Yatakta traduction Français
5,067 traduction parallèle
Yatakta nasıl bir kadın olduğundan bahsedelim.
Parlons de votre comportement envers un malade.
Zar zor duyuyor ama zaten onunla yatakta iyi olduğu için evlendim.
Il est presque sourd, mais je l'ai épousé parce qu'il est doué au lit.
Anne, köpek benimle yatakta uyudu.
Maman, le petit chien a dormi avec moi.
Yoksa yatakta mıydı? Cooper'la seks sitesinde tanıştınız siz.
T'as rencontré Cooper sur un site de cul.
Yatakta oturup, televizyon izler, paket bitene kadar cips yeriz.
On pourrait s'asseoir sur le lit, regarder la télé et manger des chips.
Dr Miller, yatakta 2 ihtiyacım var.
Dr. Miller, j'ai besoin de vous au lit 2.
Hadi, o yatakta yatan Nicky olsaydı seni yanından çekip götüremezdik. Muhtemelen.
Allez, tu sais bien que si c'était Nicky dans ce lit, tu ne pourrais pas t'en éloigner.
Yani bu kadın işte mi işine yarıyor, yoksa yatakta mı?
Ah bon, elle est bonne pour les affaires ou bonne au lit?
Bence bugünlük yatakta kalmalı ardından nasıl olduğumuza bir bakarız.
Il devrait rester au lit aujourd'hui, nous verrons ensuite.
Hangi yatakta?
Quel lit?
Trafik kazası geçiren hasta 1 nolu yatakta anjiyo için bekliyor.
Uh, uh... Votre AVP est dans le lit 1, en attente d'un angio.
2 nolu yatak için ortopediden konsültasyon istedim. Sarhoş adam da 3 nolu yatakta. - Peki ya 4 nolu yatak?
j'ai bippé une consulte ortho pour le lit 2, et un homme alcoolisé dans le lit 3.
Şimdiye kadar yatakta yaptığın en çılgınca şey neydi?
Qu'elle est la chose la plus folle que tu aies fait dans un lit?
Tatlı Bo'muz yatakta yedi onu?
Le cupcake que Bo a mangé au lit?
Bu yatakta yatarken ne yapabilirim bilemiyorum.
Je ne sais pas ce que je peux faire de ce lit.
Siz hâlâ yatakta mısınız, neredeyse akşam olacak?
Qu'est-ce que vous faites encore au lit? C'est le milieu de l'après-midi.
Üzerine ceset atılmış bir yatakta yatmak ister miydin sen?
Tu accepterais de dormir sur un matelas où un cadavre a été?
Benimki de sokakta bir hanımefendi, yatakta bir çılgın olmam.
Le mien est que je suis une dame dans la rue et un monstre au lit.
Yatakta kötü olduğu için mi onu getirmedin?
Tu ne l'as pas prise car elle n'était pas bonne au lit?
Nazik, cömert güzel ve yatakta da atom bombası gibi.
Ma copine est géniale hein? J'veux dire, gentille, généreuse, magnifique, et, j'veux dire,
Hayır, onunla birlikte çalışıyoruz, sonra da günü yatakta noktalıyoruz.
Non, on travaille ensemble et après on finit au lit.
Bana yatakta sürpriz yapacaktın, değil mi?
Tu allais me les amener au lit, n'est-ce pas?
Ama sen yatakta degildin.
Mais tu avais déjà quitté le lit.
- Yatakta, hemen şeyden sonra...
- Au lit, juste après que nous ayons...
Her evde aş pişer, her yatakta ölü fahişe mi olur?
Il y aurait de quoi manger dans chaque maison et une prostituée morte dans tous les lits, hein?
Eve vardığımda o gitmişti, kız da yatakta yatıyordu.
Mais quand je suis arrivé là-bas, il était parti, et j'ai trouvé la fille dans le lit.
Yatakta beraber oturduk ve her şeyin yıkılışını izledik. Geri dönmem gerektiğimi biliyordum.
Mais alors qu'on était assis sur le lit tous les deux, à regarder tout ça s'écrouler, j'ai su que je devais y retourner.
Sadece "Justin, sanırım yatakta bir kızdan dayak yedim ve..."
"Justin, je crois qu'une nana m'a battu au lit." - C'est vrai.
Yani bunun yerine bütün gün benimle yatakta kalamaz mısın?
Donc tu ne préfèrerais pas rester au lit avec moi toute la journée?
Bu yatakta her uyandığımda, gece onunla birlikte olduğun biliyorum.
Chaque fois que je me réveille avec toi dans ce lit, je sais que tu as passé toute la nuit avec lui.
Aslında, yatakta gayet iyiyimdir.
Et bien, euh, normalement je suis un bon coup au lit.
Sevgilini yatakta arkadaşınla basıyorsun, tamam mı?
T'as trouvé ta meuf avec ton pote, hein?
Caveat'teyim ve yatakta yanımda garip bir bayan var.
Je suis au Caveat, et il y a une femme étrange dans le lit avec moi.
Deonte Brown, ölü bir kızla yatakta.
Deonte Brown est au lit avec une fille morte.
Charlie, bütün kadınlar, sahnede ritme ayak uydurabilen bir adamın yatakta ya da karavanda veya "Burning Man" festivali ilk yardım istasyonunda da ayak uydurabileceğini bilir.
Chaque femme sait qu'un type qui peut garder le rythme sur scène peut garder le rythme au lit ou dans un van ou encore à la station de premiers soins du Burning Man.
Cidden, gece yatakta uzanırken aklına geldiğimde benim için ne diyorsun?
Quand tu es dans ton lit et que tu penses à moi, comment tu m'appelles?
Orada yatakta uzanmış ölüm tehlikesinde olduğumun farkında olmadan İncil'imi okuyordum.
J'étais là, allongée sur mon lit, lisant ma... Bible, ne réalisant pas que je vivais dans un piège mortel.
Evet, ama bu sefer bizimle yatakta izlemene izin vereceğim.
Oui, mais on va te laisser la regarder au lit avec nous.
Çorap gerekirse biri yatakta bırakmış.
Il nous faut une chaussette? On en a laissée sur le lit.
- Bir kere Sam yatakta daha iyi.
Une des raisons, Sam est meilleur au lit.
Sanırım çift siz oluyorsunuz. Fazladan yatakta ben yatarım.
Vous êtes le couple, alors je vais prendre le canapé.
Lütfen tatlım. Bu yatakta sana zarar gelmez.
Chérie, tu ne risques rien.
Ne kadar denersem deneyim, seni başka bir adamla yatakta bulduğum zaman hissettiğim utancımı asla unutamayacağım.
Peu importe les efforts que je puisse faire... Je n'oublierai jamais la honte que j'ai ressenti quand je t'ai trouvé au lit avec un autre homme.
... seni başka bir adamla yatakta bulduğum zaman hissettiğim utancımı asla unutamayacağım.
Je n'oublierai jamais la honte que j'ai ressenti quand je t'ai trouvé au lit avec un autre homme.
Hayır. Elbette ki bana yatakta güvenebilirsin.
- Mais... bien sûr que tu peux y aller à fond avec moi...
Çünkü milyoner olduğun zaman benimle yatakta istediğini yapabilirsin diyecektim. İşte buydu.
Parce que j'allais dire que quand tu seras un milliardaire d'Internet, tu pourras faire ce que tu veux de moi.
Ama bana sormaya hakkın olan bir soru olduğuna emin değilim. TK'in rehabilitasyondan kaçıp kayıplara karıştığı gece kiminle yatakta olduğunu sana sorma hakkına sahip olmadığım gibi.
Mais c'est une question dont je ne suis pas sûre que tu aies le droit de me poser... de la même façon que je n'ai pas le droit de demander avec qui tu étais au lit cette nuit où T.K. a déserté sa desintox.
... ve diğeri "Gözlerinde" Peter Gabriel tarafından söylenen ki bir adamın bir kadına tutku duymasının birçok yolunu durup düşünmemize neden olur ve öyle bir tutkudan ilham almak için o yatakta ne yapıyor ve bize öğretebilir mi?
... et "In your eyes" par Peter Gabriel, ce qui nous offre une pause pour penser à tous les moyens par lesquels un homme peut être obsédé par une femme, et à ce qu'elle fait au lit pour inspirer ce genre d'obsession, est-ce qu'elle pourrait nous apprendre? Parce que je veux savoir.
Evet. Ayrıca yatakta da çok kötü.
Ouais, et en plus il est nul au lit.
Neden yatakta değilsin?
pourquoi n'es-tu pas dans ton lit?
Yatakta biri daha varmış, belli.
J'ai vu que quelqu'un avait dormi ici.