Yüksek sesle traduction Français
2,462 traduction parallèle
İnsanların önünde yüksek sesle konuşmaktan pek hoşlanmam.
Je n'aime pas parler à voix haute, face à un public, mais...
Yüksek sesle okumaktan.
Lire à haute voix.
- Eğer bizi duymazlarsa... - Yüksek sesle bağırırız... - Yüksek sesle bağırırız...
S'ils ne nous entendent pas On crie un peu plus fort
Yeter artık! Kenji'nin şarkısını bu kadar yüksek sesle çalma!
N'écoute pas cette chanson aussi fort!
Baş parmağınızı şuraya koyun ve yüksek sesle, eğil deyin!
Prenez votre cuillère comme ceci! et criez très fort "plie!".
Galiba bunu yüksek sesle söylememeliydim.
J'aurais pas dû le dire.
- Yüksek sesle mi söyledim? Evet.
- Tu m'as entendu?
Yüksek sesle. Daha otoriter.
- Sois plus autoritaire.
Yeni tanıştığınız biriyle konuştuğunuzu düşünün Ve bu kadar yakınında oturuyosunuz Gözlerinin içine bakın, onlar torunları hakkında konuşurken bi insanın yapabileceği en yüksek sesle ossurun...
On peut parler à quelqu'un qu'on vient de rencontrer, être assis à côté de lui, le regarder dans les yeux quand il parle de son petit-fils et péter aussi fort que possible.
- Bir daha. Daha yüksek sesle.
Plus fort.
Açık bir kanaldan, yüksek sesle söylenmedi.
C'est pas clairement dit.
Hayır, hayır, hayır! Dinle, telefonla yüksek sesle konuşmuyordum, tamam mı?
D'abord, je ne parlais pas très fort.
Söyle dedim. Yüksek sesle.
Je ferai tout ce qu'on me dira de faire.
Yüksek sesle konuşur musunuz, bayan?
Vous pouvez parler plus fort?
- Ve elinizden geldiğince yüksek sesle bana eşlik etmenizi istiyorum.
Et je veux que vous chantiez avec moi aussi fort que possible.
Hiç bir şeyi yüksek sesle okuma yeter.
Ne lis rien à voix haute.
- Daha yüksek sesle, kahretsin!
- Plus fort, nom de Dieu!
Benimle birlikte yüksek sesle biraz dua edebilirdin, değil mi?
- Je pense pas que tu vas dire quelques "Je vous salue, Marie" en rentrant chez toi.
- Daha yüksek sesle.
Plus!
Sonra daha yüksek sesle ağlıyor ve parmaklığı sarsıyorsun.
Alors tu pleures plus fort et tu secoues les barreaux du berceau.
Benimle sanki dört yaşındaymışım ya da kendisine her şeyi yüksek sesle ve yavaşça açıklamak zorunda oldukları 80 yaşında biriymişim gibi konuşuyorlar.
Ils me prennent pour un gosse... ou peut-être un octogénaire, à qui on doit tout expliquer, lentement et à haute voix.
Hanımefendi, yüksek sesle konuşun.
Madame, il faut nous en dire plus.
Tamam, yüksek sesle konuşma!
Bien. Baissez la voix!
Yüksek sesle söyle.
Dites-le.
Hadi G, yüksek sesle konuş!
Allez, G, parle plus fort!
Aslında, rakamı yüksek sesle duyunca, yaptıklarının karşılığında, bana da biraz az gibi geldi.
En entendant ce chiffre, ça me paraît peu, vu ce que tu fais. 25 000, c'est sûrement plus juste.
Merhaba, 7 yaşındayım. Daha yüksek sesle.
Bonjour, j'ai sept ans...
İsa aşkına, Len, neden biraz daha yüksek sesle söylemiyorsun?
Bon Dieu, Len, tu veux pas parler encore plus fort?
Bu var ya... Sana şimdi söyleyeceğim şeyi hiç yüksek sesle dile getirmedim. Tabii Paris Review için Gourevitch'le yaptığım yalandan röportaj dışında.
C'est tellement... ce que je vais vous dire à tous les deux, je l'ai jamais dit à voix haute - à part dans les moments où je faisais semblant que Gourevitch m'interviewait pour le Paris Review.
Yüksek sesle düşünelim, gerçekten değerli bir şey çalmak istesem.. Onu denemek için gönüllü olmak ilk tercihim olurdu.
Je pense tout haut, là... mais si je voulais voler un objet de grande valeur, arriver comme un ange... me porter volontaire pour le tester serait ma première initiative...
Lütfen düşünceni yüksek sesle söyle.
Je vous en prie, allez-y, faites moi part de vos hautes opinions.
Yüksek sesle söylendiğinde aklımdakine göre daha çılgınca geldi.
Ça sonne encore plus fou tout haut que dans ma tête.
- Yüksek sesle. - Evet.
- Oui.
Her ne söyleyecekseniz yüksek sesle söylemek zorunda kalacaksınız.
Si vous voulez parler, il va falloir hausser le ton.
Ne diyorsun anlaşılmıyor, daha yüksek sesle konuş.
On ne comprend rien à ce que tu dis.
Yemek odasında uzun ve.. .. yüksek sesle tartışırlardı.
Ils se sont longuement disputés dans la salle à manger.
Ve Violet yüksek sesle bağırıyordu.
Et Violet hurlait tellement fort, que...
Size saldıran adamı görürseniz, referans numarasını yüksek sesle söyleyerek onu tanımlayın.
Si vous le reconnaissez, identifiez-le en disant son numéro clairement.
Ne tekne ne bangır bangır boktan müzik çalan araba teybi ne de sarhoş olup yüksek sesle konuşan insanlar...
Pas de bateaux, pas de voiture braillant de la musique pourrie, personne gueulant des conneries à cause de l'alcool.
Tanrım, Yüksek sesle söylüyorum, değil mi?
On a compris! J'ai parlé à haute voix, bon sang.
Çok yüksek sesle sormuyordun.
Vous ne le demandiez pas très fort.
Yüksek sesle söyleme şunu.
- Ne dites pas ça à voix haute.
İstediğin kadar yüksek sesle bağırabilirsin, kimse seni duymayacaktır.
Crie autant que tu veux, personne ne t'entendra.
İstediğin kadar yüksek sesle bağırabilirsin, Seni, bende yürüyüp gittikten sonra, başka kimse duyamaz, ve bir kere uzaklaştım mı, seni artık bende duyamıyacağım.
"Crie autant que tu veux, personne t'entendra, " à part moi quand je m'éloignerai, "et dès que je serai assez loin, je t'entendrai plus."
Yüksek sesle!
- Plus fort!
Senin hiç metro geçidinde araban bozulup yanında utangaç bakışlı bir çocuğun sürekli, durmadan " 7 : 15, 59. ve Lex arasında, 7 : 15, 59. ve Lex arasında diye tekrarladığını ve sürekli daha yüksek sesle bağırdığını yaşadın mı üstüne üstlük bu yetmiyormuş gibi....... kendisine vurmaya başladığını ve etrafta dolaştığını ve sonunda yavaş yavaş sakinleştiğini?
Vous avez déjà été dans un métro qui tombe en panne? Avec un mec... Un enfant timide qui commence à se répéter sans cesse à lui-même :
Yüksek sesle konuşman gerekiyor!
Parle plus fort.
Bayanlar ve baylar. Biraz daha yüksek sesle.
Le chef Jake Russell qui a protégé et servi les personnes de cette ville jusqu'à son dernier jour sur cette terre.
Halen.. Yüksek bir sesle karşılaştığımda çınlamayı tekrar hissediyorum..
En fait, même encore aujourd'hui... si j'entends un bruit violent, les sifflements reviennent.
Yüksek sesle mi söyledim?
J'ai dit ça à voix haute?
- İyi Henry, yüksek sesle oku.
- J'en ai trouvé 3.
yüksek sesle söyle 19
yüksek sesle konuş 43
sesler 55
sesler duyuyorum 17
sesler duydum 23
yüksek 42
yükseliyor 29
yüksel 81
yükseklik 26
yüksek sesle konuş 43
sesler 55
sesler duyuyorum 17
sesler duydum 23
yüksek 42
yükseliyor 29
yüksel 81
yükseklik 26