Zekaya traduction Français
200 traduction parallèle
Bunu yapacak zekaya da sahipti.
Il était assez brillant pour ce faire.
Bütün her şey o kadar basit ve sade ki... bunları düzenleyen keskin zekaya sahip birilerinin olduğunu hissediyorum.
Il y a quelque chose de si simple et naïf dans tout cela que je soupçonne la présence d'un cerveau astucieux, quelque part.
Bir komutanın zekaya ihtiyacı yok.
Un commandant n'a pas besoin d'etre intelligent.
Doğduğundaki zekaya sahip değil.
Il n'a pas le moindre bon sens!
Ve zekaya gelince...
Et pour l'intelligence...
Cesarete ve zekaya sahipsin.
Vous êtes un officier courageux.
Doğuştan yasal zekaya sahip bir adamdı.
Il avait toutes les qualités requises pour être un grand juriste.
Sanırım mahkemeye tanığın tanıklık yapabilecek derecede....... zekaya sahip olmadığını belirtmeliyim.
Il est de mon devoir de faire observer à ce tribunal que le témoin n'est pas en possession de toutes ses facultés mentales.
Vücuda ve zekaya destek olmaları konusunda ilaçların gücünün farkındayım.
Je suis conscient de ce que la chimie peut fournir : une assistance au corps et à l'esprit.
Şeytani ve yaratıcı bir zekaya sahibimdir.
J'ai un esprit inventif et plein de ressources.
Bilge adamımız bunu bize zekaya karşı kullanmamız için tasarladı.
Nos sages l'ont conçu pour l'utiliser contre l'intelligence.
Bir zekaya sahip olabilir.
Elle est peut-être douée d'intelligence.
Bunlar insansı, zekaya sahipler.
Ce sont des humanoïdes, intelligents.
Disiplinsiz zekaya itirazım var, yapıcı bir amacı olmayan bir güçsün.
Je proteste contre l'intellect sans discipline, contre le pouvoir sans dessein constructif.
Dışarıda bu maymun gibi kaç tanesi öfkesiyle yanıp tutuşup, onlara liderlik edecek, yeterli zekaya sahip bir maymunu bekliyor?
Combien d'entre eux sont pareils à ce singe? Débordants de rancoeur. Ou attendant la venue d'un singe assez intelligent pour les mener.
Maymunlar zekaya sahiptir.
C'est un singe intelligent.
Maymun çetesinin konuşma yeteneğini kazanan süper zekaya sahip şempanzenin komutası altında olduğu ortaya konmaktadır.
Les émeutiers seraient menés par un chimpanzé anormalement intelligent ayant acquis la capacité de parler.
Bu aletleri kullanacak zekaya sahip değiller.
Ils ne savent pas utiliser ces outils!
Söylentiler, kıvrak bir zekaya ve dağlara uyan maceraperest bir ruha sahip olduğu şeklinde devam eder.
Ils disent qu'il était homme de raison, aventureux... fait pour la montagne.
Aklı dinleyin, zekaya tanık olun hitabetteki belagatı görün, kulak verin.
Ecoutez la sagesse de ses mots et de son esprit... observez son éloquence oratoire... et prêtez l'oreille...
Sadece 10,000 yıl öncesinde insan beyni bugünkü gibiydi ve aynı zekaya sahiptik.
Il y a 10 000 ans... le cerveau humain était comme celui que nous avons aujourd'hui.
Normalin üzerinde zekaya sahip, okuma ve yazma biliyor, sessiz, sakin ve kibar bir görünüm sergiliyor. "
"il est d'une intelligence supérieure." "Il sait lire et écrire." "Il est doux et calme," "pour ne pas dire d'un esprit raffiné."
Ve üstün bir zekaya karşı olduğumuzdan emin olabilirsin.
Et vous pouvez être certain que nous avons affaire à un cerveau supérieur.
Normal bir zekaya sahip normal bir adam... normal çocuk edinme yeteneğine sahip... fakat vücudu alay konusu.
Un homme normal, d'une intelligence normale... capable d'avoir des enfants normaux... mais dont le corps prête à rire.
Babası Marshall sayesinde zeki olacak ve annesi Carla sayesinde o zekaya çok ihtiyaç duyacak olan bebeğin şerefine içelim.
Au bébé. Avec un père comme Marshall, il aura forcément de la jugeote. Avec une mère comme Carla, il en aura forcément besoin.
Ama her şeyin planlarla yürüdüğü zekaya ihtiyaç duyulmayan bu teknede hiçbir kıymetim yok. Schubal ne derse onu yapıyorum. Kapı dışarı edilmeyi hak eden aylağın tekiyim ve sırf acıdıkları için yevmiye veriyorlar.
où tout est au cordeau, où aucune astuce n'est exigée, ici je ne vaux rien, ici je suis toujours sur le chemin de Schubal, suis un fainéant, mérite d'être jeté dehors... et ne reçois mon salaire que par grâce.
Mevcut finansal zorluklarınıza rağmen... sizi başarılı bir adam yapan çok parlak bir zekaya sahipsiniz.
Malgré votre situation financière actuelle, vous avez l'esprit qu'il faut pour avoir beaucoup de succès.
Benim bombamı durduracak kadar zekaya ve zamana sahip olmadığınızı farketmelisiniz.
Vous savez que vous n'avez ni le temps ni la capacité de désamorcer mes bombes.
Ben üst düzey zekaya göre programlandım., - Uzan
J'ai été programmé avec une intelligence supérieure.
Zekaya sahip yedek parçalar.
Des pièces détachées intelligentes.
Ne yazık ki nefret, zekaya üstün geldi.
Alors, ça roule? J'ai eu des difficultés à venir jusqu'ici.
Girişimin yüceltildiği bir ülke çünkü zekaya değer veriliyor.
C'est un pays où toute initiative est glorifiée parce que l'intelligence y est hautement évaluée.
Hepsinin zekasını toplayıp yüzle çarpsan bile, ancak ayakkabını bağlayacak kadar zekaya sahip olursun, onda da üstünü başını salya sümük etmezlerse.
Si on ajoutait tous leurs QI, et qu'on multipliait ça par 100, on aurait assez d'intelligence pour lacer une chaussure et encore, c'est même pas sûr.
Bu adam gördüğüm en güçlü analitik zekaya sahip, istisnasız.
C'est qui? Cet homme a l'esprit d'analyse le plus fin qui soit.
Charlie bunu yapabilecek biriydi ama o zekaya sahip değildi.
Charlie avait le motif, mais pas le cerveau pour concrétiser.
Irkımın üstün bir zekaya sahip olduğu bilinir. Ben de insanlarım arasında en zekilerdenim.
Il est connu que ceux de mon espèce possèdent une intelligence supérieure dont je suis l'un des plus brillants spécimens.
Bu benim ; cinsiyetler arasındaki şaşırtıcı farkı, açıklama biçimim. Erkekler zekaya sahiptir kadınlar ise ruha.
Aux hommes, l'intellect, aux femmes, l'âme
Spot komutlarıma tepki vermeyi öğrenecek zekaya sahip olmayabilir.
Spot n'est peut-être pas assez intelligente pour apprendre à obéir.
Sizin gibi sınırlı zekaya sahip biri bile... birkaç dayak yiyen çocuk... ve uyuşturucu bağımlısıyla yaptıklarınızın... bir canavarı benimsemenizi mazur göstermeyeceğini anlayabilir.
Même un homme de votre intelligence apparemment limitée doit pouvoir voir que votre vécu, avec quelques bébés battus et des drogués, ne justifie en rien d'obéir à un monstre.
Zekaya dair bir belirti?
Des indications d'intelligence?
Peki klonlamaya, ya da yapay zekaya?
Le clonage? L'intelligence artificielle?
12 Ekim 1992'de, NASA, dünya dışı zekaya ait olabilecek yayınları dinlemek için, radyo antenlerinin on milyon frekansı taramasıyla yapılacak bir araştırma olan Yüksek Çözünürlüklü Mikrodalga Tarama işlemini başlattı.
Le 12 octobre 1992, la NASA a lancé une recherche par micro-ondes à haute résolution : Des radiotélescopes balayant 10 millions de fréquences pour détecter toute intelligence extraterrestre.
"Wow!" sinyali, dünya dışı zekaya dair en iyi kanıt.
Ce signal est la meilleure preuve de l'existence extraterrestre.
Sanık anti sosyal ve yıkıcı sonular doğuran olağanüstü bir zekaya sahiptir
L'accusé possède une intelligence hors normes, qu'il utilise à des fins destructrices et associales.
Adamdaki zekaya bak ki bunu anlamış.
"Faut qu'il soit fort, pour goupiller ça".
Bıçak gibi keskin bir zekaya sahiptir.
Pointu comme un couteau!
Şu anda iyi bir kanıtımız var, bu fotonik oluşumlar proto yıldızının içinde yaşıyorlar- - zekaya sahip bir yaşam formu.
Nous avons la preuve que des êtres photoniques vivent dans la protoétoile. Des formes de vie dotées d'intelligence.
İnce bir zekaya sahip misiniz?
De l'esprit?
Baskı altında ortaya çıkan hatalı tüme varımlar yaratıcı zekaya giden yolları tıkar.
Cette illusion qui fonctionne sous la pression, résulte en un pipeline direct vers le génie créatif.
Daha azı zekaya ihanet olur.
La totalité de l'univers?
Bu yüzden de şüphesiz senin önündeki kadehi seçmeyeceğim. Cidden, baş döndürücü bir zekaya sahipsin.
Votre intelligence me sidère.