Yorgan traduction Français
540 traduction parallèle
Böylesi daha iyi, tümüyle özgür. Dünya yansa yorganım yok içinde.
C'est mieux ainsi, aucune attache.
Çarşaf ve yorgan almaya.
Chercher des couvertures.
Daha çok erken. Geleceğini biliyorsa yorganı başına çekip yatmış olabilir.
Sachant que vous alliez venir, il s'est caché sous les couvertures.
Tamam. Ben yastığa bakayım. Sen yorganın altına bak.
Je m'occupe de l'oreiller, toi, de la couverture.
Alacalı yorgan için düzenlediğimiz piyangoyla ilgilenirsiniz sanırım?
Alors, vous serez intéressée par un patchwork qu'on a mis en tombola.
Noel Baba sakalları yorganın içinde mi yoksa dışında mı uyur?
Le père Noël dort-il avec sa barbe sur ou sous la couette?
Üstüne yorgan örtmekle kalmayıp seni yatağa bağlayacağım.
Et je ne te borde pas. Je t'attache.
Ama yorganım daha sıcak
" mais moins que ma couverture
Yorganı eskitmeden yapabileceğin çok şey var.
Autre chose que se prélasser au lit!
Annem mendile sarılır Bense yorganıma Hazırlanalım bakalım Uzun bir kış uykusuna
"Avec Maman sous son foulard... nous nous endormions tout l'hiver."
Yorganın altında büzüşüp uyumak ne kadar da güzeldi...
On se sentait si bien, blottis sous les couvertures!
Balkona yorgan bile asmadı. Anlamıyorum.
J'y perds mon latin.
Yorganın çok mu ağır?
Que se passe-t-il?
" Polly havanın soğukluğunu anlamak için ayak parmağını yorganın dışına çıkardı.
" Polly sortit un pied des couvertures.
Ama gerçekte, yorganı başımıza çekip uyuyacağımız zaman kendimizi kandırmayı bırakırız.
Mais quand on enfonce la tête dans son coude pour s'endormir, on ne se fait plus d'illusions.
Yorganı çabucak kaldırıp..... saldırmadan önce öldürebilirim diye düşünüyorum.
Faut juste lever rapidement et essayer de le tuer avant qu'il morde
Düşündüm de, belkide, onları dikmek isteyebilirsin ve böylece yorgan olarak pazarda da satabilirsin.
Je me suis dit que vous pourriez les coudre pour la foire.
Yetimler için yorgan yaparak diğerlerine yardımcı olabilirsin!
Si vous le vouliez, vous pourriez aider les enfants en faisant ce patchwork.
- Seni bekliyorlar. - Yorgan.
- Le patchwork!
Pekala, onu yorgan tezgahına götüreceğim.
- Je m'en occupe.
Sarıl yorganına uyu şimdi.
Il y aura moins de bruit.
Guido'cuğum, yorganın altına gir.
Guido, mets-toi dessous.
Yorganı biraz da bana bırak.
La couverture!
Yorganın altına gireceğim o kadar.
Je me mets sous la couverture, et c'est bon.
Yorganın hepsini almışsınız.
J'ai le dos à l'air.
Katilimizin gece yorganımızı düzeltmesi pek hoşumuza gitmez.
Nous n'aimons pas que notre meurtrier nous borde le soir.
Bay Pether eşini odasına götür, ve yorganın altına sok.
Emmenez votre femme se coucher, M. Pether.
Isınmak için yorganın altına girdim.
Je me suis couchée pour me réchauffer.
Sana melekllerin kanatlarından yapılmış bir yorgan getireceğim.
Vous aurez des ailes... ... des plumes. Ce sont les miennes!
Pire için yorgan yakmak istemem.
Je ne veux pas pousser les choses au pire.
Biraz yiyecek, bir yorgan, başka bir şey istemem.
Je serai ton esclave... pour une poignée de riz et une couverture.
Yeni bir yorgan alacağım. Mavi renkli.
Je vais acheter un nouvel édredon... un bleu.
Jennifer arayıp olanları anlattı, sonra yorganı başına kadar çekti.
Jennifer m'a prévenue, puis elle s'est mise au lit.
Neden yorganımı düzeltmiyorsun, tatlım?
Viens me border, chéri.
Kapıyı açtığını duyduğumda yorganın altında dizlerim titremeye başladı.
Quand je t'ai entendu ouvrir la porte, mes orteils frétillaient sous les draps.
... en güzel satırlarının bazıları... Bana bu yorganı verince, aslında ne kadar özlemiş olduğumu anladım.
Oui, maintenant que tu m'as donné cet édredon.
Yorganının altında koruyucu meleğinden yakın durmasını dile.
Va sous les couvertures et demande à ton ange-gardien... de rester auprès de toi.
Yorgan olayı için pardon.
Désolé pour l'édredon.
- Yorganın altında birbirimize sokulmuştuk.
- Blottis l'un contre l'autre sous le duvet.
Bu yorganı yukarıya çıkar, Beth.
Porte l'édredon en haut, Beth.
- Sadece bir yorgan.
- C'est qu'un édredon.
Yorganı sattım.
J'ai vendu l'édredon.
Umarım yatağı yorganı döşeği o gittikten sonra yakarsın.
J'espere que tu feras bouillir les draps et les matelas quand il partira.
# Yatağına gir, yorganın altına saklan, oyuncak ayına sarıl
Rentre chez toi mets-toi au pieu prends ton nounours si tu veux.
Ben yorganın altındaydım ve doktorun anneme Rusça ne dediğini duydum...
J'étais au lit et j'ai entendu le docteur dire à maman en russe :
Dikkat et, bütün yorganı kendi üzerine çekiyor.
Attention, elle prend toutes les couvertures.
- Yorganı üzerine çektiğini ne biliyor?
- Et l'histoire des couvertures?
Güneş sıcak Çünkü askerlere karşı görevimi biliyorum. Ama yorganım daha sıcak
Car je connais mes devoirs civiques.
- Bir yorgan getireyim.
Je vais chercher une couverture.
Sadece... yorganın üzerine uzanın.
Puis allongez-vous sur le couvre-pieds.
Neden yorganın altına girmiyorsun?
Viens sous les draps!