Yaşıyoruz traduction Français
3,781 traduction parallèle
Hepimiz şok yaşıyoruz, ama ilgilenmemiz gereken bir mağaza var.
Nous venons de subir un sacré choc, mais nous avons un magasin à faire tourner.
Hepimiz burda yaşıyoruz, milyonlarcamız, tıkış pıkış, ve buna rağmen hala birer adayız.
On vit tous ici, des millions d'entre nous, entassés, et pourtant nous sommes tous des îles.
Burada, o kadar iç içe yaşıyoruz ki, özel şeylerin bile bir anda herkese açık hale geliyor.
Dans cette ville, on est tellement les uns sur les autres, que même notre vie privée devient publique.
Ama ne yazık ki demokratik ortamda yaşıyoruz ve sana hiçbir şeyi zorla yaptıramayız.
On vit en démocratie, donc on ne peut pas te forcer à faire quoi que ce soit.
- Küçük ama yaşıyoruz işte.
- C'est petit, mais on s'arrange.
Her an, bir olay yaşıyoruz.
A chaque fois, c'est un nouveau drame avec toi.
'Geçen yıldan fazladır ayrı yaşıyoruz sayılır.'
On a prit des chemins différent l'année dernière.
- Çoğumuz öyle yaşıyoruz zaten, yani..
- Beaucoup doivent vivre comme ça, donc...
Teknik olarak çünkü teknik bir dünyada yaşıyoruz.
C'est un détail technique, mais nous vivons dans un monde de détails techniques.
İkimiz de burada yaşıyoruz.
On vit toutes les deux ici.
Pişmanlık mı yaşıyoruz peder?
Avons-nous des regrets, mon Père?
♪ Yerçekimsiz yaz aşkları yaşıyoruz ♪
♪ we re summer lovin in antigravity ♪
Gerçek canavarların var olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Nous vivons dans un monde où de vrais monstres existent.
İyi ebeveynleriz, çünkü ayrı yaşıyoruz. Ve arkadaşız.
Nous sommes de bons co-parents, nous vivons séparément, nous sommes amis.
Ben bir liminal devlette yaşıyoruz yaşam ve ölüm arasında.
Je vis dans un état à la frontière entre la vie te la mort.
Sanırım başka bir Whitehaven vakası yaşıyoruz.
Je pense qu'on a un nouveau Whitehaven.
Görüldüğü gibi biraz zorluklar yaşıyoruz.
Et bien, c'est difficile, vous savez.
Hepimiz yaşıyoruz.
- Oui. Nous en avons tous.
Ayrı hayatlar yaşıyoruz.
Nous menons des vies séparées.
Gerçek dünyada yaşıyoruz.
Tu ne peux pas juste combattre le bon combat.
Amerika'da mı yaşıyoruz, başka bir yerde mi?
Sommes-nous ou ne sommes-nous pas en Amérique?
Şu an keder ve kayıp yaşıyoruz.
Le présent n'est chargé que de regrets et pertes
Çünkü hepimiz Hannah'ın dünyasında yaşıyoruz ve hepsi, herkes, her şey Hannah'la ilgili ve...
Mais non, on vit dans le petit monde de Hannah et il y en a que pour Hannah...
Aynı evde yaşıyoruz.
On vit dans la même maison.
Bi-biz Westchester'da yaşıyoruz.
Nous-nous habitons à Westchester.
Biz orada yaşıyoruz.
Voilà nos maisons.
O dağlılardan bambaşka bir dünyada yaşıyoruz artık!
On ne vit plus dans le même monde que ces montagnards!
Yani nasıl bir dünyada yaşıyoruz biz?
Je veux dire, dans quel monde vivons-nous?
İnanılmaz hayatlar yaşıyoruz.
Nous menons des vies étonnantes.
Tucker'la ufak bir yanlış anlaşma yaşıyoruz.
Tucker et moi avons un petit désagrément.
Doğru, bizde zaten "National Lampoon" filminde yaşıyoruz.
D'accord, parce qu'on vit dans un film "National Lampoon" tout droit sortit de la télé.
Macera yaşıyoruz işte.
Allez. C'est une aventure.
Artık bir DeLorean evinde yaşıyoruz.
On a une maison DeLorean.
Artı, kupon biriktiriyoruz ve büyük büyükannemle birlikte berbat bir evde yaşıyoruz.
On fait du couponing et on vit avec mon arrière-grand-mère tarée.
İkimiz de bir rüyanın içinde yaşıyoruz.
Nous vivons tous les deux un genre de rêve.
Şu ara nakit sıkıntısı yaşıyoruz.
Nous sommes à court de trésorerie pour le moment.
Aynı kasabada yaşıyoruz.
On vit dans la même ville.
Azalan kaynaklara sahip bir gezegende yaşıyoruz.
On vit sur une planète avec des ressources qui diminuent.
Sonra uslanmak için bu deneyimleri yaşıyoruz zaten.
On vit toutes ces expériences pour, au final, pouvoir se poser.
Bazı deneyimleri yaşıyoruz ve arkamızda bırakıyoruz yani.
On vit nos expériences... et là, elles sont derrière nous.
O ailenin içinde olduğumuz için ikimiz de çok boktan hayatlar yaşıyoruz.
Tu sais, vivre dans cette famille... On a tous les deux des vies de merde.
Hayatımızın gecesini yaşıyoruz ve çatlatmak için seni aradım.
On s'éclate comme des fous et je t'appelle pour remuer le couteau dans la plaie!
Penny ile mutlu mesut yaşıyoruz.
Penny et moi sommes très heureux de vivre ensemble.
Bazı sorunlar yaşıyoruz ama düzelteceğiz.
On a des difficultés, mais on va les résoudre.
Burada birkaç lojistik sorunu yaşıyoruz.
Bien, ce ne sont que quelques problèmes logistiques, nous nous en arrangerons.
Scarborough'da yaşıyoruz.
On vit à Scarborough.
Biz beş yıldır bu evde yaşıyoruz ve ben herhangi bir şey görmedim.
Ça fait déjà cinq ans que nous vivons dans cette maison et je n'ai jamais rien vu!
Şimdi Granby'de yaşıyoruz.
Donc nous vivons tous a Granby maintenant.
Teknik sıkıntılar yaşıyoruz efendim.
L'expérience a quelques difficultés techniques, monsieur.
Claire Matthews'u arıyoruz. 22 yaşında, koyu kahverengi saçlı, 1.70 boyunda. Son görüldüğünde üzerinde mavi bir ceket ve kot pantolon vardı.
Nous recherchons Claire Matthews, 22 ans, cheveux bruns foncés, la dernière fois qu'on l'a vue, elle portait une veste bleue et un jean.
Şu an Tahrir'de yaşıyoruz.
Il a ses frontières, son Armée, il a sa propre forme de ravitaillement.