Yasındaki traduction Français
5,966 traduction parallèle
Birkaç gün önce 50 yaşındaki uyuşturucu satıcısı Kevin Neyers'ın Tenderloin Bölgesi'nde öldürülmesini araştırıyordum.
J'enquêtais auparavant sur le meurtre d'un dealer de 50 ans, Kevin Neyers, dans le Tenderloin.
50 yaşındaki bir uyuşturucu satıcısının ölümü nasıl Erich Blunt'a yönlendirdi?
Comment la mort d'un dealer quinquagénaire vous a-t-elle mené à Erich Blunt?
Senin yaşındaki birçok kız böyle şeyleri düşünmüyor.
Beaucoup de femmes de votre âge ne pensent pas à ce genre de choses.
Bir şey çıktı. 15 yıl önce Wisconsin'deki Two Rivers şehrine 9 yaşındaki Hunter Cunningham şiddetli nezle benzeri belirtiler yüzünden hastaneye gitmiş.
Donc, j'ai quelque chose. Il y a 15 ans, dans une ville appelée Two Rivers, dans le Wisconsin, un gamin de 9 ans, Hunter Cunningham, a été admis à l'hôpital avec de graves symptômes de grippe.
15 yaşındaki kız doktorlar onu tıbben tesir edilmiş komaya soktuğunda virüsten sağ çıktı.
Une jeune fille de 15 ans a survécu au virus quand les médecins ont provoqué son coma.
Bugün saat 6 : 52'de 12 yaşındaki bir çocuğun cesedi Gracepoint kuzey kumsalında bulundu.
À 6h52 ce matin, le corps d'un enfant de 12 ans a été retrouvé au nord de la plage ici, à Gracepoint.
90 yaşındaki bir adamın kalbine sahibim ki tüm şeyler düşünüldüğünde bu kötü sayılmaz.
J'ai le coeur d'un homme de 90 ans Ce qui n'ai pas trop mal, si on considère les choses
Sen o 10 yaşındaki kız gibi çatışmada söyleyerek değil mi?
Vous n'êtes pas en train de dire qu'une fille de 10ans était au combat?
19 yaşındaki bir kız ne tür tehditler savurabilir merak ediyorum.
J'aimerais entendre les menaces qu'une fille de 19 ans peut proférer.
Yanımda 32 yaşındaki Emile Fritz ve 27 yaşındaki Sara Bell var.
Je suis accompagné d'Emile Fritz, 32 ans et Sata Bell, 27 ans.
27 yaşındaki Sarah ise serbest yazar ve bebek tombalası dediği bu olay karşısında oldukça muhalif.
Sara est une écrivain de 27 ans, et une opinion très objective sur ce qu'elle appelle la tombola de bébés.
İnsaniyet Bakanlığı 6 yaşındaki oğlumu elimden aldı. Sebepsiz yere.
Le Département de l'Humanité a pris mon fils de 6 ans, sans raison.
13 yaşındaki yeğenimi makyaj ipuçları için aradım ama ona güvenebilir miyim bilmiyorum.
J'ai appelé ma nièce de 13 ans pour des conseils maquillage, mais je ne sais pas si je peux lui faire confiance.
Keşke zamanda geri gidip 19 yaşındaki hâlime böyle bir yere taşınmasını söyleyebilsem.
J'aimerais juste voyager dans le temps et dire à mon moi de 19 ans de déménager dans un endroit comme celui-ci.
Veg-Ta-Bills'i altı yaşındaki oğlumla izliyorum.
Je regarde les Veg-Ta-Bills avec mon fils de six ans.
Aslında bana onun yaşındaki seni hatırlattı.
Elle me rappelle toi a cet age en fait.
14 yaşındaki yeğenime özür borçlu değilim.
Je ne dois pas d'excuses à mon neveu de 14 ans.
Sanki on iki yaşındaki kız kardeşime vermişler gibi silahı.
On aurait dit ma petite soeur avec un flingue.
17 yaşındaki çocuğu kaçmaya teşvik ettin.
C'est ça que tu ne comprends pas, Mili.
Frugal Hoosier'da uyuşturucu satılmasını umursamıyordum ama müdürün odasını basıp 16 yaşındaki bir çocuğun ödünü patlattım.
Et je m'en foutais quand le Frugal Hooser a fait payer les sacs, mais j'ai foncé dans le bureau du manager, et j'ai crié sur un garçon de 16 ans.
Yirmi üç yaşındaki tayfalarla takılmaya başladı.
Elle a commencé à sortir avec un gang de 23 ans.
Finn de 24 yaşındaki Olivia ile takılmaya başladı.
Et Finn, il a commencé à sortir avec Olivia, qui a 24 ans.
10 yaşındaki halinin şu koltukta oturduğunu hayal etmeni istiyorum.
Je veux que tu imagines... une version de toi à 10 ans, assise juste là, sur ce canapé.
Hükümet binasının hemen karşısındaki bölge sakinleri bu koşullarda yaşıyor. Ama belli ki, Valilik Makamı'nın penceresi başka bir tarafa bakıyor.
c'est ainsi qu'on vit au centre-ville, en face des bureaux du gouverneur dont les fenêtres ne donnent visiblement pas de ce côté.
Chipp McCapp dünyanın 17 yaşındaki en iyi country şarkıcısı.
Chip McCapp est le meilleur chanteur de country de 17 ans du monde entier.
Harvey, 14 yaşındaki kız değilim.
Je ne suis pas une fille de 14 ans.
Sence 75 yaşındaki bir gangster umurumda mı?
Tu penses que j'en ai quelque chose à foutre d'un gangster de 75 ans?
Beş yaşındaki çocuk gibi kanıt paketleyeceksen uygun aletleri kullan.
Si vous emballez les indices comme un enfant de cinq ans utilisez des outils appropriés
Yalnız bir baba. 16 yaşındaki kızı Kelly'le yaşıyor.
Père célibataire, il vit ici avec Kelly, sa fille de 16 ans.
10 yaşındaki bir çocuk için fena sayılmaz değil mi? Ne tür bir yatak düşünüyorsun?
Pas mal pour un gamin de dix ans hein?
16 yaşındaki genç bir delikanlı boş olduğunu düşündüğü için fazla öğüt alıp hatırlamayan sümüklü bir veletten başka bir şey değildir.
Un jeune écossais de 16 ans est trop occupé par sa petite personne pour être attentif à ce qu'il considère comme rien qu'un tas de gosses morveux.
28 Yaşındaki bayan ve ok.
Femme 28 ans contre flèche.
38 Yaşındaki adam ve domuz ayrıca bilekten organ kopması.
Homme 38 ans contre porc, avec amputation de la main au niveau du poignet.
Hadi ama Burt, beni altı yaşındaki kız çocuğu gibi oyalamaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyorsun.
Dieu, Burt, tu me déprimes plus encore que ce numéro d'une fille de 6 ans qui parlait du divorce de ses parents.
Ve kendisinin yarı yaşındaki iki kadını mı öldürdü?
Elle aurait tabassé deux femmes ayant la moitié de son âge?
11 yaşındaki çocuğumun önünde pantolonsuzsun.
à moitié nue, devant mon fils de 11 ans.
Daha önce bozukluğun giderilmesi için işlem geçirmiş bir kalp. Kardiyak sağlığı bozuk 1 ila 12 yaşındaki bir çocuğun kalbi.
un cœur qui a eu une chirurgie antérieure pour corriger le défaut, qui est actuellement en mauvaise santé cardiaque, et qui est dans le corps d'un enfant qui a entre 1 et 12 ans.
Veya 12 yaşındaki çocukların ellerinde palalarla gezdiği Afrika katliamlarında öldürdükleri insan sayısı matematiğimizi aşar.
Ou un de ces massacres africains, des gamins de 12 ans avec des machettes qui tuent... plus qu'on ne peut compter.
Aklı başında hiçbir kişi 12 yaşındaki bir kız için yolunda yüzlerce mil sapmaz.
Aucune personne saine d'esprit ne fait un détour de cent kilomètres pour rencontrer une gamine de 12 ans.
Evet, bir hata yaptım ama 12 yaşındaki bir kızla parkta buluşmak rahatsız edici ve yasadışı olacaktır.
Ouais, j'ai fait une erreur, mais rencontrer une fillette de 12 ans au parc Serait... très inconfortable... et potentiellement illégal.
17 yaşındaki bir çocuk senin gibi strese girmemeli.
Aucun enfant de 17 ans ne devrait stresser à mort comme toi dernièrement.
O adam 23 yaşında, daha ilk yılındaki bir memurdu.
C'était un officier en première année de vingt-trois ans.
10 yaşındaki bir çocuk için karaciğer ve ince bağırsak almaya gitmiştik.
On est en route pour ramener un foie et un intestin, pour un gosse...
Nasıl bir dünyada... O, hayır. ... yaşıyoruz biz liseli ergenlerin Applebee'nin arkasındaki çöplükte kıçıkırık bir kondomla düzüşüp bebek sahibi olup, evlatlık verdikleri ama alnıaçık, sorumlu bir yetişkine - ve de yakışıklı - evlatlık vermedikleri bir yerde mi?
- Dans quel monde vivons nous où deux lycéens et une capote percée peuvent baiser derrière les poubelles d'un fast-food, avoir un bébé, le faire adopter, mais pas par un adulte compréhensif, responsable, et j'ajouterais, magnifique... juste parce que toutes les femmes que je rencontre
12 yaşındaki Chad Love'a açılış yapmıyoruz burada!
On ne va pas faire la première partie d'un mec de douze ans appelé Chad Love!
Bir dahaki sefere bana karşı dört yaşındaki bir çocuğun öfke nöbetleri geçirmesi gibi davranırsan senden kurtulan ben olurum.
comme un enfant de quatre ans faisant des crises avec moi, je serai celui qui se débarrassera de toi.
10 yaşındaki kızım sadece...
Ma gamine de 10 ans, c'est tout ce qu'elle utilise...
20 yaşındaki sen bunu tamamen anlamıyordur belki.
Peut-être que le toi de 20 ans n'est pas encore capable de saisir entièrement tout ça.
Ailenin yaşındaki kişiler bu yeleğe bayılı... Bu yeleği severler.
Les gens de l'âge de tes parents kiffent vraiment... adorent vraiment ce veston.
15 yaşındaki halini düşünemiyorum bile.
Je n'arrive pas à me le représenter à 15 ans.
- Yedi yaralı, üç ölü. - 6 yaşındaki...
- 7 blessés, 3 morts.