Zippo traduction Français
64 traduction parallèle
Bu çakmağı da o verdi. Zippo!
Et ce briquet aussi.
Daha sonra zippo. Beş yıl sonra ona Oslo'da rastladık.
Et comme ça, cinq ans plus tard, on l'a retrouvé à Oslo.
Ben de sana çakmağımı veriyorum.
Je te donne mon Zippo.
İşte bu da en ünlülerinden biri..... en genç palyaço Zippo ile birlikte.
Celle-ci est très connue. C'est le plus jeune clown du monde, Zippo.
Benzini duvarlara serpti bir zippo çekti ve "foşşş", oda alevlerle doldu.
Elle en mets partout sur les murs, sort un briquet et whaoouf, la chambre est en flamme.
Zippom sayesinde Chester'ın arabasını alacağım.
La vérité c'est que mon Zippo porte-bonheur, va me faire gagner... la caisse de Chester.
Evet, ama senin annenin elektriği bir Zippo çakmağı kadardır, Scott.
Mais ta mère n'a pas inventé l'eau tiède.
- Büyük Zippo.
- Rien de rien.
Sonra birden Syd giriyordu. Fender gitarın üstünde Zippo çakmak...
Et subitement, Syd était là avec un briquet Zippo sur une guitare Fender.
Şimdi Saipan'da sırtımdaki dev gibi Zippo ile insan kızartması yapıyorum.
Maintenant je suis à Saïpan avec ce briquet géant collé à mon dos, et je fais frire des êtres humains.
Flea, Zippo yanında mı?
Flea, t'as le Zippo?
Zippo ilk önce.
Le Zippo en premier.
Zippo kullanmasını bilen.
Des gars qui savent se servir d'un briquet.
Hiçbir denizci, böyle bir zippoyu arkasında bırakmaz.
Aucun marine ne laisserait un Zippo comme ça.
- Şu Zippo çakmağımı çıkartayım,
- Je prends mon Zippo.
- Bu ilk Che zipposudur.
C'est le 1er Zippo du Che.
Önemli değil. Çakmağım var.
T'inquiète pas, j'ai un zippo.
Zippo çalışıyor.
Le briquet marche.
Çorap lazım mı? Don? Zar ister misin?
Chaussettes, slips, dés, Zippo, cartes :
Bu Zippo markası bir cakmak.
Un Zippo.
Onun için mi elemanlar sana Zippo diyor? Evet.
Alors, c'est pour ça que les gars t'appellent Zippo?
Ellerine tüttürgeç ile zippo da verelim, olsun bitsin.
Car ils pourraient faire ce qu'ils voudraient sans qu'on puisse intervenir.
Bir zippo ve bir şişe yanıcı gazla yaptım.
Juste moi, un zippo, et un peu de gaz inflammable.
Zippo'mu ver diyorum lan.
Rends-moi ce putain de briquet.
Sonuç sıfır, hiç yok.
Zippo, nada, tu vois?
- Batarya daha çok dayanır.
Ça utilisera moins la batterie. - Et pour mon Zippo?
- Zippo'm ne olacak?
- Vous avez un briquet?
- Baş dönmesi var mı?
- Votre Zippo est-il toujours allumé?
Tek söyleyebileceğin onun ben olmadığım ama cebinde çakmak olan kişi bendim.
Tu peux dire que ce n'était pas moi, mais c'est moi qui ai le Zippo dans la poche.
- Bu aslında bir Zippo.
- C'est un zippo.
Zippo'nun gazı bitti
Le Zippo est mort.
Bu bir çakmak.
C'est un briquet, un Zippo.
Zippo çakmak. Yani Melanie öldürüp bir sigara içmek için durdu.
Il tue Melanie et s'allume une cigarette.
Şu Melanie'nin sesli mesajında duyduğumuz Zippo çakmak sesi...
Le Zippo qu'on a entendu sur le message de Melanie...
Eşyalarının arasında Zippo da bulamadık.
On n'a pas trouvé de Zippo sur lui.
Zippo yakıtı.
De l'essence
Sarhoşken onu zippo benziniyle yakan sendin.
Tu l'as arrosé avec le gaz du briquet lorsqu'il était saoul.
Maurice Washington, nam-ı diğer "Zippo".
Maurice Washington, surnommé "Zippo".
Dava dosyasına göre Zippo ile 1-9lar'dan ikisi rakip bir çete üyesini döverek öldürmüş. Sonra da bir arabanın bagajına atıp ateşe vermiş, efendim.
D'après son casier judiciaire, Zippo et deux membres des 1-9s ont battu à mort le membre d'un gang rival, l'ont balancé dans le coffre d'une voiture et y ont mis le feu.
- Fakat Zippo hiç suçlu bulunmamış mı?
Mais Zippo n'a jamais été reconnu coupable?
Mahkeme tutanaklarını istedim, ancak görünen o ki Zippo kendisine ayrı bir avukat tutmuş ve kabak diğer iki kişinin başına patlamış.
J'ai demandé les archives du tribunal, mais il semble que Zico ait obtenu un avocat différent et que les deux autres gars soient tombés pour ça.
Zippo'yu Görüşme 1'de bıraktık. Fakat ona haklarını okurken, avukatını istedi.
Nous avons déposé Zippo en salle d'interrogatoire 1, mais il a demandé son avocat pendant que nous lui lisions ses droits.
Zippo gibi bir katilin, senin gibi bir avukatı olacağını bilmeliydik.
J'aurais dû me douter qu'un tueur comme Zippo devait avoir un avocat comme toi.
Zippo'yu serbest bırakacağım.
Je vais relâcher Zippo.
Eğer Zippo bu cinayete misilleme olarak vurulup öldürülürse bu senin kamu davanı nasıl etkiler acaba?
Si Zippo a tiré et tué en représailles pour ce meurtre, cela affectera ton procès au civil... comment?
Adam Zippo'yu teşhis edebilirse, nihayet kutlamaya değer bir şeyimiz olur.
Donc s'il peut identifier Zippo, là nous aurons enfin quelque chose à célébrer.
Zippo bir 1-9 üyesi.
Zippo est un membre des 1-9s.
O halde, ya Joe sandığımızdan daha başarılı bir suçlu, ya da hazırda bir mazereti olmasına yeterince önem veren birisiyle beraber çalışıyor ve bu kişi Zippo olabilir.
Soit Joe est un meilleur criminel que nous ne le pensions, soit il travaille avec quelqu'un qui s'inquiète assez de son alibi pour en avoir un tout prêt, et ça pourrait être Zippo.
Tamam, Zippo diğer suç ortaklarının, onun için hapse girmelerine izin vermiş.
D'accord, Zippo laisse ses autres complices aller en prison pour lui.
Joe ile Zippo arasında hiçbir bağlantı bulamıyorum e-posta yok, telefon görüşmeleri yok Zippo'nun yöntemine aşina olduğunu gösteren İnternet aramaları yok.
Je ne trouve aucun lien entre Joe et Zippo... Pas d'e-mails, d'appels téléphoniques, de recherches Internet prouvant qu'il connaissait - le mode opératoire de Zippo.
Fotoğrafçı arkadaşı ise Eddie Albert tarafından canlandırıldı. - Evet Zippo çakmağıyla. - Evet.
- Avec son briquet Zippo.