiduciaire selon les termes de Landgraf contre Henderson, Votre Honneur, eh bien, je vous en prie, allez-y, rescindez la plainte de facto en procédure pour injonction ultérieure.
Sayın yargıç, açıkça görebileceğiniz gibi, önce Bay Severin Bay Berkowitz'i tuttu.
Ce film prouve que c'est M. Severin qui a attaqué M. Berkowitz.
Anlıyor musunuz Bay Berkowitz? - Evet sayın yargıç.
Est-ce clair?
Evet, Sayın Yargıç.
Si, madame le juge.
Afedersiniz, Sayın Yargıç, ancak sanırım sanık bundan daha iyisini yapabilir.
Je pense que l'accusé peut faire mieux que ça.
Hayır, sayın yargıç...
Mme la juge, une lésion cérébrale nécessite un cerveau. Non.
Ama babam eski bir hükümlü, bu yüzden ne tür bir yargıcım, bilmiyorum.
Mais, bon, mon père est un ancien taulard.
Sayın Yargıç, ailemiz hep doğal kuluçka yapmıştır.
M. le juge, notre famille pratique l'éclosion naturelle.
Sokakta havalı havalı dolaşıyorsun. Sayın Yargıç!
On vous voit vous pavaner dans la rue, M. le juge!
Yargıç çok hızlı gittiğimi söyledi. Ben de :
J'ai répondu au juge :
- Günaydın, Sayın Yargıç!
- Bonjour, M. le juge.
- Yargıç. Tutuklusun. - Ne?
M. le juge, je vous arrête.
Yargıç gücü!
Super Juge!
Genel Askeri Mahkeme, Washington, D.C. 3 ARALIK 1945 Askeri mahkemede yargılanmayı bekliyor muydunuz?
Allez-vous être traduit en conseil de guerre?
Sayın Yargıç.
Votre Honneur.
Yargıç Reiner. O hemen çıkartır.
Le juge Reiner s'en occupera.
Bizler katipleriz ve bankacılarız ve polis memurlarıyız ve milletvekilleriyiz ve... Bir yargıcımız bile var.
On a des employés municipaux, des banquiers, des officiers de police, des députés... et même un juge.
Ödül için Wichita'daki Yargıç Talbot'a telgraf çekin.
Télégraphiez au Juge Talbot à Wichita pour la récompense.
Yarasa, yargıç.
Batman est le juge.
- Günaydın, Yargıç Fromm.
Bonjour, monsieur le juge.
Sayın Yargıç.
Oui, votre Honneur.
- Yargıç Fromm?
Juge Fromm?
Yargıç Fromm'un yaşlı kadını, kendi evinde sakladığını gördüğünü söyledin, değil mi?
Vous aviez vu que le juge Fromm cachait la vieille. Hein?
Sayın Yargıç, bir şey mi oldu?
Votre Honneur. Il s'est passé quelque chose?
Yargıç Fromm, biraz yanımda kalır mıydınız?
Juge Fromm, vous voulez bien rester un instant?
Saygıdeğer yargıç Robichaux yönetiyor.
M. Robichaux présidera cette audience.
Sayın Yargıç, Savcılığın davayı sunmasına kadar Açılış bildirisi savunma hakkı saklıdır.
Votre Honneur, la défense se réserve le droit de faire son exposé introductif après la présentation des faits de l'avocat général.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
Objection, Votre Honneur!
- Ne alakası var? Sayın Yargıç.
- en quoi est-ce pertinent?
- Sayın Yargıç...
- Votre Honneur...
Soracaklarım bu kadar, Sayın Yargıç.
Je n'ai pas d'autres questions.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
- pour M. Lassiter... - Objection, Votre Honneur!
Sayın Yargıç. Size dostumu tanıştırmak üzere
Votre Honneur, je voudrais présenter mon associée,
Evet, Sayın Yargıç, onun kızı.
Oui, Votre Honneur. Je suis sa fille.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
Objection, Votre Honneur.
Yargıç, ben sadece netleştirmek istiyorum- -
- faite précédemment. - En fait, je ne fais que clarifier ce qui a été...
Başka sorum yok, Sayın Yargıç.
Je n'ai pas d'autres questions.
Benim de yok, Sayın Yargıç.
Je n'ai pas de questions, Votre Honneur.
Yön değiştirmek yok, Sayın Yargıç.
Je n'ai pas d'autres questions.
Nasıl devam edeceğini görelim, Sayın Yargıç.
Cela dépendra de ce qui suit.
Sayın Yargıç, burada kim yargılanıyor?
Votre Honneur, de qui est-ce le procès?
Afedersiniz, Yargıç. Bu saçmalık.
Monsieur le juge, ceci est absurde.
Polis raporu? Hiçbir şey, Sayın Yargıç?
Un rapport de police ou un autre document?
İzin verirseniz, Sayın Yargıç?
Puis-je approcher?
Sayın Yargıç, müvekkilim ısrar ediyor Benim isteklerime karşı duruyor.
Votre Honneur, mon client insiste pour témoigner contre ma volonté.
Sayın Yargıç, tuhaf sesler...
Votre Honneur! Des bruits?
- Anüsünün içine saklamıştı, sayın Yargıç.
Dans son anus, Votre Honneur.