Yosemite traduction Français
120 traduction parallèle
- Bu sabah mı? Balayına, Yosemite'ye gittiler.
Ils sont partis en voyage de noces à Yosemite.
Acaba Yosemite'ye uçak var mı? - Evet.
Il y a des avions pour Yosemite?
- Yine, Yosemite Şelalelerine mi gidiyorsun?
Tu retournes à Yosemite?
Yosemite'de bir hafta sonu.
C'est juste un week-end à Yosemite.
Ama yarın sabah 7 : 30 da sizi Yosemite Vadisine geri giden... ikinci ve son etabın başlangıcına getirmek için El Dorado'ya döneceğiz.
Nous serons de retour à l'El Dorado demain matin à 7 h 30 pour vous présenter la seconde et dernière manche à Yosémite.
Virginia City'den Yosemite'e, altın için koşu.
De Virginia City à Yosémite, la ruée vers l'or.
Burayı ne yapacak, Yosemite Milli Parkı mı?
Qu'est-ce qu'on fait pousser ici?
Ona de ki, geri döndüğümde geçen yaz olduğu gibi, onu tekrar Yosemite'ye götüreceğim.
Et lorsque je rentrerai, je l'emmènerai de nouveau à Yosemite comme l'été dernier.
Şey ona de ki, geri döndüğümde geçen yaz olduğu gibi, onu tekrar Yosemite'ye götüreceğim.
Dis-lui que lorsque je rentrerai... je l'emmènerai... à Yosemite... comme l'été dernier.
Bru, geçen yaz olduğu gibi yine Yosemite'ye gitmek istediğini söyledi.
Bru m'a dit qu'on irait à Yosemite comme l'an passé.
Geçen yıl Flat Rock'a gitmiştik, Yosemite'ye değil.
L'an passé on est allé à Flat Rock.
Twain Harte'den bir adam Yosemite'yi vurduklarını düşünüyor.
Un type de Twain Harte pense qu'ils ont rejoint Yosemite.
Yosemite'deki şu kokarcayı hatırlıyor musun?
Tu te souviens de la moufette à Yosemite?
Sonra Yosemite Sam gelip, "Bu tavşandan nefret ediyorum." diyor.
Ensuite, Sam le Pirate arrive : "Je déteste ce lapin!"
Yosemite Ulusal Parkı Dünya Gezegeni
Parc national Yosemite Planète Terre
Yosemit'e gidip park koruyucusu olacağını yazıyor.
Il dit qu'il part à Yosemite pour devenir garde-forestier.
Hayır, başka bir kaya olmalı.
Non, l'autre. Yosemite.
- Yosemite'i de gör.
- Et le parc de Yosemite?
IGO sektöründeki bir plazma huzmesini... gözlemlemeye gönderilen bilim gemisi USS Yosemite'nin yerini saptadık.
Nous avons localisé l'USS Yosémite, qui observait un flux de plasma éloigné.
Cardassianlılar Yosemite'ye de saldırmışsa, bu, sektörde büyük bir manevra yaptıklarını gösterir.
S'ils ont aussi attaqué le Yosémite, peut-être lancent-ils une offensive dans ce secteur.
Onlar... sadece iyonik dalgalanmalar. Yosemite ile kurduğumuz bağlantının bir sonucu.
Ce sont... des fluctuations ioniques, dues à notre verrouillage avec le Yosémite.
Sanders, Yosemite'deydi.
Sanders était sur le Yosémite.
Yosemite'deyken büyükbaban öğretmişti.
Ton grand-père, dans le parc Yosemite.
Yosemite'ye gittiğimde lazım olur.
Ça tombe bien pour Yosemite.
-... bir motel işletiyor olacaksın. - Yani Yosemite'ye gelmiyor musun?
- Alors, pas de Yosemite?
Muhasebecinin de hıyarlığı tuttu. Yosemite'ye gidemiyorum.
Tintin pour Yosemite.
Yosemite'den yırttığımıza göre.
Attends. On laisse tomber Yosemite.
Yosemite otobüsleri tam 4 : 15'te kalkacak.
Les cars partent pour Yosemite à 4 h 15. Pile.
Bilin bakalım kim Yosemite'ye gidemeyecek.
Devine qui est privé d'excursion!
Yosemite konusunda fikrini değiştirmiş.
Elle a changé d'avis pour Yosemite.
Yosemite'ye varmışlar mıdır, sence? Gitmişler midir?
Tu crois qu'ils sont arrivés à Yosemite?
- Neler oluyor? - Birisi Yosemite'ye gitmemiş. Ne?
J'en connais un qui n'est pas allé à Yosemite.
Merced Nehri, Yosemite Milli Parkı
Riviére Merced, Parc national Yosemite
Bu yaz Yosemite'ye gitmeden önce forma girmek istiyordun...
Tu voulais être en forme pour cet été, alors...
Babam bizimle Yosemite'ye gelebileceğini söyledi eğer istersen tabii.
Papa dit que tu peux venir à Yosemite avec vous. Si tu en as envie.
Yosemite'ye gitmiş olur muydum?
Je ne serais peut-être jamais allé à Yosemite avec Greg et Travis.
Tıpkı Yosemite Sam çizgi filminde mağara sahnesindeki gözler gibi.
Oui, comme une grotte de dessin animé.
Ee, büyükannen Yosemite'de geziniyordu... ve bir geyik avcısıyla karşılamış.
Ta grand-mère faisait une marche dans le Yosemite... et elle a rencontré ce type qui chassait le cerf.
- Yosemite Sam mi? - Şimdi hareketimi göstereceğim ona.
- L'autocollant de Sam le pirate?
YOSEMITE SAM'İ TAHTA KURUŞU Diyorum ki, hepiniz dinleyin.
Je dis... ouvrez vos oreilles!
Yosemite Sam nerde?
Où est Sam le Pirate?
Keith, El Capitan'e tırmanmak için Yosemite'e gitti.
Keith était au parc de Yosemite pour escalader El Capitan.
Yosemite 3?
Yosemite 3.
Sürüngenler Yosemite istasyonunu yok ettiler.
Les Reptiliens ont détruit la station Yosemite.
Sadece Yosemite değil.
Ce n'est pas que Yosemite.
Temsil ettiğim firma Yosemite dağlarına yağlarını dökemeyecek.
La compagnie que je réprésente n'a pas droit de forer pour trouver du pétrole où elle veut.
Şu Yosemite Sam çamurluğuna bak.
Regarde moi ce Yorkshire plein de boue.
Bilim gemisinde de maruz kalmış olabilirsin.
Vous avez pu être exposé sur le Yosémite.
- Bu da... bilim gemisindekine benzer bir patlamaya yol açtı.
- D'où l'explosion plasmique similaire à celle du Yosémite.
- Hayır Yosemite'ye gidiyorum.
Non, je vais à Yosemite.
- Yosemite Sam gibi davranmayı bırak!
- Arrête de te conduire comme Yosemite Sam!