Yoo traduction Français
1,117 traduction parallèle
- Yoo, çevre yolunu hiç kullanmadım.
- Non, prendre le périphérique.
- yoo, onu değil, bunu.
Non, laisse le par terre, reprends en un.
Yoo, sadece bir atış.
Mieux, je vais me faire une ligne!
Yoo doktor.
Non, docteur.
Yoo hayır, söyleme. Geri mi döndü?
Ne me dis pas qu'il est de retour.
Yoo, biz böyleyiz.
Non, on s'entend bien.
- Onun da başına ödül koyacaklar! - Yoo.
- Tu veux faire d'elle une proscrite?
- Elimi hiç sürmemeliydim.. - Yoo, çok güzel.. - Zarfı tekrar yapıştır..
- Je n'aurais pas dû l'ouvrir.
yoo, O'da İspanya'da.. .. hepsi İspanya'da..
Elle est aussi en Espagne, ils sont tous en Espagne.
- Yoo, çok sevimli..
- Non, c'est charmant.
- Yoo, yo yo.. Bu evde kimse yok..
Il n'y a personne dans la maison.
- Yoo, beni gördü bile..
- Non, il a failli me voir.
- Yoo-hoo kamyonunu mu?
Le Yoo-Hoo?
- Evet. - Yoo-hoo'ya bayılırım.
J'adore le Yoo-Hoo.
Haftanın 6 günü kamyonla Yoo-hoo taşıyorum.
Et je passe 6 jours à transporter du Yoo-Hoo.
Yoo hayır.
Non.
Yoo Hayır. Bunlar doğru değil.
C'est n'importe quoi.
-... ve beyin sarsıntısı. - Oh, yoo.
- Oui, traumatisme crânien.
Yoo. Tabii ki hayır.
Non, bien sûr que non.
- Yoo, öyle birşey yok.
- Non, ça ne l'est pas!
Orospu çocuğu. Kyle'ı öldürdün. Yoo.
Espèce d'enfoiré, tu as tué Kyle!
Yardım edebilir miyim? Yoo yoo yoo.
Je peux... vous être utile?
- Bu arı nedir? - Yoo.
C'est quoi, une abeille?
Yoo, ilaçlamacıya o kadar para verdik.
Non, on a payé la dératisation.
Yoo, sorun değil.
Ca va aller.
Pardon. "Slice" mı "Yoo-Hoo" mu içiyordun?
Tu bois quoi : Cacolac ou sirop?
Merhaba çapkın.
Yoo-hoo. le garçon amoureux.
- Yoo, kilitliydi.
- Non, fermée.
Yoo, sapık. O klipte yaptığı şey... o iyi gelişmiş bir insan değil.
Pour faire ce qu'il y a sur cette bande, il est pas bien dans sa tête.
Yoo, planlıyorum.
Si.
Yoo, daha önce de yaptım.
Je l'ai déjà fait.
- Yoo Hoo'yu severim.
J'adore ça!
Yoo, belki de acıkmıştır.
Non, peut-être qu'il a faim.
- Yoo, bence iyi görünüyor. Öyle mi?
Pas terrible, hein?
- Yoo, bando şefliği yapmanız.
... en chef d'orchestre!
Yoo-hoo! Nerdesin?
Où es-tu?
Evlat, bunu bir şişeye koyarsan, Yoo-Hoo'dan daha tatlı bir şeyin olur.
Fils, tu mets ça en tubes, et c'est plus doux que du lait Nestlé.
Yoo-Hoo'dan da tatlı.
Plus doux que du lait Nestlé.
Yoo. Neden öyle dedin?
Non, pourquoi?
- Hadi, çabuk ol! - Yoo! - Kapatın!
Scellez-la!
Y oo - hoo!
Yoo-hoo!
- Yoo, sadece seni kullanıyordum.
- Nan, je me suis servi de vous.
- Kokpitte mi? Yoo!
Dans la cabine?
Yoo, Ne yapmam gerek biliyorum.
Non, je sais ce que je dois faire.
Yoo, herkes değil.
- Pas tout le monde.
Yoo, havuzda bir sıçan boğulmuş.
Un opossum noyé.
Yoo, pek sevmedim.
Pas spécialement.
- Kaybolmak mı? Yoo..
- Rien ne vole dans les airs?
Hoş geldiniz. - Ne cehennem oluyor orada? - Yoo!
Bienvenue... sur Télé Mort.
Yoo-hoo! Gel buraya.
Descends.
- Yoo, gerek yok.
Mais si.