Yüz dolar traduction Français
1,273 traduction parallèle
- Bir yastık için beş yüz dolar mı?
- 500 dollars l'oreiller?
Elimizde yedi bin üç yüz dolar var.
On a 7300 $.
Ama, her gün yüz dolar için yaptığı işe... bir milyon dolar teklif edecek birileriyle tanışmıyor.
Mais à ce jour elle ne connaît aucun... mec qui lui propose un million de dollars... pour ce qu'elle a fait pour seulement 200.
Üç yüz dolarım yok.
Je n'ai pas 300 $.
Yüz dolar mı?
Cent dollars?
Bunu yüz dolar yaparım eğer beni beklersen.
Je vous en donne 100, si vous m'attendez.
- Yüz doların var mı?
- T'as un billet de cent?
Şu herife şimdi susması için yüz dolar verirdim!
Qu'on lui donne 100 $ et qu'il arrête de jouer!
İki yüz dolar.
C'est 200 dollars.
- Yüz dolar öyle mi?
Putain, 100 dollars!
Sanırım yarısı. Beş yüz dolar.
La moitié, plutôt. 500.
Yüz dolar. Arttıran var mı?
100 dollars, qui dit mieux?
Her şey Theresa on üç yaşında Schenectady Güzellik Yarışmasından yedi yüz dolar kazanmasıyla başladı.
Theresa avait 13 ans et elle a gagné 700 $ à un concours de beauté.
Haftada yüz dolar alırım.
J'gagne 100 $ la semaine.
Sana yüz dolar verdi, sen de ona taksicilik ruhsatını verdin, öyle mi?
Il te refile 100 dollars et tu lui files ta licence?
Bir gole yüz dolar!
$ 100 si tu marques.
Yüz bin dolar nakdi kendin temin edeceğin siyah deri çantayla dikkatli bir şekilde taşıyacaksın.
100000 dollars en liquide dans une sacoche en cuir noir discrète que vous fournirez.
- Üç yüz elli dolar. Toplam bin iki yüz dolarımız var.
Ça fait 1200 $ à nous deux.
Ajan altı yüz bin dolar isteyince ben de şöyle dedim :
Là-dessus, son agent demande 600000 $ et je lui réponds :
Tanrıya şükür 2 yüz milyon dolar istemedim.
Par chance, j'en ai pas demandé 200.
- Yüz milyon dolar gibimi?
- Comme cent millions?
- Yüz milyon Amerikan doları!
- Cent millions de dollars Américains!
Yüz milyon dolar alırsın.
Vous gagnerez les cent millions.
Umarım verebilirsin. Öncelikle, oradaki kadınlar yılda neredeyse yüz bin dolar kazanıyorlar.
Ces femmes gagnent presque 100 000 $ par an.
Ailesi geçen yıl yüz binlerce dolar harcamış. Benzinli jeneratörler, güneş panelleri, dikenli tel, dayanıklı yiyecek gibi şeyler almışlar.
L'année dernière, ils ont dépensé des centaines de milliers de dollars pour acheter des générateurs, des panneaux solaires, du fil barbelé, des denrées alimentaires non périssables.
Yüz yetmiş iki dolar...
172.
Her şoför yüz bin dolar alacak.
Chaque chauffeur aura 1 00 000 $.
Sevgili Amerikalı Vatandaşlarımızın örnek olacak... yemek alışkanlıkları sayesinde bu inekçilik hisselerinin... bugün ki net değeri yüz milyon doları aşıyor.
Grace aux habitudes alimentaires de mes chers compatriotes, mon benefice s'eleve aujourdhui a un peu plus de cent millions de dollars.
Tamam. Yüz milyon dolar mı?
Je suis mort, j'ai tout mon temps.
Yüz milyon dolar.
Cent millions de dollars...
Yüz milyon dolar.
Cent millions de dollars.
Yüz milyon dolar. Beş yıl içinde çocuklar.
Cent millions, des enfants dans les cinq ans.
Üç yüz yetmiş beş dolar.
Trois cent soixante-quinze.
Altı masum kurban bir düzine araba yüz binlerce dolar zarar, tam bir felaket. Üstüne üstlük federal ajan Roland Ming de öldü. Yedi kere bıçaklanarak, sırtından.
Au moins six innocents... des douzaines de voitures... des millions en biens, tout détruit... sans parler... de la mort de l'agent fédéral Roland Ming... qui a reçu sept balles dans le dos.
- Junior, bu işi Pasifiğin... öbür yakasında yaparsanız yüz bin dolar veririm.
Je vous offre 150 000 pour revenir au Club civique.
- İki yüz bin dolar.
- 200 000.
Tam yüz milyon dolar değerinde.
Il vaut 1 00 millions de dollars.
Orada gürültü yaparsın böylece bu odanın burasından duvardan yüz milyon doları alabilir ve ön kapıdan vals yaparak çıkabilirsin.
Beaucoup de bruit d'un côté, pour de l'autre décrocher du mur 1 00 millions de dollars et s'en aller tranquillement par la porte.
Yüz binlerce dolar.
Des centaines de milliers de dollars.
Sanırım birkaç yüz dolar eder.
A mon avis, il coûte dans les 200 $.
Yüz milyon dolar? - 116 milyon dolarla ne yaparsın?
- On fait quoi avec 116 millions?
- Harper'ın Biblico, Hutchings Gold'a açtığı davada, davacı lehine karar verdik ve davalının altı yüz kırk iki bin dolar tazminat ödemesine karar verdik.
Hutchings Gold, nous donnons foi au plaignant. Le défendeur paiera 642 000 dollars de dommages et intérêts. La tuile!
Ve davalının dokuz yüz kırk iki bin dolar tutarında tazminat ödemesine karar verdik.
942 000 dollars de dommages et intérêts.
Dokuz yüz kırk iki bin dolar.
942 000 dollars!
Bir milyon iki yüz bin dolar tazminat ödemesine karar verdik.
1,2 millions de dollars. J'ai réussi!
O arabaya yüz yetmiş bin dolar değer biçildi. Piyano da yüz bin doların üzerinde.
La voiture est cotée à 170 000 $, le piano à plus de 100 000.
Bütün set için beş bin dolar. Tahmin edeyim, yüz bakım ürünleri almak için mi?
Pour vous offrir un traitement pour la peau, j'imagine?
Sonuncusu II Posto Vacchio'daymış. Üç yüz yetmiş iki dolar ödemiş.
Le dernier était au Il Posto Vecchio, 372 dollars.
Çifti, sekiz yüz yirmi Dolar.
- Elles coûtent 820 dollars.
Yüz dolar...
cent dollars et...
Bana sadece yüz bin dolar lazım.
J'ai besoin de tout ça.