Yasak traduction Français
5,639 traduction parallèle
Ben yokken cinayet ve yasak aşk gerçekleşmesin, tamam mı?
Pas de meurtre ou de liaison en mon absence.
Uçakta telefon kullanımın yasak olduğu anons edilmiştir herhâlde.
Tu devrais savoir que les portables sont interdits.
Ve yasak bilgilerden oluşmuş, dokunulmaz bir mimarlık kurmuş durumda. Adı...
Et il a créé une forteresse imprenable pour protéger ses connaissances, appelée...
Nordstrom yasak, tamam mı?
Tu vas pas chez Nordstroms, d'accord? Tu m'as bien compris?
Bizi kimin önerdiğini söylememiz yasak, biliyorsunuz.
On ne peut pas dire qui nous a proposés.
Merlin, köpeğinizi tutmanız yasak dedi.
Merlin nous interdit de vous porter.
Dövmeli delikanlılar... Sizin buraya girmeniz yasak değil mi?
Je pensais que... les personnes tatouées étaient interdites dans les bains.
Aslında buraya girmem yasak ama Ninja gibi içeri sızdım.
Je ne suis pas censé être là, mais je me suis infiltré comme un ninja. - Un ninja?
Kız kardeşim Cynthia ve ben yıllar boyunca yasak bir arzunun etrafında dönüp durduk.
Ma soeur Cynthia et moi-même avions tenté d'éviter un désir interdit pendant de nombreuses années.
Hayır, hayır. Buradan gitmem yasak.
Non, je n'ai pas le droit de partir.
"DIŞ GERÇEKLİK YASAK" - Teşekkürler.
Merci.
Şoktan ziyade o günahkârlık, o yasak ilişki başka bir şey doğurdu.
Plus que le choc, l'état de péché, l'acte interdit, il y avait ceci.
Trill Mill'e giriş öğrencilere de çalışanlara da yasak, değil mi Dr Speight?
- Les étudiants en 1er cycle et les employés n'ont pas accès au Trill Mill. Les étudiants l'empruntaient pour entrer et sortir après le couvre-feu. Vous confirmez?
Hatta yasak bölümü.
Elle est interdite.
Dave'in kanaryaları var ama büyük hayvan beslemek yasak.
Dave a des canaris, c'est autorisé par le Conseil.
Kaldırım yanı sarıya boyanmamıştı. Oraya park etmenin yasak olduğunu bilmemin imkanı yoktu.
Le marquage au sol était effacé, je ne pouvais pas savoir qu'il était interdit de stationner.
Cezaya göre arabanız park yeri yasak bir yerdeymiş.
Selon le PV, le véhicule était mal stationné.
"Bunun yasak olduğunu bilmiyordum."
"J'ignorais que c'était interdit."
Park yerlerinin yasak olduğu yerleri ezbere bilmem mi gerekiyor? Alanlar işaretlenmiş olsa da olmasa da?
Je devrais donc connaître toutes les rues où on peut stationner, qu'il y ait un marquage ou pas.
Yasak olmasına rağmen kılıcın varsa değerli bir kılıç demekki.
Si tu as gardé ce sabre alors que son port est illégal, ça signifie qu'il est de grande valeur.
Biliyorsunuz, geceleri çadırınızdan çıkmanız kesinlikle yasak.
Vous savez parfaitement qu'il est interdit de quitter la tente la nuit.
Ali'nin bir arkadaşının babası yasak ilişki yaşıyor ama Habersiz Suzy bundan habersiz.
Le père de l'ami d'Ali a une liaison mais la fille Suzy Clueless ne sait pas.
Biliyorsun, ustanın notlarına bakmamız yasak.
Les écrits du Maître nous sont interdits.
Aynı sizler gibiyiz. Adil olmayan ve yasak ihlalleri önlemeye çalışıyoruz.
Nous sommes comme vous, nous essayons de prévenir l'injustice et les actes criminels.
Hayalgücü Gemimizi, Dünya'nın, birkaçımız hariç çoğumuz için yasak bölge olan bir bölgesine yönlendirelim.
Amenons le vaisseau de l'imagination... vers une partie du monde inaccessible à tous, sauf à quelques-uns.
Yasak ilişkiyi biliyormuş.
Pourquoi? Elle savait pour la liaison.
Yani yasak faaliyetler, haneye tecavüzler, silah almalar falan?
Je veux dire, les activités illégales. Les cambriolages, acheter des armes?
B bolumu yasak. Sen de biliyorsun.
Le bloc "B" est limité.
Yani Weather Dagi yasak bolge.
Ce qui veut dire que Mount Weather est hors limites.
Benim gibileri icin bu seviye yasak bolgedir.
Ce niveau n'est pas accessible aux gens comme moi.
Koşmak yasak, cam kullanmak yasak, eşek şakası yasak, omuz savaşı yasak.
Ne pas courir, pas de verre, pas de chahut, pas de combats de coq.
Atrianların cep telefonu kullanması yasak değil mi?
Est-ce que ce n'est pas illégal pour les Atrians d'avoir des téléphones?
Farkındayım. Bu yasak değil mi?
- C'est pas interdit, d'ailleurs?
Burada durmak yasak.
C'est pour le chargement seulement.
- Dany! - Konuşmak yasak!
- Ne parlez pas.
- Cep telefonları yasak, değil mi?
- Je ne crois pas que les portables soient autorisés.
Fiziksel temas yasak.
Aucun contact physique.
Atrianların cep telefonu kullanması yasak değil mi?
N'est-ce pas illégal pour les Atrians d'avoir des portables?
O yasak telefon hakkında kimseye bir şey söylemedim, hatırladın mı?
Je n'ai dit à personne à propos du téléphone illégal, tu te souviens?
Yasak başlamadan önce seni Sektöre geri götürmeliyim.
Je dois te ramener au secteur avant le couvre-feu.
Paparazzi yasak!
Pas de paparazzi!
Ölüm tehditleri bitene kadar koşma yasak, yeni kural bu.
Pas de course tant qu'il y a menaces de mort, nouvelle règle.
Yüzmek yasak.
Ils ont interdit la baignade.
Bu ülkede fahişelik ve fuhşa teşvikin yasak olduğunun farkındasın değil mi?
Vous savez que la prostitution et l'incitation sont illégales dans ce pays?
Katherine lanet olası Pierce bencilce davranmadığı bir an yaşadı. Benim yaşamam yasak mı yani?
Katherine Pierce a eu son moment altruiste je n'ai pas le droit au mien?
- Yasak mı dedim?
J'ai dit ça?
Bu odaya giriş yasak. Normal bir durumda olsak sana ısınmaya, arkadaşın olmaya falan çalışırdım. Bak.
Cette pièce est no limit.
- Burada olman yasak.
- Vous ne pouvez pas rester.
- Burası yasak bölge.
Je suis perdu. Cet endroit est interdit.
Cep telefonu bulundurmamız yasak.
Nous ne sommes pas autorisées à avoir des téléphones.
İnsanlarla etkileşim içinde olması yasak.
Il ne peut plus être en contact avec les gens.