Yılda traduction Français
6,456 traduction parallèle
Yılda 70 bin dolar kazanıyorum.
Je me fais à peu près 70 000 par an.
Okul derneğinin entelektüel çevresindeki dallamaların 4 yıl süren partileri sınav biter bitmez unutulacak 300 yıllık romanları jet hızıyla okumak gibi şeyler için yılda 50 bin dolar.
C'est 50 mille l'année pour 4 ans de soirée de fraternité, fin tu vois, - cercle de connards intellectuels, lisant des livres pendant 300 ans - ça sera oublié dès le test fini.
Evet, ve son beş yılda büyükelçiliğe gönderilmiş her telgrafın kopyalarını.
Chaque morceau de meuble? Ouep, et les copies de tous les signaux qui sont passés dans l'ambassade durant les cinq dernières années.
Son 20 yılda 31 çocuk. Hepsi Arctic Biyosistem'e ve kıymetli Dr. Hatake'nize 300 km'den yakın mesafede.
31 en 20 ans, dans un rayon de 300 km autour de la base et du Dr Hatake.
Son 20 yılda 31 kayıp çocuk. Hepsi Arctic Biyosistem'e ve kıymetli Dr. Hatake'nize 300 km'den yakın mesafede.
Trente et un enfants disparus en vingt ans, dans un rayon de 300 km autour de la base et du Dr Hatake.
Natesville'deki bütün havalı çocukların son 50 yılda yaptığı her şeyi yapacağım.
Je vais faire ce que tout ados cool de Natesville a fait durant les 50 dernières années.
Cardiff Electric ona yılda 55 bin dolar ödüyor. Gökten yüzlerce avukat yağdırsanız bile biz Barry'den vazgeçmeyeceğiz.
Il coûte 55 000 $ par an à Cardiff Electric, et peu importe le nombre d'avocats que vous aurez, on va garder Barry.
Her dört yılda bir olur bu.
Ça a seulement lieu tous les 4 ans.
Thalberg konferansı için yılda bir kez St. Louis'de oluyor.
Il vient à St. Louis seulement une fois par an pour la conférence Thalberg.
Ve üç yılda yaptığımız her şey Dr. Joseph Kaufman tarafından silinebiliyor.
Et tout ce que nous avons fait ces dernière années pourrait être effacé par le Docteur Joseph Kaufman, qui a l'audace de lister "dormant"
Myanmar'ın ağustos böcekleri her 13 yılda bir ortaya çıkarken Brezilyanın ağustos böcekleri 17 yılda bir çıkıyor.
Les cigales de Birmanie se reproduisent tous les 13 ans, pendant que les brésiliennes se reproduisent tous les 17 ans.
Seneye aynı anda yumurtadan çıkacaklar. 221 yılda ilk defa.
L'année prochaine, elles vont éclore, en même temps, pour la première fois en 221 ans.
Evet, her dokuz yılda bir yapıyorlar.
Oui, tous les 9 ans.
Takım elbiselerine bir yılda ne kadar harcıyorsun?
Combien dépenses-tu en costumes en une année?
Son dokuz yılda üç kez ödedin.
Trois fois pendant les neuf dernières années.
Her gün işe gelip birkaç belgeye ismini karalayacaksın ve sana yılda 16 hayvan kadar ödeyeceğiz.
Montre toi juste tous les jours, inscrit ton nom sur quelques documents, Et on te donne pleins de fric tout les ans.
Uzun lafın kısası son bir kaç yılda biriktirdiğim 5 milyon dolarım var, içerden bilgi alarak elde ettiğim.
Pour faire court, j'ai accumulé environ 5 millions de dollars au cours des dernières années, à négocier des informations.
Kırk yılda bir konuşur!
Toïchi qui ne parle qu'une fois tous les dix ans!
Babam işi yüzünden yılda iki kere anca geliyor.
Papa travaille beaucoup et ne revient que deux fois par an.
Evet, sana bir akşam yemeği hazırlayıp güzel bir şişe şarap almak istemiştim. Yeni yılda ikram ettiği şarabı beğendiğini söylemiştin.
Je voulais te faire à diner avec une bonne bouteille, le vin du réveillon que tu adorais.
Yeni yılda ikram ettiği şarabı beğendiğini söylemiştin.
Celui qu'il a servi au Nouvel An.
Genellikle çok yavaş gerçekleşir mesela bin yılda 30 cm. tortul diyelim. Fakat ender görülen, yıkıcı bir sel olduğunda çok daha hızlı gerçekleşebilir.
Ça arrive généralement très lentement, disons 30cm de sédiment en 1'000 ans.
20. yüzyılda, her bir radyoaktif elementin transmutasyon geçirerek başka bir elemente dönüşmesinin ne kadar sürdüğünü ölçmek için onlarca yıl süren yoğun bir çaba harcanmıştı.
Au 20ème siècle, il y eut un effort considérable, sur les dernières décénies pour mesurer le temps qu'il faut à chaque élément radioactif pour se transformer en un autre élément.
Birkaç bin yıl öncesine, bu villanın daha yeni olduğu zamana gelindiğinde Romalılar yılda 80 bin ton kurşun üretiyorlardı.
A l'époque ou cette villa était neuve, il y a environ 2000 ans, les romains produisaient 80000 tonnes de plombs par an.
Üreticiler, bu üründen yılda 60 milyon ton satabileceklerini hesapladılar.
Les industriels ont calculé qu'ils pourraient en vendre 60 millions de tonnes par an.
Sen bir süper modelle çıkacaksın. Benim son üç yılda geldiğim ilk ev partisi olmasına rağmen günüm çocuk bakarak sonlanacak.
Tu vas t'enfuir avec un mannequin, et après je vais finir par surveiller cet enfant, même si c'est la première fête sans bébés
Masa 27 hâlâ yılda bir kez toplanır.
La table 27 continue une fois par an à se réunir.
" Hayır, yılda bir kez. Hayır, hokey tam aptal işi. İzlemeyeceğim.
Non, le hockey, c'est nul.
13 yaşımdayken beni terk etti ve yılda en fazla bir kez görüşüyoruz.
Je veux dire, il m'a abandonné quand j'avais 13 ans. Je le vois une fois l'an, max.
Gerçekten Lobos'un dağıtıcısıyla iki yılda bir buluştuğunu düşünüyormusun?
Tu penses vraiment que Lobos ne rencontre son distributeur que deux fois par an?
5 yılda üçüncü ara verişimiz.
Trois déménagements en cinq ans.
Travis'le ben yılda bir gideriz.
- J'y emmène Travis chaque année.
Bir yılda her şey değişiyor.
Un an, plein de changements.
Son bir iki yılda bu bayanı buralarda mücevher satarken gördün mü?
Retour à la case départ. Tu ferais mieux de revenir en rampant.
Son üç yılda sabıka kaydı var.
Elle a un casier.
Yılda 50, 60 bin?
50 à 60 000 par an?
Son birkaç yılda birbiri ile eşleşen otel kayıtları var.
Ces deux dernières années, leurs factures d'hôtel correspondent.
Şu yılda yapılmıştır... 5. Ve şu Yunan efsanelerini resmetmektedir :
Il a été créé en l'an... 5 et décrit la fable de la Grèce classique :
Tek problem buraya yılda sadece bir kez girebiliyorum.
Le seul problème est que je ne peux y accéder qu'une fois par an.
Bu davayı yılda sadece 25 dakika mı araştırabiliyorsun?
Donc tu ne peux enquêter sur ce cas que 25 minutes à la fois chaque année?
Son 3 yılda yeteneklerini geliştirmesinde yardımcı olabilmek için çok çalıştık.
Mais durant les trois dernières années, nous avons travaillé dur pour l'aider à développer ses dons.
İyi halden iki yılda dışarı çıkarız, Max.
Bonne idée, on sortira dans deux ans, Max.
Ağız kanserinin yılda 45,000 ölüme neden olduğunu biliyor musunuz?
Vous saviez que le cancer de la bouche causait 45 000 morts par an?
Ömrünün ilk yarısı boyunca büyük göktaşları gezegeni birkaç milyon yılda bir bombardımana tuttu.
Pendant la 1ère moitié de sa vie, de grands astéroïdes ont bombardé la planète à quelques millions d'années d'intervalle.
Dünya'da yaklaşık her milyon yılda bir defa bir süper volkan patlaması yaşanıyor.
Chaque million d'années, un super volcan entre en éruption quelque part sur Terre.
Yaklaşık her milyon yılda bir, Dünya'ya küçük bir göktaşı çarpar ve ufak çaplı bir zarara yol açar.
Chaque million d'années, un petit astéroïde heurte la Terre, causant un montant similaire de dévastation.
Bu yüzden milattan sonra dördüncü yüzyılda istilacılar kütüphaneyi ve klasik uygarlığın dehasını yok etmeye geldiğinde onu savunmaya yetecek kadar insan yoktu.
Alors au 4e siècle de notre ère quand la foule est venue détruire la bibliothèque et le génie du monde classique, il n'y avait pas assez de gens pour la défendre.
Bir milyon yılda, tabaka üstünde bir milimetre tabaka oluşmasından söz ediyorum.
On parle d'un millimètre par million d'années, couche par couche.
Evli olduğum 20 yılda öğrendiğim şeylerden biri de bir kadının telefonda nasıl konuştuğunu dinlemekti.
S'il y a bien une chose que j'ai appris en 20 ans de mariage c'est d'écouter comment une femme parle au téléphone.
Fidye için insan kaçırmalar sadece bu yılda % 10 arttı. Güvenlik robotu mu?
Robot de sécurité?
Dört milyar sadece 14 yılda oldu.
Le quatrième en a pris seulement 14.