English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zarf

Zarf traduction Français

2,296 traduction parallèle
Bütün o süre zarfında onunla yatıyor muydun?
Tu baisais avec lui pendant tout ce temps. - Non.
Fuzzy Amca'ya göndermek istediğim zarfım.
Mon enveloppe pour l'oncle Fuzzy.
Fakat Zübeyde annenin sağlığı bu süre zarfında hızla kötüleşti.
Mademoiselle Latife a accueilli Mère Zübeyde dans son manoir pour dix Jours.
Bilirsiniz, ailelerimiz bu süre zarfında...
Avec notre famille pendant ce temps?
İşitme cihazı tarafında bir zarf var.
Il y a une enveloppe à côté du Sonotone.
Ne büyük zarf!
Quelle grosse enveloppe!
Tek ihtiyacım olan bir yatak iyi bir kadının sevgisi ve şu kadar kalınlıkta bir zarf.
Il me faut qu'un lit, l'amour d'une petite dame et une enveloppe comme ça.
- İçinde bir zarf var.
- Il contient une enveloppe.
Zarfın içinde arazi üzerindeki haklarımı sana devrettiğimi gösteren noterden imzalı bir belge var.
Voici une lettre signée par un notaire vous cédant le terrain.
! Vücudundaki toksinler sebebi ile olan bir kalp kriziydi. Onu gördüğünüz süre zarfında tükettiği bir toksin.
Cette crise a été causée par des toxines qu'il a ingérées à l'heure de votre entrevue.
Bir zarf içinde, kapının önüne bırakılmışlardı.
Elles étaient à la porte, dans une enveloppe.
Sana bir zarf dolusu hiçbir şey getiririm.
Je t'offrirai une enveloppe vide.
Adli Bilişim zarfı inceliyor.
On examine l'enveloppe.
"Tillie'nin Büyük Aşkı" filminin bileti, üzerinde "rüşvet" yazan bir zarf.
Une souche de ticket du film Le Roman comique de Charlot et Lolotte, une enveloppe marquée "dessous de table".
Ve herkesin aldığı basın zarfını koyarlar.
{ \ pos ( 192,220 ) } On le mettrait dans le dossier de presse que tout le monde reçoit.
Zarfı sehpaya bırak ve tuvalete git.
Posez l'enveloppe sur la table et allez dans la salle de bains.
Bulduğu zarfı birinin kaybettiğini sandı.
Elle pensait que l'enveloppe avait été perdue.
Ön koltukta, üstünde "medyaya" yazan bir zarf var, içinde de bir DVD.
Il y a une enveloppe sur le siège avant avec les mots "pour les medias" dessus, et un DVD à l'intérieur.
Sakın unutma, en küçük zarf bile cücelere ağır gelir.
Même les petites enveloppes sont lourdes pour les elfes.
Ve bu zarfın içindeymiş.
Et il est dans cette enveloppe.
Jillian zarfı teslim ederken neredeyse öldürülüyordu.
Jillian a failli mourir pour cette enveloppe.
Katil suçlayıcı zarfı aldı.
Le tueur s'enfuit avec l'enveloppe.
Jillian'ın, zarfı neden ona verdiğini öğrenmemiz gerekiyor.
Il faut trouver pourquoi Jillian lui apportait cette enveloppe.
Zarfın içinde ne olduğunu biliyor muydunuz?
Vous connaissiez le contenu de l'enveloppe?
Arabasını aradık ve bir sırt çantası bulduk içinde davalının pasaportu, bir peruk ve içinde 2.000 dolar nakit para bulunan bir zarf bulduk.
On a bien fouillé sa voiture, et on a trouvé un sac à dos, contenant le passeport de l'accusé, une perruque, ainsi qu'une enveloppe contenant 2 000 dollars en liquide.
Bir video olabilir kaset, zarf, fotoğraf...
- Ça peut être une vidéo une cassette, une enveloppe, des photos...
O süre zarfında kulağında hep benim tatlı sesim olacak, evlat.
Tu entendras ma voix mélodieuse dans ton oreille tout le temps, gamin.
Lemon, seni dört yıldır tanırım ve bu süre zarfında herhangi bir konuda utancından konuşamadığını görmedim.
Quatre ans que je vous connais, vous n'avez jamais eu peur de parler de tout et n'importe quoi.
Evet, 15 no'lu kutu, 5. zarf.
C'est dans le tiroir 15, enveloppe N ° 5.
Kutu 15, zarf 5.
Tiroir 15, enveloppe n ° 5...
Ne oldu? 5 no'lu zarf gitmiş.
Il manque l'enveloppe N ° 5.
Zarfın üzerinde posta damgası ya da gönderen adresi yok.
Pas de cachet ou d'expéditeur.
Ve sen ve ben bu zaman zarfında birlikte zaman geçireceğiz, ta ki bir şeyler bulana kadar.
Et vous et moi allons passer des bons moments ensemble, jusqu'à ce qu'on règle ce problème.
- Zarf büyük.
Grande enveloppe.
"Bu zarfı açacağım"
" J'ouvre l'envellope,
Ve bu süre zarfında karısı üstünde o parfümün kokusu dışarıda bir başka erkekleydi.
Et durant tout ce temps, sa femme était dehors avec un autre, en portant ce parfum.
Jüri görevim için yolladığım zarfı aldın mı?
Ça ne te fait pas de peine?
Bence açıkça zarf atıyorlar.
Ça envoie un message assez clair.
Bu süre zarfında Kenneth seni eğlendirecek.
En attendant, Kenneth te divertira.
Zarfın üzerinde bir adres var.
Il y a l'adresse.
O süre zarfında Gibbs'in yerini tespit edip onu getirebileceğinizi düşünüyor musunuz?
Vous pensez vraiment pouvoir localiser et récupérer Gibbs pendant ce temps?
Evet, ama bu süre zarfında bir kaç misafir konuşmacının bilgeliğini size hediye edebilmek için ayarlamalar yaptım.
Mais j'ai organisé, pendant ce temps, { \ pos ( 192,230 ) } la venue de quelques invités d'expérience,
Zarf, diğer daireye girmesi,... ölü çocuğun ayakkabıları, hepsi senin için.
L'enveloppe, l'effraction, les chaussures. - Cela vous est destiné. - Je le sais.
Bombacının telefonu, Çek Cumhuriyetinden bir zarfın içindeydi.
La lettre vient de la République tchèque.
Bu yüzden bu zarfı hemen açmayacağım.
Pour l'heure, je vais refuser cette enveloppe.
- Size şahsen teslim etmem için bana bir zarf verdi.
Il m'a donné une enveloppe pour vous.
Zarf falan yok.
Je n'ai pas d'enveloppe.
Zarfım sizde mi?
Vous avez mon enveloppe?
- Zarfı?
- Jetée.
Kısa süre zarfında pek ata bineceğini sanmıyorum ama.
C'est bien.
Bana tanınan zaman zarfında elimden geleni yaptım.
J'ai fait le maximum dans le temps qui m'était imparti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]