Yeniden traduction Français
33,307 traduction parallèle
Birleşik Devletlerin askerlik hizmetine yeniden katılıyorlar.
Ils rejoignent le service des États-Unis.
Her seferinde ülkeyi bir araya getiriyoruz,... sonra yeniden bölünüyor sanki.
J'ai l'impression qu'à chaque fois que l'on remet notre pays sur pied, il s'écroule de nouveau.
Uyduları yeniden ayarladık. Size 5 km2 çapında hedef bilgisi verecek.
On a reconditionné les satellites pour vous donner 2 km ² autour de chaque cible.
Birlikte yeniden güçlü olabiliriz.
Ensemble, on pourra de nouveau être forts.
Ama sonra biri beni yeniden parçalara ayırıyor ve içime tükürüyor.
Quoi? J'ouvre mon œil, celui qui n'est pas écrasé par terre. Que voyez-vous?
Bu sabah GBI Müdür Yardımcısı Mike Larkin ile görüştüm ve Hanna Abigail Dean cinayeti soruşturmasının yeniden açılmasını onayladı.
Ce matin, j'ai parlé avec Mike Larkin, le directeur adjoint du FBI, et il a confirmé que le FBI va ouvrir une nouvelle enquête sur le meurtre de Hanna Abigail Dean.
Serbest bırakıldığı zaman tüm delilleri gözden geçirdim ve Bay Holden'ın yeniden yargılanması gerektiği sonucuna vardım.
Au moment de sa libération, j'ai réexaminé les preuves et conclu que le procès de M. Holden devrait être révisé.
- Zincirlerini koparıp, yeniden doğmak istedin.
Alors tu as voulu briser tes chaînes, et renaître. Oui.
- Yeniden göreve getirildim.
J'ai été réintégré.
- Hastanede kalbinin zar zor yeniden atmasını sağladılar.
Ils ont à peine réussi à la ranimer à l'hôpital. Attendez.
Amy'nin ölüp yeniden hayata döndükten sonra masum bir kızın kafasında boynuzlarla ölü bulunduğunu mu söylüyorsun?
Vous dites qu'Amy est morte, puis revenue à la vie, et qu'une jeune fille innocente a été retrouvée morte avec les cornes du diable plantées dans son crâne?
"Uyuzluk etme, yeniden buluşmaya gel."
"Fais pas le con, viens à la réunion."
Ne yeniden buluşması?
Quelle réunion?
Bu yeniden buluşmanın gerçek olduğunu varsayarsak, neden gitmek istemiyorsun?
En supposant que cette réunion est réelle, pourquoi tu ne veux pas y aller?
Fotoğrafların yeniden çekilmesi gerekiyorsa Christina'yla konuş çünkü onları o çekmişti.
D'accord, si les photos doivent être refaites, tu dois en parler à Christina car c'est elle qui les a faites.
Eski parçaları yeniden yapmak, onlara başka bir hayat vermeyi seviyorum.
J'aime rénover de vieilles choses, leur redonner vie.
Yeniden toparlanacağız, sayımızı artıracağız.
- On se regroupe, on augmente notre nombre.
Sadece bir oyuncuyu bile yeniden yapılandırmaya sokabilirsek ona yılda 10 teklif edebiliriz.
Si on peut renégocier avec un joueur, on peut le garder pour dix par an.
Eğer yeniden yapılandırmayı yapabilirsen Ricky'yi yılda 9'a üç yıllığına getiririm.
Si vous arrivez à renégocier, Je ramènerais Ricky à neuf par an pour trois ans.
Takım senin için yeniden yapılandırma düşünüyor.
L'équipe veut que tu considères de renégocier ton contrat.
Yeniden eve dönmüş olması tuhaf geliyor.
C'est bizarre de l'avoir à la maison.
Joe'yu yeniden görebileceğimi düşünüyor musun?
Pensez-vous que je pourrai voir Joe?
Yakında yeniden konuşacağız.
Nous nous reparlerons bientôt.
Uh, Umarım yeniden görüşürüz.
J'espère qu'on vous verra plus.
Toplumu yeniden başlatan adamsın.
Tu as relancé la société.
Yeniden.
Réunis.
Zordur beni yeniden kazanmak.
Vous luttez pour me retrouver.
Kırmızı Başlıklı Çete'yi yeniden ayaklandırdığından beri Butch'u görmedim.
Je n'ai pas vu Butch depuis son petit revival du Red Hood Gang cet été.
Onu açarsan yeniden doğabilirim.
Ouvre-la et je pourrai renaître.
Yeniden mi cadı oldun?
Tu es redevenue une sorcière?
Cezalardırdığı suçları yeniden yaratıyor.
Il ravive les crimes qu'il a punir.
Ya da Destiny's Child'ın hâlâ yeniden bir araya gelmesini bekleyen zavallı Andrea'ya.
Andrea pauvres reste plein d'espoir de l'enfant du destin Retournez ensemble.
Şahsen ben yeniden aile olarak bir arada olduğumuza seviniyorum.
Eh bien, je suis pour ma part heureux que nous sommes tous juste Dans la même chambre, en même temps, en tant que famille de nouveau.
Belki de "şartları yeniden konuşmaya" gitmiştir.
Peut-être qu'elle y est retournée pour "renégocier".
"Yeniden görüşmeye" derken, öldürmeye demek istedim.
Par là, j'entends le tuer.
- Yeniden okumamı mı istiyorsun?
Tu veux que je la relise?
Gücüne yeniden kavuşmanın mümkün olduğunu bildiğim gibi.
Mais je sais aussi qu'il est possible que tu récupères ta force. On le peut tous les deux.
Sen de... Yeniden görüşmemiz gerekirse ara.
Appelez-moi si vous avez besoin de reporter.
Her kim isterseniz olabileceğiniz yeniden yaratılışın şehri Los Angeles'a hoş geldiniz.
Bienvenue à Los Angeles, la ville du renouveau, où vous pouvez devenir ce que vous désirez.
Her şeyi yıkıp yeniden yapacağım.
Je vais tout casser et reconstruire.
Yeniden Simon Halbrooks'u görmeye gitmemiz gerek.
Nous devons retourner voir Simon Halbrooks.
Bugün kader bizi yeniden bir araya getirdi.
Le destin nous a réunis.
General, filmlerin konusunu sizinle yeniden paylaşabilir miyim?
Kakka, pourrions-nous discuter à nouveau des films?
Sonra yeniden ayağa kalktılar... tekrar dövüleceklerini biliyorlardı.
Puis ils se sont relevés. Sachant qu'ils seraient à nouveau frappés.
Emlak yasasını yeniden düzenleyip piyasaları açın.
Restaurez les droits sur les revendications territoriales. Ouvrez les marchés.
Hepimiz yeniden yapılanma sürecindeki bir ülke için en iyi düzenlemenin bu olduğu konusunda hemfikirdik.
Nous avons finalement décidé que c'était les meilleures dispositions pour le pays en reconstruction.
Doktor Rios laboratuvarı yeniden düzenliyor.
Le Dr Rios reconstruit notre labo.
Yeniden nefes alabiliyorum.
D'abord, je l'entends.
Bugün yeniden bir aile olacağız anne.
Bon sang, pourquoi ne pas te réjouir un instant?
- Yeniden oku.
Relis-la.
Yeniden hayata döndüm.
Je suis de nouveau ressuscitée. J'ai fait ça durant toute ma carrière.