English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zekanı

Zekanı traduction Français

459 traduction parallèle
İçinizdeki her şeyle, üstün zekanızla, kültürünüzle, nasıl oluyor da ruhani değerlere karşı bu kadar duygusuz olabiliyorsunuz, General?
Oh, général, vous si intelligent, si cultivé, comment pouvez-vous être si insensible?
Dr. Mabuse'un ölümüyle, nasıl olağanüstü, insan üstü bir zekanın sona erdiğini kimse anlamıyor.
Personne ne sait quel cerveau surhumain a cessé de vivre avec Mabuse.
Beni onurlandırıyorsunuz efendim. Bu kaz kafalılar sizin zekanızı anlayamaz.
- M. le marquis veut plaisanter?
İki dev zekanın buluşmasını izlemek büyük bir zevk.
C'est stimulant quand deux intellectuels s'entendent.
Sen zekanı kullandın.
Vous avez réfléchi.
Neden onu kurtarmak için zekanızı kullanmıyorsunuz?
Utilisez votre ingéniosité pour le sauver!
Keskin zekanın yokluğunu arayacağım...
Ne vous méprenez pas. Votre finesse d'esprit va me manquer.
Bay Graham... Bay Graham, o mükemmel zekanızın size anlatmaya çalıştığı şey son derece basit :
M. Graham, votre cerveau ingénieux me comprend parfaitement, c'est très simple.
Hoşçakalın Bay Potts, sizin zekanıza sahip bir adamı tanımak büyük bir zevkti.
Vous êtes si cultivé! Merci, Dr Watson.
Sizin zekanızda bir insan aptalca bir cinayet işlemez.
Un homme de votre intelligence ne commettra pas un meurtre stupide.
Hayır. Sizin zekanıza her zaman hayran olmuşumdur.
Pas du tout, j'ai toujours admiré votre esprit.
Zekanızı keskinleştirin, dişlerinizi değil!
Aiguise ton esprit, pas tes dents.
Zekanı kimden aldın bilmem ama... Bu gözleri sana Tanrı vermiş olmalı!
J'ignore d'où vous tenez votre cerveau... mais c'est Dieu qui vous a donné ces yeux!
Böyle bir durumda zekanın kullanımıyla ilgili başka bir örnek.
Un autre exemple d'intelligence.
Zekanızın gücünü duygusallığa kapılarak boşa harcadınız.
Vous avez gâché votre acuité en vous vautrant dans le sentimentalisme.
Zavallı cahil ruhlarını zekanın aydınlığıyla karşı karşıya bırakmak istiyorsun. Horozlar öterken kötü ruhlar kaçıp gider.
Vous Freud, leur apporteriez la lumière de la connaissance dans leurs esprits primitifs et l'esprit malin s'envolerait au loin!
Zekanı geliştirmek için değil, öldürecek adam bulmak için okumayı öğreniyorsun.
Tu n'apprends pas à lire pour être sage, mais pour t'aider à tuer ces hommes.
Evet Hadley, biz şeytani zekanın tersiyle karşı karşıyayız.
Oui. Hadley, nous faisons face à un adversaire d'une ingéniosité diabolique.
- Benim tarafımdan. - Yaratıcı bir zekanız var, Bay Bond.
- Vous avez de l'imagination, M. Bond.
Mürettebatın altıncı üyesini ise uyutulmak ilgilendirmiyor çünkü o yapay zekanın son örneği :
Le 6e membre de "Discovery" n'était pas concerné par l'hibernation. : c'est le dernier produit de l'intelligence artificielle.
Doğru. Zekanız devamlı beni şaşırtıyor, Bay Warfield.
Tout juste. votre intelligence me surprendra toujours.
Bununla birlikte açıkçası zekanız amacıma hizmet etmemi düşünmeme teşvik ediyor. Adeta kartlarımı masaya koymaya zorluyor.
Cependant, vôtre intelligence m'encourage à penser que vous me comprendrez mieux, en étalant mes cartes sur la table.
Aslında, şu iki geri zekalı senin parlak zekanın ürünü.
En fait, c'est parce que ces deux types ont terni ta réputation.
Belki de zekanız o kadar iyi değildi.
C'est peut-être que votre intelligence n'était pas si grande que ça.
Tebrikler. Arkadaşlarınızın yerini tespitteki zekanız takdire değerdi.
Vous avez fait preuve d'une ingénuité admirable pour arriver jusqu'ici.
Verimsiz bir amaç, zekanızı değersizleştiriyor.
Une raison d'être passive, indigne de votre intellect.
Jilet gibi keskin zekanı kendine sakla, Şahin, memlekette midye avlarken işine yarar.
Garde tes plaisanteries pour un autre jour, Œil-de-lynx.
Ve de parlak zekanıza.
À vos têtes éveillées.
Eller, zekanın bıçak ağzıdır.
la main est le tranchant de l'esprit.
Bu sınıfı, zekanızla doldurun.
Remplissez cette salle de votre intelligence.
Bizim seni öldürme arzumuz seni zekanı aşar, sonsuzluğun sınırlarına dayanır, eğer onun bir sınırı varsa tabii.
Ne sais-tu pas que nous voudrions te tuer mille fois jusqu'aux limites de l'éternité si l'éternité pouvait en avoir.
Bu zekanın ve soğukkanlılığın işi.
Il faut juste faire preuve d'intelligence et de sang-froid.
Zekanız çok keskin, efendim
Monsieur est très perspicace.
Kıskançlık kötüdür zekanın ve güzelliğinin altında bir duygudur.
Il n'est digne ni de ton esprit ni de ta beauté.
Ortalama bir suçlunun üstünde zekan var.
Vous êtes intelligent.
Müthiş bir zekan var Abe, bunu biliyorsun.
Vous êtes brillant, vous le savez.
Eğer parmakların da zekan kadar uyanıksa, gerçekten hırsızların prensi olmalısın.
Tu m'as l'air d'être le prince des voleurs.
Müthiş bir zekan var.
Quel génie!
Bazen zekan Beni şaşırtıyor.
Ton intelligence me stupéfie parfois.
Amerikan pratik zekan varsa, başka bir şey gerekmez.
Celui qui a de l'intelligence peut se passer de la chance. Avec ce bon sens américain, on n'a besoin de rien d'autre.
Ama görüyorsun. Heyecan verici bir zekan olduğunu keşfettim.
Mais, voyez-vous, j'ai découvert que vous avez un esprit passionnant.
Şu keskin zekan yok mu, bazen çok itici oluyor.
Ton esprit me révolte parfois.
Zekan, karakterin, dişiliğin, hassas sıhhatin hepsi, kesinlikle hepsi senin tutkuya teslim olmanı men ediyor.
Votre sagesse, votre caractère, votre féminité, votre santé fragile tout, absolument tout vous défend de céder à la passion.
Zekan hâlâ seninle birlikte. Buna meydan okumalısın.
Votre intelligence peut combattre tout cela.
Sen anlayabilirsin. Korkunu kontrol eden zekan var.
Votre intelligence peut contrôler cette peur.
Senin zekan da senin yaşamanı sağlayacak.
Votre intelligence vous aidera aussi.
- Kıvrak zekan için teşekkürler, sevgilim.
Ah, merci de cette présence d'esprit, mon ami.
Ama sana kızmıyorum. Bu zekan için.
Cela fait honneur â ton intelligence.
Şakacısın ve hatta zekan da var.
Vous êtes vive, et même intelligente.
Her ikinizi de çok seviyorum. Zekan, Hayal gücün... o bozuk fikirlerle dolu pis aklın. ve suratın- - güzel, güzel suratın.
Tous les deux, je vous aime tant c'est ton esprit, ton imagination... ton esprit le plus sale avec ses idées pourries et ton visage- - quel beau visage.
Zekanï benimle atïstïr, atïstïracak zekan kalmaz.
Tu te mesures à moi, petit vieux, et t'auras plus d'esprit à mesurer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]