Yetenekli traduction Français
4,543 traduction parallèle
Bugün yetenekli birçok kişi dinledik.
On a vu beaucoup de personnes talentueuses.
Yetenekli bir araştırmacı.
C'est une chercheuse très talentueuse.
Çok kibar ve yetenekli biriydi.
Il était tellement gentil et si talentueux.
Pek çok açıdan oldukça yetenekli olduğunu gösterdin.
Tu t'es montrée très talentueuse de bien des manières.
Yetenekli bir nişancı ve dövüş ustası olan Kono Five-O'nun olayları çözerken teknolojiyi nasıl kullandığını anlatıyor.
Tireur d'élite et maître en art martial, Kono va nous expliquer comment la technologie les aide à résoudre des crimes.
O zamanlar, o tür şeylere yetenekli olduğunu bile bilmiyordum.
A l'époque, tu étais capable de trucs que je ne pensais même pas possible. Ce mec?
Arabada onla birkaç saat geçirdikten sonra söyleyebilirim ki Ajan DiNozzo, yetenekli bir araştırmacı.
Après avoir passé quelques heures en voiture avec lui, il m'est possible de dire que l'agent DiNozzo est un enquêteur assez débrouillard.
Çok zeki ve yetenekli.
Elle est intelligente, et talentueuse.
Senin gibi yetenekli birinin nasıl borç hapishanesine düştüğünü kendine soruyor musun?
Est-il possible qu'un homme avec vos talents finisse en prison pour dettes?
Benden yetenekli bir adamın işini hamile bir kadının bile yapabileceği bir dokuma tezgahı yapmamı istiyor.
Il veut un métier à tisser qui transforme le travail d'un expert en quelque chose d'accessible même aux femmes enceintes.
Benden yetenekli bir adamın işini hamile bir kadının bile yapabileceği bir dokuma tezgahı yapmamı istiyor.
M. Greg veut un métier qui rende le travail possible même aux femmes enceintes.
Bilginiz olsun, yetenekli bir top oyuncusuyum.
Je vous le dis, je suis un super joueur.
Hayır. Yetenekli top oyuncusu benim.
Non, je suis un super joueur.
Bertolt Hoover. Son derece yetenekli ama kişisel iradeden yoksun.
Mais il a surtout en lui une détermination sans pareille.
Peki ya o? O da kendince yetenekli.
On peut dire que c'est aussi un don.
Yetenekli olmayabilirim ama buradaki herkesten daha kararlıyım! Başla.
Je n'ai peut-être pas de don, mais on ne peut pas m'enlever ma détermination!
"Yetenekli değilsin sen." dersin mesela.
T'as aucun talent. "
Çok yetenekli bir doktor olduğuna eminim. Fakat, itiraf etmelisin ki,
Je suis certain qu'il est très doué en tant que médecin, mais, franchement, vous devez l'admettre, il ressemble un peu à une mouette.
Bak, sadece henüz kontrat imzalamamış yetenekli bir sanatçının...
J'étais simplement occupé à chercher un talent performant
Kaydedilmemiş bir yetenekli. Kimliği bilinmiyor.
Un surhumain non-enregistré dont l'identité est... inconnue.
Bayan Virginia Johnson, kendisini yetenekli bir asistan olarak kanıtlamıştır.
Mme Virginia Johnson s'est révélée être une assistante très compétente.
İşine olan devamlılığıyla birlikte, doğuştan yetenekli oluşu çalışma gayreti, fedakarlığı ve ve sabırsızlığı, araştırmamızın gelişme göstermesinde çok önemli bir rol oynamıştır.
Elle a constamment fait preuve d'une aptitude naturelle au travail, d'enthousiasme et dévouement, et de la volonté de s'impliquer davantage comme notre étude progressait.
Seramikte çok yetenekli olduğunu kanıtladı.
Elle a montré un réel talent en céramique.
Doğuştan yetenekli.
Il est né pour ça.
Ne kadar yetenekli olduğu umurumda değil. Çevikliğimiz olmadan hiçbir şey yapamayız!
Elle a beau être compétente, sans mobilité, on devient impuissant!
Noktaları birleştirme konusunda çok yetenekli birisi.
Un talent unique pour la reconnaissance de forme.
Fiziksel olarak çok yetenekli değil.
Il n'est pas physiquement doué.
Pilot olabilecek yetenekli gençler arıyorlar.
Ils cherchent toujours des jeunes hommes exceptionnels. pour devenir pilotes.
Yetenekli biri gibi ol. Rahat biri gibi ol.
Sois éloquent, sois prolixe.
Onu ara ve benim ne kadar önemli biri olduğumu,... Peggy'nin de ne kadar yetenekli olduğunu anlat.
Vous l'appelez, vous vantez mon importance et le talent de Peggy.
Surların ardında bir araştırma ve de bir ileri karakol kurulması için insanlığın en yetenekli askerlerinden oluşan Keşif Birliği görevlendirilmişti.
L'exploration, mais aussi l'installation de bases en vue d'une expansion, les bataillons d'exploration, chargés de ces missions, sont le fruit de la sagesse humaine.
Biri inanılmaz yetenekli bir savaşçı.
Ils vont bien. Ces enfants sont forts.
Bunu yapabilecek daha yetenekli bir kurt adam tanıyor musun?
Tu connais d'autres loups-garous avec un meilleur tour?
Aile dostumuz olan yetenekli bir avukat.
C'est un ami de la famille. C'est un crack.
Felç olduktan sonra önceden sanata ilgisi olmayan bir doktor yetenekli bir ressama dönüştü.
Après une attaque, un docteur peu porté sur l'art devient un peintre surdoué.
Uzun zaman önce, düzinelerce yetenekli askeri yendikten sonra seçildiler.
Ils sont choisis après leur victoire contre des dizaines de soldats.
Violette Leduc'un kendisi kadar yetenekli dostları vardır!
Violette Leduc a des amis, elle!
İyi bir yayıncı, çok satan vasat yazarlardan para kazanır ve az satan yetenekli yazarlara verir.
- C'est le rôle d'un éditeur de faire entrer de l'argent grâce à des écrivains médiocres qui vendent pour redistribuer aux talentueux qui vendent moins.
Yetenekli olduğumu söylüyorsun, başarılı olacağımı.
Vous me dites que je vais réussir.
Fevkalade cesaretinden ötürü polis madalyası bile verdim,... yetenekli ve dikkat çeken biri oldun.
Je t'ai même donné une médaille pour acte de courage exceptionnel, talent et remarquable sens du devoir.
Demek fevkalâde yetenekli Dee sudan korkuyor!
Le célèbre Dee a peur de l'eau.
Fikrini mi değiştirdin? Hayır, hayır, yani, biliyorum her gün benim gibi yetenekli bir Ziegfeld kızı tarafından bir yere davet edilmiyorsun.
Non, non, je veux dire, je sais ce n'est pas tous les jours qu'une fille ziegfeld exaltée comme moi t'invite à sortir.
Lakin bilgisayar korsanlığı konusunda yetenekli olan tek sen değilsin 501'in binbaşısı.
Mais vous n'êtes pas la seule à être douée pour faucher les yeux, Major de la 501...
Bence Dr. Glass böyle yetenekli bir öğrencisi olduğu için çok şanslıymış.
Je trouve que Dr.Glass a été chanceuse d'avoir un bon élève.
Gerçekten pek bir önemi olduğunu sanmıyorum ama sonuçta binbaşı olacak kadar da yetenekli.
Il n'en a peut-être pas l'air, mais il est parfaitement apte à sa charge.
Her ünlü yetenekli bir yardımcıya ihtiyaç duyar.
Une personne célèbre a besoin d'un assistant capable.
O davada sana güvendim çünkü senin yetenekli bir avukat olduğunu düşünmüştüm.
Je te faisais confiance dans ce procès parce que je savais que t'étais un bon avocat.
Beni yakalayan adam olacaksın, ve CIA asla yetenekli ajanının, bizi içeriden koruduğundan şüphe etmeyecek.
Tu seras l'homme qui m'a capturé, Et la CIA ne suspectera jamais que leur dispositif nous protège de l'intérieur.
Bu gencin böylesine yetenekli olduğunu kim bilebilirdi?
Qui aurait cru que ce garçon était capable de ça?
Onlar yalnızca yetenekli askerler değiller.
J'ai donné les pleins pouvoirs aux troupes d'élite sur place.
Çocuk yetenekli.
Il a un don.