Yazıyorsun traduction Français
1,377 traduction parallèle
Ne hakkında yazıyorsun?
Qu'est-ce que tu écris?
- Ne hakkında yazıyorsun?
Ça raconte quoi?
Caz plaklarını dinliyorsun. Okuyorsun. Yazıyorsun.
Tu écoutais tes disques de jazz, tu lisais, tu écrivais, tu dessinais tes bonshommes de fil de fer
Ne yazıyorsun?
qu'est ce que tu ecris?
Ne yazıyorsun?
Quel genre de livre écrivez-vous?
- Kime yazıyorsun?
- T'écris à qui?
Amma yazıyorsun.
Tu réécris ton texte?
Bunun içine mi yazıyorsun?
Vous écrivez avec ça?
Sen seninkileri yazıyorsun.
Moi, ça passe par l'oral. Toi, par l'écrit. Même chose.
Ama sen kahrolası New Republic'te yazıyorsun.
Tu écris pour The New Republic!
Eğer yabancı birisi olsaydı. Diyelim ki onun hakkında yazı yazıyorsun. Adamın, sana sadece, "bir kere yaptığını" söylediğini düşün.
Si tu écrivais un papier sur un inconnu qui te disait n'avoir triché qu'une fois, tu le croirais?
Ne yazıyorsun?
Vous écrivez quoi?
- Ne yazıyorsun?
- Qu'écrivez-vous? - Oh rien!
kafanda yazı mı yazıyorsun?
Fritz, tu écris?
Felaketsin, iki parmakla yazıyorsun!
Tu tapes encore avec deux doigts!
Yazıyorsun, cevap yazmıyor. Ziyaret ediyorsun, seni görmek istemiyor.
Tu lui écris et elle ne répond pas, tu y vas et elle ne descend pas.
Formu dolduruyorsun, sana uygun tipi tarif ediyorsun, Kendin hakkında da yazıyorsun, ve sizi bir araya getiriyorlar.
Il faut juste remplir un formulaire pour décrire le mec qui t'intéresse... écrire quelque chose sur toi-même... ils assortissent les détails et voilà, à toi le mec...!
Sen kafanda yazıyorsun.
- C'est dans ta tête.
"adını yüreğimin üzerine yazıyorsun"
C'est ton nom qui est gravé dans mon coeur.
Kime yazıyorsun?
A qui tu écris?
Sen daha mı iyi yazıyorsun?
Tu écris mieux, toi?
Hayır, geçmişi yeniden yazıyorsun!
Non. Là tu réécris l'histoire, Dawson.
Konuştuğun gibi yazıyorsun.
Tu écris comme tu parles.
Ve sen Yale Daily News'de yazıyorsun. Gerçek bir gazetecisin.
Quand tu écris pour le Yale Daily News, tu es une vraie journaliste
çünkü ben macun dersem eğer, ve cevap naneli macun ise, yanii, bu yalancı tanıklık gibi, ne bana neler oluyor wha-Oh, aman tanrım, bunları neden yazıyorsun?
Parceque si je dis "Colgate" et que la réponse est "Colgate à la menthe", c'est comme un faux témoignage! et qu'est-ce qui va m'arriver? Oh mon dieu, pourquoi vous prennez des notes?
"Kendi sezarına yazıyorsun, tostum" mu?
"Je biens de cleuser ma bombe"?
Ona bir çek mi yazıyorsun?
Tu lui offres un chèque?
Yani oraya bir şeyler yazıyorsun, cevap bekliyorsun öyle mi?
Il suffit que tu tapes tes conneries là-dessus et la réponse arrive?
- Neden ona gizli gizli yazıyorsun?
Pourquoi tu lui écris en secret?
- Bütün bu seks hakkındaki ıvır zıvırları neden yazıyorsun?
Pourquoi vous écrivez tous ces trucs sur le sexe?
- Ne hakkında yazıyorsun?
Sur quoi écrivez-vous?
Şimdi ne hakkında yazıyorsun?
là?
Kitap yazıyorsun, televizyona çıkıyorsun, mahkemede stand-up gösterisini yapıyorsun.
Vous écrivez des livres, on vous voit à la télé, vous faites votre show au tribunal.
Hiç fikrin, isteğin ya da sevgin yoksa oraya ne yazıyorsun?
Qu'est-ce que tu notes là-dedans si tu n'a ni idées ni passions... ni d'amour?
- Ne zamandır yazıyorsun?
Quand l'as-tu commencé?
Hergün "Ses Yapmamaya Çalışan Ses" i yeniden yazıyorsun.
Je retape "Un bruit comme quelqu'un" qui essaie de ne pas faire de bruit.
Seni tanıdığımdan beri hep yazıyorsun.
Depuis que je te connais, tu écris toujours.
Yıllar geçti, yazıyor, yazıyor, yazıyorsun.
Depuis des années, tu ne fais qu'écrire. Toujours et encore écrire.
Sözde, içerde oturup yazıyorsun.
Tu restes assis là, pour écrire, soi-disant...
- Ne yazıyorsun?
- Ah, tu écris?
Tebeşiri alıyorsun, o tahtaya yazıyor.
Tu prends la craie et tu écris là.
Adam hakkında hikayeler yazıp, aynı zamanda onunla yatıyorsun.
Tu couches avec lui? - Je te demande pardon?
Hala şu yazılım firması için mi çalışıyorsun?
T'es toujours dans l'informatique? On m'a viré.
Senaryo yazıyorsun.
Un vrai conte de fées!
Ben at sürerim, Chloe yazı yazar ve sen... Sen ise tek başına çok yorucu çiftlik işleri yapıyorsun.
Je monte à cheval, Chloé écrit, et toi... tu te défoules sur d'innocentes balles de foin.
Annesine yazılıyorsun, değil mi?
Tu dragues la mère?
Ne yazıyorsun oraya?
Tu écris quoi?
Yapacaksın.Neden yazın bitmesini bekliyorsun? Neden şimdi yapmıyorsun?
Si tu veux me quitter, pourquoi attendre la fin de l'été?
Ne yazıyorsun?
Qu'ecrivez-vous?
Evet seni biraz azdırdım Marcy doğru ama ne yazık ki hatırlamıyorsun.
- Ça t'a rendue câline, on dirait. C'est une honte, Marcy, que tu ne te rappelles pas.
Neden yazılışa bakıyorsun?
C'est une lettre de suicide et tu vérifies l'orthographe?