English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zaara

Zaara traduction Français

101 traduction parallèle
VEER - ZAARA
"Pourquoi le vent chante-t'il aujourd'hui?"
Uyan Zaara. Saat 7 oldu.
Réveille toi, Zaara.
Durmadan Zaara'yı soruyor.
Elle réclame sans arrêt Zaara.
Yusuf, ben Zaara'nın annesiyim, ama ona Bebe baktı.
Yusuf, je suis la mère de Zaara. Mais c'est Bebe qui l'a élevée.
Zaara'ya ben söylerim, siz ağzınızı açmayın.
Je parlerai moi-même à Zaara. Vous, ne lui dites rien.
Sen misin Zaara?
Zaara, est-ce toi?
Evet Bebe, senin Zaara'n geldi ve bak sana ne getirdi
Oui Bebe. Ta Zaara est revenue et regarde ce qu'elle t'apporte.
Paralarını Zaara'ya vermeni kim söyledi sana?
Pourquoi as-tu donné ton argent à Zaara?
Zaara'ya hayır diyemeyeceğimi biliyorsun.
Vous savez que je ne sais pas lui dire non.
Zaara...
Zaara...
Zaara iyi mi?
Zaara! Tu vas bien?
Bu ne akılsızlık Zaara, beni çok endişelendirdin?
Quelle inconscience, Zaara, Sais-tu ce que j'ai vécu?
Lahore Pindi arası kısa mı ki, ortalıktan kayboluverdin?
Zaara, ce n'est pas une petite promenade que tu fais là!
Bizim Zaara'nın erkeklerden aşağı kalır yanı yok.
Notre Zaara vaut bien un garçon.
Ben de Zaara, Zaara Hayat Kan.
Je suis Zaara, Zaara Hayaat Khan.
Hayır, hayır Zaara, olaylar bildiğin gibi değil... bazı rahipler çok fanatik.
Euh, non Zaara. C'est comme ça... Certains prêtres sont fanatiques...
Adın Zaara mı? Evet...
Vous êtes Zaara?
Zaara... bu otobüs biletin.
Zaara... Voici le ticket de bus.
Mati olmadan hayatım eksik. Sen, Kaptan Veer Patap Sing...
Et toi Chef d'escadrille Veer Pratap Singh... tu seras incomplet sans Zaara.
Zaara'yı Amristar otobüsüne bindirip...
Je dépose Zaara au bus d'Amritsar et...
Zaara'yı Atari'ye kadar götürüp trene bindireceksin.
Tu l'emmèneras à Atari et tu la mettras dans le train.
Zaara, ben basit biriyim.
Zaara je suis simple.
Hadi Zaara, gitmemiz gerekiyor.
Dépêche toi Zaara, on doit partir.
Zaara bana onun hayatını kurtardığınız söyledi.
Zaara m'a dit que vous lui avez sauvé la vie.
- Zaara'nın mutlu olmasını sağlayın yeter... Bu şekilde ödeşmiş oluruz.
- En rendant Zaara heureuse... et la dette sera remboursée.
Zaara'ya aşık olduğunuz izlenimine kapılmaya başlıyorum.
J'ai l'impression que vous êtes tombé amoureux de Zaara
Veer'in aşk hikayesini anlattık. Zaara'nın aşkı daha yeni başlıyor.
Celle de Zaara n'a pas encore commencé.
Bunu bilmeyen Zaara Veer'in hikayesinin ve hayatının... daha bitmediğini hisseti.
Et sans savoir ce que vivait Zaara, l'histoire et la vie de Veer... étaient bien incomplètes.
Cahangir Hayat Kan, Zaara'nın babası ve Lahore'nin gururu.
Jehangir Hayaat Khan, le père de Zaara était la fierté de Lahore.
Zaara - Raza nikahının temelinde sıradan ilişkiler söz konusu değildi.
Le mariage de Zaara et Raza n'était pas une union ordinaire.
Bu durumda... Zaara'nın Hindistan'a yalnız gitmesi sorumsuzca yapılan bir davranıştı.
Dans ces conditions... l'escapade de Zaara en Inde était un acte irresponsable.
Zaara döneli 1 ay geçmişti, ama.. babası ona hala tek kelime bile konuşmamıştı.
Un mois après le retour de Zaara... son père ne lui avait toujours pas parlé.
Bizim Zaara çok şanslı.
Zaara a de la chance.
Başka şeyler düşünme zamanı değil.
Ne pense pas à autre chose Zaara.
Şunu iyice anla Zaara, senin geleceğin Raza ile.
Comprends une chose Zaara. Ton futur est avec Raza.
Zaara, bu ne demek şimdi...?
Qu'est-ce qu'il y a, Zaara...?
Zaara'nın evinden arıyorum.
J'appelle de chez Zaara.
"Zaara sana aşık, ama yakında evleniyor"
Zaara est amoureuse de vous et elle est sur le point de se marier.
"Lahore'ye gel ve Zaara'yı uzaklara götür"
Venez à Lahore, emmenez Zaara.
"Zaara'yı ne kadar seviyorsun?"
Aimez-vous vraiment Zaara?
Zaara'yı ne kadar seviyorsun?
Aimez-vous vraiment Zaara?
Zaara'yı ne kadar seviyorum.
A quel point j'aime Zaara?
Acaba Zaara'yı bulabilecek misin?
Allez-vous rencontrer Zaara?
Belki sen bilmiyorsun, ama ben biliyorum Zaara'yı ne kadar sevdiğini biliyorum.
Vous ne le savez pas, mais je sais... à quel point vous aimez Zaara.
Geleceğinizi Zaara'ya söylemedim.
Je n'ai pas dit à Zaara que vous veniez.
Geleceğinizi sanmıyordum, ama geldiğinize göre... eminim Zaara'yı alıp götüreceksiniz.
Je ne pensais pas que vous alliez venir, mais maintenant que je vous ai rencontré... je suis sûre que vous allez emmener Zaara.
Miriam, bu evlilik sadece Raza ile Zaara arasında değil.
Mariam Ma'am, ce mariage n'est pas seulement une union entre Raza et Zaara
Zaara nerede?
Où est zaara?
- Zaara, efendim.
- Zaara, Monsieur.
Zaara Hayat Kan.
Zaara Hayaat Khan.
Zaara olmadan hayatın eksik olacak.
C'est pourquoi... comprends d'abord... ce que ton coeur te dit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]