English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zili

Zili traduction Français

1,023 traduction parallèle
- Banyo zili.
- La cloche pour le bain.
Zili duymuyor musun?
On sonne! Allez ouvrir!
Bir saat önce zili çaldım.
Je sonne depuis une heure!
Zili çalmadan önce yetişmek istedim.
Je voulais descendre vous accueillir.
Bir defasında neredeyse zili çalıyordum.
Une fois, j'ai failli sonner.
Ekselansları zili çalsın yeter.
Vous n'aurez qu'à sonner.
- Seni istediğim zaman zili bir kez çalacağım. - Evet efendim.
Pour vous, je sonne une fois.
Sabah kahvaltı için zili çalacak. 5 numara.
Le numéro 5 demandera à déjeuner.
Zili mi çaldınız, Dr. Watson?
Vous avez sonné, Dr.
Efendi zili çalıyor on dakikadır.
Monsieur te sonne depuis dix minutes.
On dakikadır senin için zili çalıyorum.
Je vous sonne depuis dix minutes.
Bay David artık zili çalmamamı söyledi.
M. David m'a dit de ne plus le faire.
Lütfen zili çal.
Tire le cordon, je te prie.
Hayır, lütfen zili çalma. Lütfen.
Ne sonne pas!
- Kapı zili çaldı. - Ne? Kapıyı açtığı gibi ateş edildi.
On a sonné... elle a ouvert la porte, on a tiré.
-... sonra da kapı zili çaldı ve...
- puis on a sonné à la porte...
- Şey, sonra kapı zili bir daha çaldı.
- On sonna de nouveau.
- Kapı zili katilin işaretiydi. - Kapıyı da dinledin mi?
- C'est ce qui annonça l'assassin.
Kapı zili çaldı ve Diane Redfern senin geceliklerinin içinde kapıya gitti.
On sonna à la porte, Diane arriva en robe de chambre.
Kapı zili çalarsa, cevap verme.
Si l'on sonne, ne réponds pas.
Bakın çocuklar, zili çaldığınızda kapıyı açanlara çok un atmayın.
Ne jetez pas trop de farine sur les gens.
Bir şeye ihtiyacınız olursa sadece zili çalın bayım.
- En cas de besoin sonnez-moi, monsieur.
Bu kapı zili.
C'est la porte. Je réponds?
Beethoven'in "Pastoral" ini andıran telefon zili gibi.
La sonnerie du téléphone qui ressemble a la "Pastorale" de Beethoven.
Zili çalmanın bir tür uyarı olacağını hissetmiştim.
J'aurais dû me méfier, avoir un réflexe de défense.
Zili çalmadım. Doğrudan içeri girdim.
Non, j'allais tout droit vers mon destin.
Şu zili çal Bay Pip.
Alors, sonnez, M. Pip!
- "Kahvaltı zili, öğle yemeği..." - Hayır.
II'II Le petit-déjeuner est servi, repas Non.
Zili görüyor musun?
Tu vois cette cloche?
Başka bir ziyaret daha olursa zili çalacak.
- Il a promis de la sonner - s'il a une autre visite.
Sakın bana ikinizin burada... pikap çalmadığınızı söyleme, dün akşam zili çaldığımda duydum.
C'est ce que vous faisiez quand j'ai sonné hier?
Bir ihtiyacınız olursa da zili çalın yeter.
- Et au besoin, vous n'avez qu'à sonner.
Zili çalar mısınız?
Pourriez-vous sonner?
İşleri çabuklaştırayım mı? Yoksa biri zili çalmadığı sürece eski günlerden konuşup dururlar.
Je vais les presser ou ils en auront pour toute la soirée.
Lütfen, zili çal.
Je t'en prie, sonne.
- Zili çal, lütfen.
- Sonne, je t'en prie.
Yalvarıyorum, zili çal.
Je t'en supplie, sonne.
Kapıyı kapatın ve zili çalarsam gelin.
Sortez et fermez la porte. Je vous rappellerai.
Ama neredeyse bir saat boyunca geri geleceklerini umarak zili çalıp durdum.
J'ai sonné et ressonné près d'une heure... espérant qu'ils reviennent ou autre.
Hepimiz o öğleden sonra.. .. yönetimin haberi olmadığı, bir yedeğin oyununa katılmaya davet edilmiştik.. .. ta ki saat dokuzda zili çalıp perdeleri kaldırmaya mecbur kalana dek.
Nous étions tous invités à assister à la prestation d'une doublure dont la direction ne savait rien jusqu'au lever de rideau, à neuf heures.
Ses çıkmadı mı? .. Bağırmadılar mı, ya da zili çalmadılar mı?
Ils ont dû appeler, vous n'avez pas entendu.
Zili çalacağını tahmin etmemiştim. Barney'nin başına gelenlere baksana.
Regarde ce qui est arrivé à Barney.
Şimdi, Ellie, içkileri getirdikten ve konuklar içkilerini yudumladıktan sonrasında da bir şeyler yedikten sonra zili çalacağım.
Tu demanderas le silence... et je parlerai.
İşte böyle zili çalacağım ve sen de beni dinlemelerini isteyeceksin.
Que penses-tu de ça? Je commencerai...
Kapı zili bozuktu. Ben de içeri daldım.
La sonnette était cassée.
Zili çalsana, Cesira gelsin.
Sonne Cesira, s'il te plaît.
Sadece akrabalar ya da alacaklılar zili böyle Wagner vari bir tonda çalar.
Non. Tu es absurdement négligent pour tes invitations.
Zili çalma, anahtarı kullan.
Viens chez moi à minuit pile. Ne sonne pas.
Zili çalma, anahtarı kullan. - Irene
Ne sonne pas.
Zili bulamadık efendim.
Où est la sonnette?
Yerinde olsam zili boş verirdim.
Inutile de sonner.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]