Yersen traduction Français
378 traduction parallèle
Yalnızca ortasını yersen güzel olmuş, baba.
C'est assez bon, papa, si on ne mange que le milieu.
Fazla yersen, kusarsın.
Si vous mangez trop, vous allez encore vomir.
Ver bakayım bana elini. Bir şeyler yersen kendine gelirsin.
Ça ira mieux quand tu auras mangé.
- Benimle yersen ötekini iptal ederim.
Je le décommanderai si vous dînez avec moi.
Birkaç hafta daha böyle yersen, pantolonlar yine tam gelmeye başlar.
Après quelques semaines de bonne chère, tes pantalons t'iront comme un gant.
- Yumruğu yersen seni öldürür.
- Il te descendrait!
Unutma, açık verip yumruk yersen seni öldürür.
N'essaie rien. Il te descendrait!
Fransız ile birlikte yersen Fransız'a ne gelirse onu yersin.
si tu manges avec les français, ils te servent comme un français.
Ve ne yersen ye yarım saat sonra kusarsın.
Vous vomissez tout.
Tok karnına yumruk yersen sende de olur.
Si t'es touché au bide avec l'estomac plein, terminé. Tu crèves.
Onlardan ne kadar çok yersen su katarak da o kadar çok çoğaldıklarını söylüyorlar.
Si on mange des pois quand ça cuit, plus on en mange, plus y en a!
Her akşam yersen güzel olmuyorl!
Tu parles! Toujours pareil!
Diyor ki ancak sen de bizimle yersen Yemeğini paylaşmanı kabul edermiş
Mais je le comprends. Il dit que nous n'acceptons que si vous partagez avec nous.
Bir kere iyi bir damada dönüş, sonra ne halt yersen ye.
Tant que tu seras un beau-fils digne... je me fiche de ce que tu fais.
Bak... doktor, sol gözüne birkaç yumruk daha yersen... kör olacağını söylüyor.
Ecoute. Si tu reçois encore un coup, tu pourras vendre des crayons.
- Çikolata alıp yersen beni de mutlu edersin. - Teşekkür ederim.
Pour vos chocolats, ça me fait plaisir Merci.
Ne bok yersen ye.
Fiche-moi la paix!
Biraz daha şok yersen ömür boyu burada kalırsın.
Trop d'électrochocs, et vous ne sortirez plus d'ici.
Yemeği benimle yersen kızar mı?
Sera-t-elle fâchée si vous dînez avec moi?
Böyle yersen mideni bozacaksın.
Tu vas avoir mal au ventre.
Bir fil kadar yersen?
Si comme un éléphant vous mangez?
"Ne kadar yersen, o kadar sıçarsın."
"Eau et salade, ça fait pisser."
Ve ne yersen ye tadı bok gibidir.
Mais comme toi, tu chies mal.
Eğer kötüyse ve sen de toplayıp yersen, bu senin son mantarın olur, bu sondur.
Parce que s'il est mauvais et que vous le mangez, ce sera votre dernier champignon et votre dernière journée aussi!
" Εğer dοmuz eti yersen...
" Alors, tu manges du porc,
Birşey yersen, geçer.
Je mange quand j'ai la migraine.
Sen ne yersen, ben onu yemek.
Je mange ce que tu manges.
Eğer yemeğini yersen, ne olur, biliyor musun?
Si tu manges, tu sais ce qui arrivera?
Kökleri yaban turpuna çok benzer ama onu yersen, başını temizlemekten daha çok işe yarar.
Ses racines ressemblent beaucoup au raifort, mais l'effet est bien plus foudroyant.
Ne bok yersen ye.
Mais je t'avertis :
Ama yeterince kazık yersen akıllanıyorsun.
Mais à force de se faire larguer, on prend le pli.
Bir lokma yersen başın dertte.
Si tu en manges une bouchée, ça va aller mal.
O böğürtlenleri yersen uyursun. Bir daha da uyanmazsın.
Si tu manges ces baies, tu t'endormiras et ne te réveilleras jamais.
Eğer hepsini yersen, başka bir tane vurmam gerek ecek.
Si vous le mangez tout seul, je vais devoir en attraper un autre. "
- Yersen kendini daha iyi hissedersin.
- Mangez, ça ira mieux.
Et yemek yerine şeker yersen olacağı budur.
Voilà ce qui se passe quand un carnivore se met à manger du sucre.
Ne yersen, öyle olursun.
Eh oui, on devient ce qu'on mange.
Onu yersen göğüslerinin irileşeceğini bilmiyor musun?
N'avale pas ça. Tu sais que ça donne des énormes poitrines?
Sen de somon balığından yersen olur.
Seulement si tu goûtes le saumon.
At gibi yersen olacağı buydu. Biraz kilo ver.
C'est parce que tu te gaves comme une oie.
Bak serseri... bu ancak bokumu yersen olur.
Eh, pèlerin... après que t'aies bouffé les cacahuètes dans mon caca!
- Evet bu doğru, tabii yersen bunu gerçekten köprüde satmak için alabilirim.
Oui, c'est ca, et si tu gobes ce truc, j'ai un joli pont tout neuf a te vendre.
Belki biraz az yersen...
Mange donc un peu moins.
Yersen iyi olur.
Mangez-Ie maintenant.
Hızlı yersen çorbanı bitirirsin.
Si vous vous dépêchez, vous allez pouvoir terminer votre soupe.
Eğer yersen, daha iyi hissedersin.
Même si tu n'as pas envie, il faut manger.
Ne bok yersen ye.
C'est ça...
eğer şeker yersen, ölebilirsin!
Il y a du sucre là dedans! On peut mourir!
Sen de gelecek sefere turşularımı yersen olur.
Tu mangeras mes radis ou mes oignons?
- Çenene yumruğu yersen.
Un coup de poing!
Onu yersen çarmıha gerilirsin.
Si tu en manges, tu finiras crucifié.